Cemil KOÇAK
CHP’nin seçim zaferini aradan geçen 37 yıldan sonra analiz etmek için uygun bir fırsat sanırım… Yine tam bir seçim öncesinde…
77 seçimi öncesindeki siyasal gerilimi ancak yaşayanlar bilir. Şimdilerde ‘kutuplaşma’ kelimesine takılıp kalanlar, o günlere geri gitseler, acaba nasıl bir tanımı tercih ederlerdi? 1 Mayıs 77’nin kanlı tarihinden birkaç hafta sonra Bülent Ecevit’in İstanbul mitinginde suikast hazırlığı iddiası, zaten kaynayan kazana ilave edilmiş birkaç odundan ibaret sayılabilirdi. Siyasal rekabet, sokakta da karşılıklı silâhlı çatışmaların olağan karşılandığı bir devre tekabül ediyordu artık. 77 seçimi, bütün bu kanlı siyasal sürecin bir çıkış noktası olarak umut vaat ediyordu.
Erken seçim kararı
Aslında seçimin Ekim ayında yapılması gerekiyordu; fakat iktidar partisi olan AP’nin önerisiyle seçim erkene alındı. AP’nin bütün umudu, 1973 seçiminde kaybettiği eski DP oylarını yeniden kazanabilmekteydi. Bu kolay sayılamazdı; çünkü gerek MSP ve gerekse MHP, hatta DP, hâlâ kendisinden seçmen koparabilecek haldeydi. CHP’nin seçimde birinci parti olacağına kesin gözüyle bakılıyordu; mesele, tek başına iktidar olabilecek miydi? Bu sorunun yanıtı, seçim sisteminin azizliğine bağlıydı. Ekonomik ve sosyal sıkıntılar, siyasal düzlemdeki silâhlı çatışmalar, CHP’nin bütün bunlara bir çözüm olabileceği yönündeki beklentiyi artırmıştı. ‘Halkçı Ecevit’ sloganı, bir yandan geniş yığınların ekonomik, sosyal ve siyasal taleplerini içerirken; diğer yandan da hayli popülist bir söyleme karşılık geliyordu.
CHP’nin açmazı
5 Haziran günü yapılan seçimin sonucu beklendiği gibiydi. Seçime katılım oranı % 70’in biraz üzerindeydi. CHP bu kez yaklaşık % 41,5 oy oranını yakalamıştı. Bir önceki seçimden neredeyse sekiz puan daha yukarıdaydı. AP’nin bütün çabası % 37 ile sonuçlanmıştı. MSP % 8,5’u bulmuştu. MHP % 6,5 kadardı. Diğerlerinin bir varlık gösterdiği söylenemezdi. CHP tek başına iktidar için 226 sandalyeye ihtiyaç duyarken, milletvekili sayısı 213’de kalmıştı. CHP’nin seçim zaferi tamamlanamamıştı. Yeniden bir koalisyon hükûmeti kurmak zorunda kalması, onun siyasal açmazını oluşturacaktır.
O gece televizyon ekranında seçim sonuçları izlenirken; bir yandan da CHP’nin 226’yı bulup bulamadığının heyecanlı beklentisi sürüyordu. Bir aralık bulunduğuna ilişkin bir sonuç açıklandı. Hatta televizyonda da bu ilân edildi. Biraz erken bir açıklama olmuştu; üstelik de yanlış çıktı! Sabaha karşı hayal kırıklığı hissediliyordu.
