Ümit KARDAŞ
Ukrayna, zengin kömür, doğal gaz, petrol, uranyum yataklarının yanı sıra lityum, titanyum gibi önemli elementlere sahip bir ülke. Enerji alanında ve elektrikli araçların pillerinin yapımında kullanılan karbondan oluşan grafit bakımından da zengin.
Söz konusu rezervler dünyadaki kritik hamaddelerin yüzde beşine karşılık gelirken Ukrayna’yı ilk beşe sokmakta. Ülke, rüzgar türbinleri, güneş panelleri ve elektronik cihazların üretiminde kullanılan toprak metallere de sahip. Ancak bu kaynakların bir kısmı Rusya işgali altındaki Luhansk ve Donetsk bölgesi ile Herson ve Zaporijiya bölgelerinde.
ABD Devlet Başkanı Donalt Trump, ülkesinin savaş sırasında Ukrayna’ya yaptığı askeri yardımları geri almaları gerektiği gerekçesiyle Ukrayna’daki rezervlere ortak olacak bir anlaşmayı Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’e kabul ettirmeye çalışıyor. Üstelik “Değerli Maden Anlaşması’ını imzalamak için Oval Ofis’te konuk ettiği Zelenskiy’i hiçbir diplomatik nezakete ve görgüye sığmayacak şekilde ve Ukrayna halkına saygısızlık oluşturacak tarzda aşağılayarak baskılıyor.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin de “ Yeni topraklarımıza, yani Rusya’nın bir parçası haline gelen tarihi topraklarımıza yabancı ortakları çekmeye hazırız” diyerek Trump’a yeşil ışık yakarken Trump ta Putin’i “çok akıllı bir adam” nitelemesiyle övmekte.
ABD-Rusya arasındaki bu kirli çıkar ortaklığının yarattığı yumuşama Ukrayna ve Avrupalı müttefikleri endişeye sevk etmiş durumda. İki ülke arasında Riyad’da yapılan görüşmelere Ukrayna ve Avrupa devletleri davet edilmedi. Rusya tehlikesinin yayılmasından kaygı duyarak Ukrayna’ya yardım etmiş bulunan Avrupa, savaşın sona erdirilmesine yönelik müzakerelerden dışlanma ve güvenliklerinin tehlikeye girme ihtimalinden kaygı duymakta.
Nitekim bu kaygının sonucu İngiltere, AB üyesi devletlerle ön alarak Londra’da bir zirve topladı. İngiltere Dışişleri Bakanlığının tarihi Lancaster House yerleşkesinde düzenlenen ve ana gündem maddesi Ukrayna'da kalıcı barış ve Avrupa güvenliği olan zirveye Ukrayna, Fransa, Almanya, Danimarka, İtalya, Hollanda, Norveç, Polonya, İspanya, Türkiye, Kanada, Finlandiya, İsveç, Çekya ve Romanya'dan devlet liderleri ve bakanlar katıldı.
Nato’nun mali yükünü ABD’nin üstünden atmak isteyen Trump, Avrupa Birliği üyesi devletlerin katkılarını arttırmaları gerektiği konusunda ısrarlı. Nato’nun Avrupa üzerinde genişlemesi izlediği politikayı ilgilendirmemekte.
Almanya’daki son seçim sonuçlarından sonra AB bakımından NATO’nun tartışmalı hale geleceği, fiilen etkisini yitirebileceği ihtimal dahilinde. Trump’ı Avrupa’nın güvenliği değil, Ukrayna üzerinden güçsüzleştirilen Rusya’nın kontrolü ve ABD ekonomisi için en büyük tehdit olarak gördüğü Çin’in durdurulması ilgilendirmekte. Trump’ın bunun yanı sıra Panama, Kanada ve Grönland’e yönelik uluslararası hukuka ve BM Şartı’na aykırı emperyalist söylemleri dünya için tehlikeli bir gidişi göstermekte.
Özellikle Arktik bölgedeki ( Kuzey kutbu ve çevresi ) buzulların erimesiyle ortaya çıkan ekonomik fırsatlar defalarca Grönland’i Danimarka’dan bedel karşılığı almak isteyen ABD’nin iştahını kabartmış durumda. Arktik bölgesi üzerinde ABD, Danimarka, Norveç, Rusya ve Kanada’nın çakışan kıta sahanlığı iddiaları bulunmakta.
Bunların dışında Trump’ın açıkladığı hiçbir değerle bağdaşmayan Gazze planı, ABD’nin iki devletli çözümden vazgeçtiğini, Gazze’yi etnik arındırma yaparak İsrail ile birlikte işgal etme niyetinde olduğunu göstermekte.
Dünyanın zorba, hukuk dinlemez, açgözlü liderlerle geldiği nokta geçmişten bağımsız değil. Norbert Elias’ın belirttiği gibi medenileşme süreçleri düzensiz olarak ve sapmalarla ortaya çıktı. Gelişmiş bir devlet aygıtının oluşumu olağanüstü ölçüde yıkım kapasitesine sahip olma sonucunu doğurdu.
Büyük ölçekli savaşlarda ve toptan imhalarda bu potansiyel kullanılmıştı. “Medenileşme” sürecine karşı “barbar medenileşme süreci”(counterpoint- Christopher Powell-“Barbaric Civilization”) kavramı yerine oturmakta. Sınırlar, duvarlar, bayraklar, marşlar, silahlar, silahlı güçler, işgaller bu sürecin sonucu ortaya çıkmış durumda.
