Cemil KOÇAK
Direnme hakkı’nın önümüzdeki günlerde de sık sık politik gündemin bir parçası olması ihtimaline karşı; 27 Mayıs’a giden yolun kilometre taşlarında; CHP’nin bu sloganı zamanında nasıl kullandığını da hatırlamak gerekir.
Diktidarının son dönemecinde; CHP lideri İsmet İnönü, 27 Mayıs’ın hemen öncesinde; 10 Ocak 1960 tarihinde, Bursa’da yaptığı konuşmada; özellikle basın özgürlüğünün yitirildiğinden şikâyet ediyor ve şöyle diyordu: “Her vatandaş biliyor ki; Türkiye’nin basın rejimi, bugün birinci derecede şikâyet ve felâket konusudur. Bu rejim, bütün hür dünyanın diline düşmüştür.”
‘Gençlere güveniyoruz’
27 Mayıs’a bayağı yakın bir zamanda, İnönü, özellikle gençlere yönelik mesajlar vermeye çalışıyordu. 1 Nisan 1960’da üniversite öğrencilerinin kendisine yaptığı ziyaret sırasında; hakların korunması gereğinden söz ederken; “önümüzdeki günlerde sizi önemli vazifeler bekliyor; bunlarda zafer kazanacaksınız; gençlere güveniyoruz” demişti. Ankara ve İstanbul’daki üniversite öğrencilerinin büyük gösterilerine sadece birkaç hafta kala… Sadece iki gün sonra; Kayseri olayları sırasında yaptığı açıklamada; “Milletimiz, bir kısım vatandaşlara yapılan haksızlığı, bütün millete yapılmış gibi yüreğinde hissedip, heyecanını açığa vuracak ileri insanlık merhalesindedir.” demişti. İnönü’ye göre, “bir tek vatandaşa karşı yapılan haksızlığı, bütün millete karşı işlenmiş bir fiil sayarak, ona göre davranmak,
anayasanın verdiği bir hak, medenî bir cemiyet mensubu olmanın her vatandaşa yüklediği bir vazife”ydi. Nihayet İnönü, bu konuda en önde yer alacağını da şöyle vurguluyordu: “Hiç kimsede en ufak bir şüphe olmasın; ben muhalefet lideri olarak bu hakkı sonuna kadar kullanacak, bu vazifeyi vazifelerimin başında sayacağım.”
‘Seçim emniyeti’
İnönü açısından gelecek seçimlerin güvenliği de tartışmalıydı; bu konudaki endişelerini de şöyle açıklıyordu: “1957 seçimlerinin bütün memleketçe bilinen ve henüz düzelmemiş olan sakat usûlleri, yeni seçimler için fena bir ihtimal olarak hatırlarda tazeliğini muhafaza etmektedir.” İnönü, radyonun da iktidarın emrinde kullanılan basit bir propaganda aygıtına dönüşmesinden şikâyetçiydi ve bu durumu seçim güvenliğine yönelik bir saldırı olarak görüyordu: “Sadece radyo suistimalinin bugünkü fecî manzarasını göz önüne almak, önümüzdeki seçimlerde dürüst usûller tatbik edileceği ümidini temelinden sarsmaya kâfidir. Radyonun vatandaşa tecavüz âleti olarak kullanılması, radyonun seçimde seçmen vatandaşın oyuna tesir edecek şekilde kullanılması, türlü seçim yolsuzlukları için de başlı başına bir eksik teşkil edecektir.”
