Ümit KARDAŞ
Ceza infaz kurumlarında çalışan öğretmenler huzursuzlar ve mağduriyetlerine yol açacak bir adaletsizliğe dikkat çekmek için çaba harcıyorlar. Yıllarca savcılık ve adli müşavirlik yapmış biri olarak cezaevinde yatan tutuklu ve hükümlülerin insani ihtiyaçlarını ve ruh hâllerini iyi bilirim. İnfaz sisteminin insaniliğinin ve suç işlemiş olanı topluma mümkün olduğu kadar uyumunu sağlayacak durumda geri göndermenin önemi açık. Bu amaç bakımından cezaevindeki öğretmenlerin varlıkları ve işlevleri hayati önemde.
Nitekim 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 3. maddesi ile Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 4. maddesinde ceza ve güvenlik tedbirleri ile ulaşılmak istenen temel amacın hükümlünün eğitimi, iyileştirilmesi, ıslahı ve topluma kazandırılması olduğu belirtilmiştir. Ceza infaz kurumlarında çalışan öğretmenler, infaz sisteminin temel felsefesi doğrultusunda, hükümlü ve tutukluların tüm eğitim- öğretim faaliyetlerini, sosyal- kültürel etkinliklerini, sportif faaliyetler ile kütüphane çalışmalarını yürütmekteler.
Ceza infaz kurumu öğretmenleri bu süreçte hükümlü ve tutuklularla bire bir iletişimde bulunmakta ve yüz yüze çalışmalar yapmakta. Kurum öğretmenlerinin, ceza infaz kurumlarının Eğitim Kurulu, İdare Gözlem Kurulu, Disiplin Kurulu gibi kurullarında yer alması, onların eğitim- öğretim faaliyetleri yanında yönetim, güvenlik ve disiplinin de bir parçası olduklarını göstermekte. Öğretmenler, psikolog, sosyal çalışmacı, diyetisyen ve benzer unvandaki personel ile aynı şartlarda çalışmakta, bu unvandaki personelden daha fazla hükümlü ve tutuklu ile muhatap olmakta, iş yükü olarak daha yoğun bir tempoda görevlerini ifa etmekteler.
Ceza infaz kurumlarında 15 bin kişi, Açık Öğretim Ortaokulu, Açık Öğretim Lisesi, Açık Öğretim Fakültesi, Uzaktan Eğitim Programları ve Örgün Eğitim Programlarına devam etmekte ve bu kişilerin tüm kayıt, kayıt yenileme işlemleri ile eğitim programlarının planlamasından değerlendirilmesine kadar olan tüm süreç öğretmenler tarafından yürütülmekte. Ayrıca tüm ülkedeki ceza infaz kurumlarında 370 kadrolu öğretmen yılda altmış bin kişiye mesleki eğitim kursları açılmasını, yüzbinlerce hükümlü ve tutuklunun sosyal- kültürel etkinliklere (konser, konferans, tiyatro, bilgi yarışması, münazara, sinema gösterimi vs.) katılmasını sağlamakta.
Bu kadar kapsamlı ve yoğun bir çalışma içerisinde bulunan öğretmenlerin, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile birlikte 657 sayılı kanunun 152. maddesinde yapılması düşünülen değişikliklerin “Tazminatlar” kısmında sayılmamış olması öğretmenlere ve onlardan destek ve moral bekleyen tutuklu ve hükümlülere yapılmış bir haksızlıktır.Doktora, veterinere, psikologa, sosyologa, diyetisyene, eczacıya, infaz koruma memuruna, idare memuruna, ambar memuruna tazminat ödenmesi öngörülürken öğretmenlerin bunların dışında tutulması hakkaniyete ve adalete uygun değildir.
Tasarı ile yapılan iyileştirme kapsamına, öğretmenlerin maaşlarının yanı sıra görevli oldukları sürece ek ders ücreti almaları nedeniyle dâhil edilmedikleri düşünülebilir. Fakat öğretmene verilen ek ders ücreti temel maaş içinde sabit bir gelir olmayıp, maaş gibi düzenli bir ödeme değildir. Öğretmenlere, resmî tatillerde, izinli ve raporlu olduklarında ek ders ücreti ödenmemektedir.
Ceza infaz kurumlarında çalışan diğer personel gibi öğretmenler de tüm güvenlik önlemlerinden geçerek 08:00- 17:00 saatleri arasında kapalı ortamlarda, güneş yüzü görmeden görev yapmakta ve eğitim, iyileştirme ve sosyal- kültürel bütün çalışmalarını hükümlü ve tutuklular ile yüz yüze sürdürmektedirler.
Cezaevi öğretmenlerini mağdur etmeyin. Sadece onları değil, tutuklu ve hükümlüleri de mağdur etmiş olursunuz. Bu tür adaletsizliklerin bedelini toplum öder.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP)
4.06.2025 - Bir ülkeyi yaşanılır kılan adalet ve özgürlüktür!
25.05.2025 - Hukuk devletinin temeli: Adil yargılanma hakkı
11.05.2025 - Türkiye değişebilir mi?
24.04.2025 - İtaatsizliğin erdemi
2.04.2025 - “Meşruiyet"in Kaybı
28.03.2025 - “Gücü, gücü yetene!” dünyası
14.03.2025 - Gücün ve kötülüğün egemen olduğu bir dünyada yaşamak
8.03.2025 - Adaletin yitimi ve toplumsal çürüme
27.02.2025 - Barışın, özgürlüğün, adaletin önündeki engel
20.02.2025
Yazarlar
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
egeli
hep yıllardır süregelen mevcut durumu yzıyorsunuz lakin kimse çözüm seçenekleri sunmuyor .hem aydınız deyip yazı yazıyorsunuz ama çözüm hakkında gram öneri yok.yada öneri diye sunduklarınız pkk nın isteği.şu anda mevcut durumda tek bir secenek vardır.zira pkk artık türklerin sorunu değildir kürtlerin sorunudur.kürtler ya topyekün pkk ya karşı durup aynen pkk sempetizanları gibi sokağa dökülüp pkk ya ve onun işbirlikcisi siyasi kolu bdp ye protesto edip onları felç edecek yada felakete gidecekle