Muzaffer fetih orduları, girdikleri yerlerdeki insanları son kişiye kadar öldürecek, tecavüz edecek, köleleştirecek, mallarını yağmalayacaktı. Tarihi, ölümsever liderler yazacaktı.
Kuşkusuz 20. yüzyıl yaşanan acılar ve baskılarla tahakküm ve sömürü altında geçti. Savaşlarda yaşanan göçler, mülteci durumuna düşen insanlar, yitirilen yaşamlar, evler, duygular. 20. yüzyılın sonu ile 21. yüzyılın başında yaşadıklarımız bunlardan farklı değil.
Eşitsizliğin ve adaletsizliğin arttığı, evrensel insani değerlerden uzaklaşıldığı, doğanın hareketli hareketsiz tüm varlıklarıyla tahrip edildiği, fanilik değerini hiçe sayan kötülüğün ve açgözlülüğün ağır bastığı bir yerdeyiz.
2108 Küresel Adaletsizlik Dünya Yoksulluk ve Eşitsizlik Raporu’na göre ; küresel servetin % 65’i Kuzey Amerika ve Avrupa’da bulunmakta. En fazla yoksulun yaşadığı Afrika ise küresel servetin %1’ine dahi sahip değil. Gelişmiş ülkelerdeki kişi başı servet her geçen gün artarken yoksul ülkelerde servetin yurt dışına kaçırılmasına paralel bir şekilde bu oranda gerileme yaşanmakta.
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2011 yılında yayımladığı verilere göre insanların tüketmesi için üretilen gıdaların üçte birinin, yaklaşık olarak 1,3 milyar ton gıdanın, üretim zinciri boyunca israf edildiği ortaya konulmuş. İsraf edilen bu gıda, her gün aç yatmak zorunda kalan 821 milyondan fazla insanın doyurulmasına yetecek seviyede.
Ünlü ekonomistler ve sosyal bilimcilerden oluşan bir ağ tarafından hazırlanan 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu, pandemi başından bu yana küresel hane halkı servetinde dolar milyarderlerinin payının 2020 başlarındaki yüzde 2 düzeyinden yüzde 3,5'e sıçradığını gösteriyor. Dolar milyonerlerinin payı da yüzde 10'dan yüzde 11'e yükselmiş durumda.
Rapora göre dünyanın birçok bölgesinde en zengin yüzde 10'luk kesim, toplam servetin yüzde
60 ila 80'ini elinde tutuyor. Raporda "hane halkı serveti en az 19 milyon dolar olan" süper zengin yüzde 0,01'lik kesimin - 520 bin kişiden oluşuyor - toplam servetteki payını geçen yılki yüzde 10 düzeyinden yüzde 11'e yükselttiği aktarılıyor. Bu kesimin 1995 yılında toplam servetteki payı ise yüzde 7'ydi. Bu durum “pandemi” den önce de zaten hiç eşit olmayan küresel servette bir kutuplaşma olduğunu gösteriyor. Servet daha fazla iktidar ve etki gücü sağlarken eşitsizliği arttırmakta.
Latin Amerika ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi, dünyanın en adaletsiz coğrafyaları olarak öne çıkarken, bu bölgelerde toplam servetin yüzde 75'inden fazlası en zengin yüzde 10'luk kesimin elinde.
Forbes'un her yıl yayımladığı milyarderler listesine bu yıl rekor sayıda (2.755) yeni dolar milyarderi eklenirken, bu bireylerin toplam serveti de geçen yılki 8 trilyon dolardan 13,1 trilyon dolara çıkmış durumda..
Türkiye’de de son yıllarda izlenen ekonomik politikalar yoksulu daha da fakirleştirirken zenginler servetlerini hızla artırdı. Emeğiyle geçinenlerin ve emeklilerin milli gelirden aldığı pay azalırken büyük şirketlerin payı artmaya devam ediyor. Gelir dağılımında eşitsizlik, sosyal adalet ve toplumsal barışın önündeki en büyük engel olarak durmakta.Gini katsayısı gelir dağılımı eşitsizliği ölçmek için kullanılan en temel göstergelerden biri. Buna göre Avrupa’da gelir dağılımı eşitsizliğinde Türkiye ilk sırada yer alıyor. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada bulunuyor.
Ülke içinde de uluslararası alanda da zenginler artık yoksulların yerine ödemede bulunmayı istememekte, hatta onları başlarından atmak istemekteler. Bir yanda savaşların ya da iç çatışmaların dışarıya doğru savurduğu insanlar. Diğer yanda küresel adaletsizliğin, yoksulluğun ve eşitsizliğin kurbanı olup, ölümü göze alarak insanca bir hayatın umuduyla sürüklenenler.
Sistemin atık/ çöp muamelesi yaptığı mülteciler ulus-devletlerin sınırlarını ihlal etmeye çalışırken sınır, duvar, tel örgü ne anlam taşımakta?
Küresel ölçekte adaletin, eşitliğin ve hukukun bulunmadığı, gücün ve kötülüğün egemen olduğu bir dünyada yeryüzü tüm canlılar bakımından öngörülemez durumda.
Yazarlar
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025