Cemil KOÇAK
Ben de yeni öğrendim; ama kaynak yine bir İngiliz gazetesi olunca insan inanmamazlık edemez tabiî! Kesin bilgi, yayalım bari!
İngiliz The Sunday Times gazetesinin 11 Şubat 1968 tarihli haberi, gerçekten de ‘yakın tarihimizin yeniden yazılması gerektiği’ni bize kanıtlıyor! Son zamanlarda “anı’lara dayanarak ‘tarihin yeniden yazılması gerektiğini iddia edenler’ de çoğaldı doğrusu… Kendilerine de şimdilerde “alafranga tarihçi”ler lâkabını takmışlar! Nereden mi biliyorum; şundan: Kendilerini eleştirenleri “alaturka tarihçi” olmakla suçluyorlar da ondan! Eh, bu durumda onlar da tarihçinin alafrangası oluyorlar herhalde!
İNGİLİZ BÜYÜKELÇİSİNİN YAZDIKLARI
Benim de son dakikada haberim oldu doğrusu… Gazetenin haberi Martin Gilbert tarafından kaleme alınmıştı. Kaynağı ise, yine 1968 yılında yayınlanmış bir kitaba dayanıyordu. Piers Dixon, bir dönem İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliğini de yapmış olan babası Percy Loraine hakkında yazdığı bir kitapta (“Double Diplomat”); büyükelçinin bir telgrafına da yer vermişti. Bu telgrafta; büyükelçi, Atatürk ölmeden kısa bir süre önce onu Dolmabahçe sarayında ziyaret ettiğini ve bu sırada Atatürk’ün kendisine ölümünden sonra Cumhurbaşkanlığını önerdiğini açıklıyordu!
Şimdi isterseniz; bu ‘yakın tarihimizi tamamen değiştirecek ve onun yeniden yazılmasına neden olacak nitelikteki’ ‘belge’yi mercek altına alalım… Büyükelçi; İngiliz Dışişleri Bakanı Halifax’a yazdığı raporda; 1938 yılının Kasım ayında (maalesef günü kesin olarak belirtilmemiş) Atatürk’ü hasta halinde Dolmabahçe’de ziyaret ettiğini açıklıyordu. Telgraf metni; Dixon’un yazdığına bakılırsa; babasının evrakları arasından çıkmıştı. Artık öyküye gelebiliriz o halde…
MEĞER ATATÜRK...
Yazıldığına göre; Loraine, Atatürk’ü Dolmabahçe’de hasta yatağında ziyaret etmişti. Yanında iki doktor ve iki de hemşire bulunmaktaydı. Fakat onun gelişiyle birlikte Atatürk onların dışarı çıkmasını istemişti. Sonra büyükelçiyle yavaş, fakat dikkatli bir şekilde konuşmaya başlamıştı. Kendisini çağırmasının nedenini açıklamış; büyükelçiyi her zaman kendisine lâyık makamlarda görmek arzusundan söz etmişti. Loraine’e göre; Atatürk, zamanında birlikte çalıştığı yakın arkadaşlarının birçoğunu yanından uzaklaştırmış ve kaybetmişti. Artık o sadece kendisinin nasihatlerine ve dostluğuna güveniyordu. Aralarındaki dostluğun pekişmesine önem veriyordu. Büyükelçiyi sanki hükûmetin bir üyesiymiş gibi görüyor; kendisiyle bu çerçevede konuşuyordu.
REDDEDİLMEYİ BEKLEMİYORDU
Elbette Atatürk’ün kendisinden sonra Cumhurbaşkanı olacak kişiyi belirleme yetkisi ve hakkı vardı. Arzusu da… Onun arzusu; Loraine’in kendisinden sonra Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı olmasıydı. Bunu açıkça kendisine önermiş ve yanıtını da hemen almak istemişti. Yanıtın olumlu olmasını da bekliyordu. Büyükelçi, yanıt vermeden önce bir miktar düşünmüş ve nefeslenmişti. Sonra bütün gücünü toplayarak; kendisine müteşekkir hissettiğini söyleyebilmişti. Neticede bu öneriyi kabul etmesine imkân yoktu elbette… Kendisi daha uzun süre İngiliz dışişlerine hizmet etmeyi umuyordu. Bu bakımdan Cumhurbaşkanı olmasına imkân görmüyordu. Reddetmek zorundaydı bu öneriyi…
Atatürk, bu yanıt üzerine heyecanlanmıştı. Yeniden dinlenmeye ihtiyaç duymuştu; ardından büyükelçiye önerisini reddetmesinin ardında yatan nedeni çok iyi anladığını belirtmişti. Biraz hayal kırıklığına uğramış olsa bile… Bu yanıtı beklediğini de söylemişti. Ve ardından yeni Cumhurbaşkanı olarak İsmet İnönü’nün adını telâffuz etmişti. Elbette büyükelçinin yerine… Atatürk, Loraine’nin gelecekte Türk-İngiliz ilişkilerinde önemli roller oynayacağını söyleyerek, kendisine veda etmişti. Ardından da hastalığı nedeniyle yine kendinden geçmişti.