‘Emekli askerlerle toplantı’
İnönü, 4 Nisan’da da, Ankara’ya dönerken; “emekli general ve amiraller”le görüşmüştü. Bu görüşmede de emekli askerlere şöyle seslenmişti: “Emekli amiral ve generallerimizle burada yaptığımız toplantının benim için müstesna bir kıymeti vardır. Eski asker arkadaşlarımla bugün burada toplanmış olmanın benim için müstesna bir kıymeti vardır.” Bu toplantı sırasında İnönü, “Türk milleti, emekli askerlerinde memleketin ilerlemesini ve ideallerini muhafaza eden bir faziletli ocakta yetişmiş insanları görmektedir. Cemiyetin ordu grubu, bütün karakter sağlamlığını muhafaza etmektedir. Milletin bünyesindeki kuvvetli bir varlıksınız. Milletin gözü kulağı, ihtiyacı olduğu zaman, olmadığı zaman, size müteveccihtir. Huzur içinde yaşayan arkadaşlık, bizim için paha biçilmez bir bahtiyarlık vesilesidir. Kanaatkâr ve mütevazi hayatınızda milletimizin size karşı beslediği güveni daima yüreğinizde en değerli emanet olarak muhafaza edeceksiniz.”
Taviz yok…
İnönü, bu kez de, 9 Nisan’da, “ana muhalefet partisinin lideri olarak, sizi temin ederim ki, CHP vatandaş hakkının korunması bahsinde en ufak bir taviz vermeye asla rıza göstermeyecektir. (…) Bir takım yasakların kanun dışı kullanılması teşebbüslerine karşı hakkını bilenlerin bütün şiddeti ile çalışacağız. Gizlilik perdesi altında marifetler yapmaya kalkışacak kaba kuvvet hayranları, hiçbir perdenin arkasında bulunmadıklarını ve milletin kendilerini bütün ruh çıplaklıklarıyla seyretmekte olduğunu dehşet içinde göreceklerdir. Kendisine eziyet etmek istedikleri her vatandaşın yanında o vatandaşın mensubu bulunduğu zümrenin tamamını, bizi ve nihayet haksızlığa karşı baş eğmemeye azimli, kararlı milleti bulacaklardır ve kudretlerinin hiçbir şeye yetmediğini, cesaret sahibi hiç kimsenin kılına dokunamayacaklarını anlayacaklardır.” İnönü, bu konuşmasında da, yakın seçimde iktidarın devrileceğinden söz ediyordu: “Baskı rejimi, son çırpınışları içindedir.”
‘Din istismarı’
İnönü’nün bir diğer şikâyeti de, iktidar partisinin “din istismarı”ydı. Bunu da şöyle anlatıyordu: “Seçim mücadelesini açtık. Daha ilk anda dini politikaya âlet ederek propaganda başladı.” Şimdi de İnönü’nün neden dolayı şikâyetçi olduğunu ve bu konudaki gerekçesine bir göz atalım: “İktidar [partisinin] başkanının (…) altından geçtiği, kendi partisi tarafından imâl edilmiş taklarda, kendi partisi tarafından asılmış dövizlerde; din ve İslâm rehberliğinden, hattâ Hazreti Ömer’likten bahsedildiğini okuduk. Fakat iktidar [partisinin] başının bu yazılara itiraz ettiğini, bunlardan bir tekini kaldırttığını işitmedik. Artık din adamı olduğu iddiasında bulunan acayip kıyafetli bir zat, bir eski politikacı da, siyasî partiler hakkında giriştiği propagandada, iktidar [partisinin] başkanını ve en yakın iki ideal arkadaşını desteklemekte, CHP’nin serbestçe aleyhinde bulunmaktadır.” İnönü, yakın zamanda yapılacak seçimde de benzer gelişmeler olacağından dolayı endişeliydi ve bunu da şöyle ifade ediyordu: “Benim için ehemmiyetli olan işin esasıdır. 1960 seçim kampanyasında dini siyasete âlet eden bir propaganda usûlü takip olunacak mı, olunmayacak mı? (…) 1960 kampanyasının dinin geniş mikyasta CHP aleyhine istismarı esasına dayanacağı endişesi veriyor.”
‘Gayri meşru baskılar’
Nihayet 27 Mayıs’a sadece bir ay kala, 28 Nisan’da, İstanbul’daki büyük öğrenci gösterisinin olduğu gün; CHP, örgütüne ilettiği genelgede şöyle diyordu: CHP, “iktidarın anayasa dışına çıktığını, hukuk devleti prensiplerini çiğnediğini, insan hak ve hürriyetlerini gayri meşru baskılar altına aldığını, Türkiye’de demokratik rejimi ve anayasaya müstenit devlet nizamını tahribe kasdettiğini müşahade ve tesbit etmiştir.”
