Ümit KARDAŞ
Hakikat, Adalet ve Hafıza Merkezi, geçmişte yaşanan sistematik ve yaygın hak ihlallerine ilişkin hakikatlerin belgeleme ve tanıklıklar yoluyla ortaya çıkarılmasını, bu konuda arşiv ve veritabanları oluşturulmasını, toplumsal hafızanın güçlenmesini ve bu ihlallerden etkilenenlerin adalete erişimlerini destekleyerek kalıcı barışın ve demokrasinin inşasına katkı sağlamayı hedefliyor.
HAHM, iki yılı aşkın bir süredir toplumsal barış süreçlerine ilişkin çalışmalar yapıyor. Bu süreçte insanlığa karşı işlenen ve savaş suçları konusunda uluslararası toplantılar düzenleyen, raporlar çeviren, dünya örneklerini inceleyen Merkez, bu çalışmalar sonucu çok önemli iki rapor yayımladı. Saha çalışmaları sonucu oluşan “Konuşulmayan Gerçek: Zorla Kaybetmeler” ve hukuki çalışmanın sonucu oluşan “Zorla Kaybetmeler ve Yargının Tutumu”, Uluslararası literatürde “enforced disappearance” zorla kaybetme/ kaybedilme olarak ifade edilen suç, Türkiye’de genellikle kayıp veya gözaltında kayıp şeklinde niteleniyor.
Kalıcı barışa ve demokrasiye doğru yol alabilmek, geçmişle kapsamlı bir yüzleşmeyi gerektiriyor. Geçmişle hesaplaşmak, ancak hak ihlallerinin ortaya çıkarılarak faillerin yargılanması ve onarıcı adalet mekanizmaları oluşturarak ihlallerin oluşturduğu maddi ve manevi zararın telafi ve tazmin edilmesiyle mümkün. “Bir daha asla” yaklaşımının benimsenebilmesi için ihlallerle bugün arasında ilişki kurarak toplumsal hafızayı yeniden inşa etmek gerekiyor. İşte HAHM, insan onurunu en önemli değer olduğunu hatırlatan bu iki çalışmasıyla bize umut ve cesaret veriyor.
“Konuşulmayan Gerçek: Zorla Kaybetmeler” isimli rapor Hannah Arendt’in şu sözleriyle başlıyor. “Totaliter tahakkümün iyi veya kötü bütün edimleri yutan bu nisyan boşluklarını yerleştirmeye çalıştığı doğrudur. Ama Haziran 1942’den sonra katliamların izini canla başla yok etmeye çalışan Nazilerin bu girişimleri nasıl başarısızlığa mahkûm olduysa, muarızlarının ‘adsız, sansız, sessiz sedasız ortadan kaybolmasını’ sağlamaya yönelik çabaları da boşunaydı. İnsana özgü hiçbir şey bu kadar kusursuz değil, nisyanı mümkün hale getirebilecek çok fazla insan var bu dünyada. Ama her zaman geriye hikâyeyi anlatacak biri kalacaktır.”
Rapor, zorla kaybetme stratejisinin hangi siyasi, toplumsal ve hukuki mekanizmalar yoluyla gerçekleştirildiğini anlamamıza yardımcı olurken, toplumsal kayıtsızlık ve suskunluğun pratiklerini de göstermeye çalışıyor. Raporun önemli bir yanı da kayıp yakınlarının neler yaşadığına ve deneyimlerini nasıl anlamlandırdığına ilişkin tesbitlerden çıkardığı sonuçlar. Kaybetme stratejisi Türkiye’de devlet, adalet, hakikat ve vatandaşlık gibi kavramların içinin boşaltılarak nasıl değersizleştirildiğini de gösteriyor. Rapor, kesinleştirdiği kaybedilenler listesindeki 262 kişiyle ilgili bilgiler veriyor.
Peki, kayıp yakınlarının talep ve önerileri ne? İşte rapor geçiş dönemi adaletinin unsurlarıyla da örtüşen bu talepleri de sıralıyor:
• Faillerin tespitiyle yargılanmaları, af, zamanaşımı gibi nedenlerden yararlanmamaları;
• Devletin yaşananlardaki azmettirici rolünü kabul ederek suçunu açıkça ikrar etmesi;
• Devletin kayıp yakınları başta olmak üzere tüm toplumdan özür dilemesi;
• Baştaki koşullar yerine getirildikten sonra maddi ve manevi zararın tazmini.
Bu konuya ikinci raporla devam edeceğim. Bu ülkede insan onurunu en kutsal değer sayan herkesin bu değerli ve insani çabaya destek vereceğini umuyor, ulaşılacak adresi veriyorum. (www.hakikatadalethafiza.org)
www.umitkardas.com
Yazarlar
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025