KÜÇÜK BİR ARAŞTIRMA
Olabilir mi diye düşündüm gerçekten… Küçük bir araştırma yaptım. Acaba “Atatürk’ün Nöbet Defteri”nde böyle bir görüşme kayda geçmiş mi diye baktım özel olarak… 2 ve 3; ardından da 5-9 Kasım 1938 tarihli kayıtlar boş bırakılmış… Bu durumda kesin olarak bu görüşmeyi yok saymak mümkün değil… Gerçi bu sırada Atatürk çok hastadır; nöbet defterine göre, son görüşmesini ancak 13 Ekim’de yapabilmiştir. Yine de 16-26 Ekim tarihlerinin kayıt altında olmadığı görülüyor. Bu nedenle görüşmeye ilişkin kesin bir saptamada bulunmak mümkün değildir.
Hastalığına geri dönecek olursak; araştırmamıza bu alanda devam edebiliriz artık… Bilâl Şimşir’in “Atatürk’ün Hastalığı” kitabından öğreniyoruz ki; büyükelçi, daha 21 Ekim’de Londra’ya yazdığı raporda; Atatürk’ün hastalığının çok ilerlediğinden ve sonunun geldiğinden söz ediyordu. Hatta o kadar ki, hastalık, onu mantığından yoksun bırakmıştı! Nitekim Atatürk, bu sırada ilk komadan çıkmak üzereydi. Loraine, 26 Ekim’de ise, Atatürk’ün krizi atlattığını İngiltere’ye haber veriyordu. Bu yazışmalarda Atatürk ile bir görüşme söz konusu edilmemişti! Büyükelçi, 29 Ekim’de cumhuriyet bayramının sönüklüğüne de dikkat çekiyordu.
Atatürk’ün ikinci ve son komaya girmesine neden olacak tıbbî operasyonun 7 Kasım’da yapıldığını ve ertesi gün de komaya girdiğini biliyoruz. O halde büyükelçinin Atatürk ile görüşmesinin Kasım ayının ilk haftası içinde yapılması gerekir ki; Atatürk’ün bu kadar ağır hasta olduğu bir sırada böyle bir görüşmenin yapılmasına ihtimal vermek zordur.
ASLINDA ŞAKAYMIŞ!
Bu kadar araştırmaya gerek var mıydı diye soracak olanlara, bir yanıtım olamaz maalesef… Şimdi bir adım daha atalım ve gazete haberinden sonraki gelişmeleri görelim…
Bir de ne görüyoruz; ünlü Alman dergisi Der Spiegel’in 19 Şubat 1968 tarihli sayısında yayınlanan bir açıklama… Bir başka İngiliz diplomatı; The Sunday Times gazetesini aramış ve yayınlanan bu telgrafı kendisinin kaleme aldığını açıklamıştı. Ama ‘şaka’ olsun diye yapmıştı bunu… Evet, yanlış okumadınız; sadece bir ‘şaka’… Anlaşıldığı kadarıyla, Loraine’in diplomatik misyonunu abartılı bir şekilde reklâm amaçlı kullanıyor olmasına karşılık; meslekdaşı; kendisine takılmak için, böylesi bir telgrafı yazmıştı! İki diplomat arasındaki rekabet ve çekişmenin ve nihayet ‘takılma’nın ‘şaka’ yollu ifadesinden ibaretti; bütün olan biten… Zaten telgrafın aslının İngiliz Dışişleri arşivinde bulunmaması da bayağı kuşku uyandırmalıydı!
BATI BASINI VE ANILAR
Elbette böylesi bir haberin yanlışlanması için büyük gayret gösterilmesine ihtiyaç yoktur. “Belge”nin içeriği ve zamanlaması, bunun gerçek olamayacağını zaten biz tarihçilere haykırmaktadır! Lâkin Batı basınında yayınlanan her haberin sadece ‘Batılı’ olduğu için inanılması ve asla sorgulanmaması gerektiğine inananlar da çoktur yani… Çoğunluk değilse de, epey çokturlar. Görüldüğü gibi, Batılı basın da, tongaya kolayca düşmektedir.
Tabiî bir de anılar var. Uyduruk olduğunu her yönüyle haykıran anılara da aynı çerçevede yaklaşmak gerekir. Ne bütün ‘eski kâğıtlar’ ‘belge’dir; ne de ‘anı’ kisvesi altında anlatılan her şey; hatta anlatanlar ‘ecnebi’ bile olsalar, gerçektir. Onların gerçekliği ancak tarih metodolojisinin imkânları içinde test edilebilir.
Herhangi bir ‘anı’nın geçekliğinden kuşku duymak ve onu sorgulamak; o ‘anı’ sahibinin kimliğinden bağımsız bir işlemdir. Anı sahibinin kimliği, kişiliği, hatta varsa politik vasfı; bir tarihçi açısından önemli değildir; değer taşımaz. Taşımamalıdır. Burada önemli olan testin ‘anı’ metninin kendisine, sadece ona yöneltilmesidir.
Bu yazıda ‘İngiliz gazetesinin bile’ tongaya kolayca basabildiğini gösteriyorum. Kaynağın İngiliz gazetesi; ‘İngiliz belgesi’ ya da evrakın sahibinin bir İngiliz diplomat olması; hatta onun oğlu tarafından yayınlanması; dahası kitabının bir İngiliz yayınevi tarafından basılması; öykünün gerçeğini sorgulamamıza engel değildir; daha doğrusu olmamalıdır!
Doğan Avcıoğlu’nun yazdığı “Millî Kurtuluş Tarihi”nde ünlü bir deyim geçer: “Asılacaksan İngiliz sicimiyle asıl” şeklinde… İngiliz malının ne denli kaliteli olduğunu anlatmak için zamanında uydurulmuş bir Doğu ülkesi lâfıdır. Batı basınında yayınlanan her şeye inanmamak da yeni düstur olmalıdır!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016