Ümit KARDAŞ
Türkiye’de iktidar alternatifi bir sosyal demokrat partinin evrensele de açılım yapabilecek yeni bir sol anlayışla, CHP üzerinden mi ya da yeni gerçek bir sosyal demokrat partiyle mi gerçekleştirilmesi gerektiği hususunun tartışılması gerekiyor. Bunun acil olduğu ve biraz da geç kalındığı açık. Çünkü Türkiye temeli bulunmayan, köksüz bir rejim değişikliğine doğru gidiyor.
CHP, cumhuriyetin kuruluş ideolojisiyle o günkü koşullarda, yeni cumhuriyetin ve devrimlerin maruz kaldığı tehlikelere karşı şekillenmiş bir parti. Bu parti milliyetçi, devletçi ve otoriter bir yapılanmayı iktidarda bulunduğu sürece kemikleştirdi, seçkinci, halkı küçümseyen ve siyasetin dışında tutmayı amaçlayan bir anlayışın sahibi oldu.
CHP iki aşamada iç ve dış dinamiklerin itmesi sonucu önce demokrasiyi, sonra sol düşünceyi sahiplenir göründü. Demokrasiye, tek partiden doğan bir muhalefet partisiyle ve hiçbir demokratik eğitim ve terbiye almamış siyasi kadrolarla geçildi. Demokrasi kültür ve deneyimi olmayan halkla birlikte rejim yalpalamaya başladı ve cumhuriyet demokrasiye evrilmeden 1960′ta ilk askerî darbe ile karşılaşıldı. Ancak askerî darbenin ardından demokrasiye geçilirken ilk kez bir sosyalist parti parlamentoda temsil edilir oldu. Zamanın Genelkurmay başkanı Memduh Tağmaç’ın söylemiyle sosyal uyanış, ekonomik gelişmeyi aşmıştı ve bu nedenle 12 Mart 1971 askerî müdahalesiyle rejime ayar verildi.
Bu gelişmeler karşısında, geleneğinde hiçbir sosyalist kuram, görüş ve tartışma bulunmayan CHP, 1970’lerin başında ortanın solu sloganı ve söylemiyle solu sahiplenir oldu. Amaçlardan biri güçlenme olasılığı bulunan TİP’in yolunu kesmeye, diğeri de solculuk gerekiyorsa bunu da devlet adına CHP’nin yapması gerektiğine olan inançtı. Kuşkusuz bu noktada Ecevit tarafından sistemin eleştirilmesi ve değiştirilmesi gerektiğine ilişkin bir saptama ister istemez yapıldı. Ancak bu gelişmenin kapsamlı bir değişim programına ve uygulamasına dönüşmemesi ve parti içi çekişmelerle birlikte demokrasiye ilişkin temel ilkelerde partiler arası uzlaşmanın sağlanamaması, rejimi 1980 askerî darbesine götürdü.
1980 askerî darbesinden sonra partilerin kapatılması ve siyasi kadronun tasfiyesi sonucu uygulanan politikalarla cumhuriyet, otoriter yapısını daha da sertleştirerek sürdürdü. 1980 sonrası rant ekonomisi, yolsuzluk, rüşvet sarmalına sokulan ülke, askerî harcamalarını artırarak Kürt sorununu şiddetle çözme batağına sürükleniyordu. Siyasete tekrar dönen eski siyasetçiler, askerî darbe travmalarıyla malûl olarak sahne almaya başladı. Yeni siyasetçiler ise çözüm üretemediklerinden hızla eskiyorlardı.
CHP’nin, bu tablo içerisinde değişen dünya ve ülke koşullarını gözönüne alarak sorunları çözmeye yönelik değişim programını sistem eleştirisi üzerine inşa etmesi gerekirken, bunu yapamadı, halka ulaşacak kanalları açık tutan ve parti içi demokrasiyi yaşama geçiren, düzeyli muhalefet seçeneklerini barındıran bir yapıya kavuşamadı. Monark bir parti lideri, oligarşik bir kadro ve bu yapıya bağlı merkez yönetimi, parti örgütleri, delegeler ve meclis grubuyla otokratik, çözüm üretemeyen bir yapılanmanın çürümesi ve başarısız olması kaçınılmazdı.
Bir parti, parti içi demokrasinin gereği olarak içinde bilgili ve düzeyli muhalefet seçeneğini barındırmıyorsa başarısızlığa mahkûm olduğu gibi rejime de yük hâline gelir. Ve yaratacağı muhalefet ancak şiddeti barındıran öfke, sığlık ve kalitesizlikle kendisini gösterir. Devletçi gelenekten gelen CHP, tarihsel bagajıyla yüzleşerek devletin değil, bireyin kahraman olduğu bir demokrasiyi inşa etme yönünde tarihsel bir ivme ile değişebilir mi? Bu mümkün değilse gerçek bir sosyal demokrat parti inşa edilebilir mi? Tarihsel olan ve Türkiye’nin geleceğini belirleyecek bu sorunun cevabı Türkiye’nin ve rejimin geleceğini belirleyecektir.
AKP’ye karşı gerçek sol bir seçeneği barındırmayan rejimin devamı imkânsızdır. AKP’ye karşı iktidar olma iddiasını da ortaya koyan gerçek bir muhalefeti ancak böyle bir parti yapabilir. Böylece Kürt yurttaşların bu partide yer alarak sorunlarının çözümünü bir kitle partisinde aramalarının yolu da açılmış olur.
Yeni program üzerinden devam edeceğim.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025