CHP’nin milletvekili sayısı bir önceki seçime göre artmıştı; CHP 28 üyelik fazla kazanmıştı; fakat AP’nin kazandığı oy da az değildi: AP, bir önceki seçimle kıyas edildiğinde, iki milyondan fazla yeni seçmen kazanmıştı. Oy oranında da % 7 artış vardı. Milletvekili sayısı da artmıştı. Bir önceki seçimle karşılaştırıldığında, kırk üyelik fazlaydı. Ama yine de ikinci partiydi. MSP’nin oy oranında herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen, üyelik kaybettiği açıkça görülüyordu. Asıl büyük sıçrama MHP oylarında olmuştu. MHP, oylarını bir buçuk kat artırmıştı. DP, bir önceki seçimden sonra büyük bir başarısızlık içindeydi; partinin genel başkanı olan Ferruh Bozbeyli bile milletvekili seçilememişti. Partinin parlamentodaki tek temsilcisi Faruk Sükan idi. Bir zamanların AP iktidarının ünlü İçişleri Bakanı olarak hatırlanabilir. Geçen sefer adını işittiren TBP ise sadece genel başkanı olan Mustafa Timisi’yi seçtirebilmişti. CHP dışında kalan sosyalist solun temsilcisi sayılabilecek olan TİP ise, herhangi bir başarı gösterememişti.
Senatoda da kazandı
Seçim sadece milletvekilliği için yapılmamıştı; aksine, o dönem Millet Meclisi’nin yanında var olan senato için de kısmî seçim yapılmıştı. 22 ilde yapılan seçimde CHP yine % 42 oy oranına sahipti. Bu, yirmi sekiz senatörlük anlamına geliyordu. AP ise, yaklaşık % 38 oy oranı ile yirmi bir üyelik elde etmişti. MSP yine % 8,5 ile bir üyelik kazanmıştı.
CHP nasıl başardı?
Sağ kanat partileri arasında siyasal parçalanma sürdüğünden, sol kanatta en büyük kitle partisi olan CHP, oy dağılımının sonucunda yine birinci parti olmuştu. AP, ne kadar gayret ederse etsin, eskisi gibi değildi. AP’nin, DP’nin adeta devasa sayılan seçmen kitlesinin tamamına yaslanarak seçimleri rahatça kazanabildiği eski günler çoktan geride kalmıştı. Bunun ilk sinyali aslında 73 seçiminde verilmişti; eğer daha önceden kendisini belli etmediyse… Demirel, muhtemelen bu sosyolojik gelişmeyi ve değişimi ve bu temelde ideolojik yarılmayı hiçbir zaman anlamadı; belki de anlamak istemedi. Her defasında 12 Eylül’e kadar hep bu eski geniş seçmen kitlesini aramaya devam etti. Onları yeniden AP şemsiyesi altında tutmayı hayal etti. Ama bu bir hayaldi. Türkiye’nin siyasal ve ideolojik ayrışmasının eski seçmen kitlesini bir arada tutamayacağı çoktan belli olmuştu aslında.
Güvenoyu alamadı
Seçim sonrası zorlu bir süreç başladı. CHP’lilerin beklentisi, bir şekilde iktidar olmaktı. Ecevit, olası bir CHP-AP koalisyonunu başından elimine etmişti. Seçim öncesindeki siyasal gerginlikler, seçim sonrasındaki politikayı da derinden etkiliyordu. 73 seçiminin ardından kurulan CHP-MSP koalisyonunun âkıbeti de, güzel anılar arasında yer almıyordu hiç kuşkusuz. CHP yapayalnızdı. CHP hükûmetine güven oyu verebilecek, fakat bir türlü bulunamayan on üç milletvekili; belki de 77-80 döneminin cehennemine taşınan yolun önemli bir başka adımıydı.
ECEVİT’İN DÜŞÜŞÜ…
Bülent Ecevit’in 1978 yılında bin bir güçlükle kurduğu CHP hükûmetinin performansı ise, seçmen nezdinde yeterli derecede olumlu karşılanmayacaktır. Ecevit, hükûmet kurması için üzerinde yoğunlaşan siyasal baskının ardından, AP’den ayrılan ve başkaca üyelerin de desteğini kazanan derme çatma bir hükûmet kurdu sonunda. Bugün hâlâ seçim meydanlarında tekrarlandığı gibi; Ecevit hükûmeti, sokak çatışmalarına çare bulamadığı gibi; toplumun çok geniş kesiminin günlük hayatını yakından etkileyen ekonomik sıkıntıların daha da derinleşmesine neden oldu. Kıtlıklar, yokluklar, kuyruklar… Toplumun CHP iktidarında bir kez daha zihnine çakılan semboller olup çıktı. Bugün bile hâlâ politik tartışmaların hatırlatılmazsa olmaz bir parçasıdır. Yaşı tutanlar, o günlerin başarısız hükûmetini yakından hatırlayacaktır.
