Ümit KARDAŞ
Siyasal iktidar evrenseldir ve toplumsal yapıya içkindir. Kendini “zorlayıcı iktidar” ve “zorlayıcı olmayan iktidar” olarak iki biçimde gösteren siyasal iktidarı insanoğlu nasıl kullanmakta?
Fransız antropolog Pierre Clastres, “Devlete Karşı Toplum” isimli kitabında önemli tespitler yapmakta. Clastres, toplum ve siyasal hayatın devlet olmaksızın var olmayacağına ilişkin Kopernikçi iddiayı eleştirerek, evrensel olanın devlet değil, siyaset olduğunu vurguluyor ve siyasal hayattan yoksun toplum olmadığı ama devletsiz toplumların her zaman var olduğu sonucuna varıyor. Clastres bu sonuca varmadan önce Paraguay’da Guayaki ve Chulupi yerlilerini, Tupi-Guarani halklarını,Venezuela’da son özgür kabile Yanomano’ları inceleyerek, devletsiz toplumdan devletli topluma geçişi araştırıp, kavramsal ve kurumsal sonuçlara varmış. Bu nedenle artık antropolojiyi ve etnolojiyi Batı merkezli okuma imkânı bulunmuyor.
Devlet ve kilise kurumlarından habersiz, despotluğu ve despotun iktidarını önlemeyi ve bütünlüğünü korumayı becerebilen ilkel toplum doğayla uyumlu ve ihtiyaçları ölçüsünde bolluk içinde yaşayabilmişti. (Kuşkusuz “ilkel” sözcüğünü Batı’nın yüklediği geri, barbar anlamında değil, kadim olma anlamında kullanıyorum.) İlkel toplum, devletli toplumların “Bir”e, “Tek”e, iktidara tapan, kıyıcı, hoşgörüsüz ve tahakkümcü zihniyetine 20. yüzyıla kadar nasıl direnebildi?
Clastres’e göre ilkel toplumda herkesin eşit biçimde, kendi maddi ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olması ve zenginliklerin özel mülkiyeti yaratacak şekilde birikmesini sürekli engelleyen bir mal ve hizmet mübadelesinin bulunması, aslında güç isteğinden başka bir şey olmayan sahip olma isteğinin doğmasına izin vermedi. İlk bolluk toplumu olan ilkel toplum, herhangi bir aşırı bolluk isteğine yer bırakmadı.
Kabilede kral değil, devlet önderine benzemeyen bir şef vardı. Şefin hiçbir otoritesi, zorlayıcı gücü, emir vermesini sağlayacak herhangi bir imkânı yoktu. Şeflik makamı, iktidarın uygulandığı bir yer olmadığı gibi, şef figüründe geleceğin despotunu çağrıştıracak hiçbir özellik de bulunmuyordu. İlkel şeflikten devlet aygıtına geçişin imkânsız oluşunda siyasal iktidarın şeflik kurumunun dışında tutulması rol oynadı.
Clastres’in tespitine göre esas olarak bireyler, aileler, soylar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmekle görevli olan şefin, düzeni ve uzlaşmayı sağlamak için toplumun kabullendiği “saygınlığından” başka bir gücü yoktur. Kuşkusuz saygınlık elbette iktidar demek değildir ve şefin uzlaştırıcı görevini yerine getirebilmek için sahip olduğu imkân, istisnai “söz gücünü” kullanmaktır. Üstelik şef bir yargıç olmadığı için taraflar arasında hakemlik edemez, taraflardan birini de kollayamaz; olsa olsa belagatine güvenerek insanları ölçülülüğe, şiddetten vazgeçmeye, her zaman barış içinde yaşamış atalarının izinden gitmeye davet edebilir.
Şefin başarısı hiçbir zaman garanti değildir, çünkü “şefin sözü yasa yerine geçmez”. Şefin tarafları ikna çabası boşa giderse, şiddet ihtimali ve şefin saygınlığının kaybolması tehlikesi başgösterir. Şefin hitabet gücü, saygınlığı, avcı olarak ustalığı, savaş planı yapma yeteneği gibi becerileri önemlidir. Toplum bu konulardaki teknik üstünlüğün siyasal otoriteye, kendi şefinin bir despota dönüşmesine asla izin vermez. Şef, toplumun hizmetindedir, onun üzerinde otoritesini bizzat kullanansa, iktidarın gerçek sahibi olan toplumdur. Bu yüzden şefin bu ilişkiyi tersine çevirmesi, toplumu kendi hizmetinde kullanarak üzerinde iktidar kurması imkânsızdır.
Vahşi dediklerimiz şeflerinin despot olmasını önlemek, “tek”leşmeyi, “bir”leşmeyi reddetmek, devleti bertaraf etmek için büyük bir çaba harcamışlardır. Tarihi olan halkların tarihinin, sınıf mücadeleleri tarihi olduğu belirtilir. Tarihi olmayan ve sözün gücünü siyasal iktidarın temeli yapan halkların tarihinin de devlete karşı mücadelelerinin tarihi olduğunu söyleyebiliriz.
Uygar toplum, doğanın kaosundan kurtulmaya çalışırken onu devlet aracılığıyla tahrip etti ve kendi yarattığı uygarlığın kaosunda batışını hazırladı.
Kötülük, çokluyu ve bilgelik yolunu kaybettiren ve devleti kutsayan “bir” olma zihniyetinde mi?
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025