Ümit KARDAŞ
1950’lere gelindiğinde artık II. Meşrutiyet döneminin İslamcı düşünürleri hayatta değildi. Kesinti nedeniyle arkalarında geçmiş tartışmalarla bağı olan takipçi bir kuşak da bulunmamaktaydı. Böylece İslamcı düşüncenin kendi içindeki farklılıkları da yok olmuş, entelektüel alan da çoraklaşmıştı. Yetişen İslamcı düşünürler de içselleştirdikleri Batı paradigması içinden konuşuyorlardı.
Bu koşullara rağmen, rejime direnebilen ve gelenekle bağını devam ettirebilen hareketler ortaya çıkacaktır. Bunlardan birincisi Isparta’da gizlice örgütlenip, yazıcı ağı oluşturan ve bunu ülkenin her yanına yaymayı başaran Said Nursi’nin oluşturduğu Nurculuk hareketidir. İkinci hareket ise kısa sürede Osmanlı coğrafyasında hâkim tarikat hâline gelmiş Nakşibendîliktir. Üçüncü çizgi ise Abdülhamit’in “resmî İslam” düşüncesinin bir uzantısı olan Diyanet İslam’ıdır. Sözkonusu hareketler 1970’li yıllarda örgütlenmelerini tamamladılar. Diyanet Vakfı 1975’te kurulurken, 70’lerin sonuna doğru Fethullah Gülen Hareketi bağımsız bir Nurcu örgütlenme olarak ortaya çıkar ve bu örgütlenmeyi sadece Türkiye’de değil, dünya üzerinde de okullar vasıtasıyla genişletmeye başlar.
Kurucuları taşra kökenli olan ve Osmanlı tecrübesiyle fazla bağlantıları olmayan yeni kuşak İslamcılar da 26 Ocak 1970’te Milli Görüş ismi altında tarih sahnesine çıkarlar. Bu hareket, Mısır ve Pakistan’da geliştirilen devletin toplumu İslamileştirmesi tezinin takipçisi olacaktır. Devlet değil toplum merkezli olma durumu, aslında Milli Görüş Hareketi’nin köklerini oluşturan Halidi Nakşibendîliğin de bir özelliğidir. Oysaki Milli Görüş çizgisi, 70’lerin başından itibaren, tam tersi bir noktaya savrularak Mısır ve Pakistan’da geliştirilen devletin toplumu İslamileştirmesi tezinin takipçisi olur. Bu devlet merkezli bakış ve toplum merkezli bakış ayrımı, sonraları Milli Görüş ve Gülen Hareketi’nin arasındaki çatışmada tekrar su yüzüne çıkacak köklü bir farklılıktır. Buna rağmen, ne Gülen Hareketi ne de Milli Görüş çizgisi, kutsal-devlet kavramından Nursi kadar uzak durabilmişlerdir. Bunun arkasında yatan tarihî bir sebep olarak Sünni İslam’daki ve Osmanlı’daki “güçlü devlet” vurgusu dikkate değerdir.
Said Nursi devleti ele geçirmenin ve toplumu tepeden İslamileştirmenin mümkün olmadığını, devletin kutsanması veya ele geçirilmesi gereken bir yapı değil, bir hizmet aracı olduğunu belirtmiştir. Demokratik rejimle uyum gösteren bu düşünce gayrimüslimlerin devlet memuru olmalarında bir sakınca görmemiş oluyordu.
Milliyetçilik konusuna gelindiğinde ise tüm İslamcı hareketler milliyetçi ideolojiyi içselleştirmişlerdir. 70’lerden başlayarak, 80’lerde de artan oranda bir milliyetçilik vurgusu, hem Nurcuların, hem Milli Görüşçülerin, hem de Diyanet kadrolarının arasında yaygınlaşacaktır. Milliyetçilik aslında rejimin ortak dilidir; ama daha önemlisi, Müslüman kesimlerin, rejimin gözünde tahammül edilebilir hâle gelmelerinin de tek yoludur. Rejimin Müslümanlara tahammül etmesinde milliyetçilik, özellikle Türk vurgusu önemli olmuştur. Bu nedenle Müslümanlar kendilerine milliyetçi- muhafazakâr gibi yeni kimlikler edinmeye çalışmışlardır.
Rejim daima Türk’ün yanına kendi tanımladığı İslam’ı iliştirerek Müslümanların da milliyetçiliği içselleştirmelerini sağlamıştır. Kemalist rejim “Türk”ü yeniden inşa ederken, paradoksal olarak kendince “Müslüman”ı da inşa etmiştir. İmam-hatip liseleri bu amaca uygun işlev görmüştür. Bu nedenle Müslümanlar milliyetçiliği doğal bir durum gibi kabullenmişlerdir. Necip Fazıl Kısakürek ve Nurettin Topçu yeni milliyetçi İslamcılığın önderleri olurlar. AKP iktidarının milliyetçi bir dil kullanması bu kodlanmanın bir sonucudur.
Milliyetçi İslamcılık, Türk-İslam senteziyle birlikte 1970’li yıllarda Milliyetçi Cephe hükümetlerinde yerini bulur. ANAP ve AKP bu sentezi içlerinde barındırırlar. MHP ve BBP bu sentezin tipik temsilcisidir. CHP ise devlet ve rejimle özdeşleşmiş, sahici olmayan donmuş hâliyle halka güven vermemekte ve iktidara gelememektedir. Rejim zihniyeti, kurumları ve kodlarıyla tüm partileri esir almıştır. Bu kuşatılmadan özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı demokrasiyi ve hukuk devletini sahih bir şekilde savunan bir parti çıkmamakta, adı ve varlığı duyurulmayan partiler ise bu bariyeri aşamamaktadırlar. Türkiye’nin çıkmazı budur.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025