14 Ekim 1979 tarihinde yapılan milletvekili ara seçiminde (Konya, Manisa, Edirne, Muğla ve Aydın’da) CHP büyük bir hezimete uğradı. Oyu % 30’un biraz altına düşerken; AP % 55’e yaklaşmıştı. Bu oran, Demirel’in hayalini kurduğu orandı. Senato kısmî yenileme seçiminde de oranlar buna yakındı. AP % 47 idi sadece. Oysa sadece iki yıl önce CHP Konya’da, Edirne’de, birinci partiydi. Diğer illerde ise zaten AP güçlüydü. Bu bakımdan seçim neticesi, CHP’nin seçmen nezdindeki başarısını ne ölçüde ölçebilirdi sorusu, yanıtlanmaya muhtaçtır. Yine de bir önceki seçimde CHP’nin oy oranı Manisa’da % 38; Muğla’da % 42 ve Aydın’da da % 38 idi. Rakamlar, CHP açısından ciddî bir düşüşü gösteriyordu. Ecevit de, bu sonuç üzerine başbakanlıktan istifa edecektir.
CHP’nin bazı illerdeki yüksek başarısı
Adana’da % 46; Adıyaman’da % 41; Amasya’da % 45; Ankara’da % 51; Diyarbakır’da % 34; Edirne’de % 53; Erzincan’da % 45; Gaziantep’te % 44; Hatay’da % 55; İçel’de % 44; İstanbul’da % 58; İzmir’de % 52; Maraş’ta % 34; Kars’ta % 52; Kırklareli’de % 48; Kırşehir’de % 45; Kocaeli’de % 43; Konya’da % 31; Malatya’da % 52; Ordu’da % 47; Urfa’da % 33; Sinop’ta % 44, Sivas’ta % 42; Tekirdağ’da % 47; Tokat’ta % 42; Trabzon’da % 39; Tunceli’de % 66; Uşak’ta % 47; Yozgat’ta % 30; Zonguldak’ta % 45…
AP’nin bazı illerdeki yüksek başarısı
Afyon’da % 52; Antalya’da % 54; Artvin’de % 45; Aydın’da % 51; Balıkesir’de % 51; Bilecik’te % 48; Bitlis’te % 34; Bolu’da % 55; Burdur’da % 43; Bursa’da % 51; Çanakkale’de % 50; Çankırı’da % 46; Denizli’de % 43; Erzurum’da % 43; Eskişehir’de % 46; Giresun’da % 40; Gümüşhane’de % 40; Hakkâri’de % 43; Isparta’da % 69; Kastamonu’da % 46; Kütahya’da % 61; Manisa’da % 48; Muğla’da % 50; Nevşehir’de % 41; Niğde’de % 37; Rize’de % 45; Sakarya’da % 44; Samsun’da % 44…
Ve başkaca ilginç sonuçlar…
Ağrı’da bağımsız adayın oy oranı % 42 idi; CHP’ninki ise sadece % 12… TİP’in Ankara’daki oy toplamı sadece 3.500 kadardı. TBP’nin bile aldığı oy, onun neredeyse iki katıydı. Artvin’de CHP ile AP arasındaki oy farkı neredeyse sadece bindi. Bingöl’de CHP ile MSP % 25’er oy oranındaydı. Bitlis’te CHP % 17 idi. Çanakkale’de ise % 38 idi. TİP Diyarbakır’da üç bin kadar oy alabilmişti. CHP Hakkâri’de % 36 oy oranına erişmişti. TİP İzmir’de iki bin kadar oy alabilmişti. TBP, bu kentte de TİP’i geçmişti!
Yazarlar
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016