Bu durum karşısında; “her zamankindendaha zinde ve azimli olan” CHP, “müşterekideallerin tam bir tesanütle birleştirdiği vatandaşlar olarak, yıkılmaya mahkûm olan baskı rejiminin getireceği şartlar ne olursa olsun, anayasa nizamının yeniden kurulması uğrunda büyük Türk milletine lâyık mücadeleye kararını vermiştir.”
‘Tedhiş havası’
İnönü, 3 Mayıs’ta da, öğrenci gösterilerinin hemen ardından; “bugün nice aile, tanıdığı bir gencin hayatı, yaraları ve elemleri ile bedbaht edilmiştir” diyor ve şöyle devam ediyordu: “Demokratik bir idare altında insan gibi yaşamaktan başka bir şey talep etmeyen kız ve erkek öğrencilerimiz; her türlü şiddet tedbirlerine maruz bırakılmıştır. (…) Hâlâ huzurdan bahsedilmek, akla durgunluk veren bir samimiyetsizlik ve pervasızlıktır.” Ülke, kısaca, “bir tedhiş havasının karanlıkları içinde sürüklenmişti.”
‘İhtilâl’ ve ‘ordu’
İnönü, 6 Mayıs günü, NATO toplantısı dolayısıyla, yabancı gazetecilere yaptığı açıklamada; söze “bu iktidar ihtilâlle devrilirse...” diye başlıyor ve hemen ertesi gün, 7 Mayıs’ta da, yine yabancı gazetelere, “hiçbir uzlaşma imkânı yoktur” şeklinde bir demeç veriyodu. Ve nihayet mesele, orduya da sirayet etmişti; İnönü, ordu mevzuunda şunları söylüyordu: “Baskı idareleri ordudan korkarlar ve korktukları ordudan bütün vasıfları silip, bir vasfı bırakmaya çalışırlar. Bu tek vasıf, kendilerine sadakat vasfıdır. Halbuki ordu, her memlekette bir millî büyük müessesedir. Ve milletine karşı vazifelerinin vasıflarına muhtaçtır. (…) Anayasadan ve insan haklarından ayrılır, bir baskı rejimi haline gelirse; ordunun mensupları, birer vatandaş ve birer entelektüel olarak vicdan muhasebesi içine girerler. Bu vicdan muhasebesinin krizleri nasıl neticelenir; kimse bilemez. (…) Ordu ile iktidara gelmek istemiyoruz; bir baskı idaresini millet kuvveti ile yıkmak için mücadele ediyoruz.”
Bir gazetecinin “hükûmet bu baskı yolunda ileri gider; orduyu kullanmak isterse, ordu buna razı olacak mıdır?” şeklindeki sorusunu da İnönü şöyle yanıtlayacaktır: “Benim kanaatim; milletten, milletin bütün teşekküllerinden, şüphesiz ordudan, hattâ polisten mukavemet göreceğidir. Hiç kimse kendisini arzu ile zulme alet etmeyecektir.” Yine bir gazetecinin “işitiyoruz ki, bilhassa genç subaylarda bu vicdan muhasebesi şimdiden başlamıştır” şeklindeki yorumuna karşı da; İnönü, “Hiçbir şey tahmin edemem; hiçbir temasım yoktur; hiçbir teşebbüsün ve bu istikâmette bir arzunun peşinde değilim. Bu söylediklerim karşıdan gördüklerimdir. Yalnız bildiğim şudur: Namuslu bir vatandaş, baskı idaresine boyun eğmeyecektir.” Gazetecinin, “bu namuslu vatandaş aynı zamanda asker vatandaş demek mi?” şeklindeki sorusunu da şöyle karşılayacaktır: “Asker ve diğerleri… Hepsi…”
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016