Ümit KARDAŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan dönüşü olmayan bir yola girdi. Ama ülkeyi de, partisini de bu çıkmaz sokağa soktu. Partisini de diyorum; çünkü Anayasa, cumhurbaşkanının seçildikten sonra partisiyle ilişiğinin kesilmesini ve tarafsız olmasını emrediyor ve yemin metninde tekrar vurguluyor. Oysa Cumhurbaşkanı, seçildiğinden bu yana anayasal düzenlemeye rağmen de facto (fiilî) bir durum yaratarak ve temadi eder bir şekilde anayasayı ihlal ederek yol alıyor.
Cumhurbaşkanı, sürekli olarak halk tarafından seçildiğini vurgulayarak anayasaya aykırı olsa da fiilî başkan gibi davranma hakkı bulunduğunu söylüyor ve bunu uyguluyor. Oysa ister doğrudan halk tarafından seçilsin, ister halkın verdiği vekâletle oluşmuş bir meclis tarafından seçilmiş olsun seçilme yöntemi bir cumhurbaşkanına anayasayla çerçevesi çizilmiş konumunun dışına çıkma hak ve yetkisi vermez.
Cumhurbaşkanı seçilen bir kişinin anayasaya uyması zorunludur. Beni halk seçtiğine göre, ben de anayasal düzeni prosedürü dışında fiilî olarak ilga edebilirim anlayışıyla davranmak demokratik hukuk devletinin inkârı olur. Anayasal değişiklik yapılıncaya kadar mevcut anayasal sisteme uygun davranmak zorunluluğu vardır. Kenan Evren halk tarafından yüzde 52 ile değil, yüzde 91,37 ile seçildiği hâlde bugün Cumhurbaşkanı’nın kullandığı bazı yetkileri parlamenter geleneğe uyarak kullanmaktan sakınmıştı.
1982 Anayasa’sı, Osmanlı-Türk anayasalarının çizgisini takip ederek parlamenter sistemle devam etme tercihini yaparken sistemle bağdaşmayacak şekilde cumhurbaşkanına yürütmenin icraatını etkileyecek önemli yetkiler tanımış durumda. Her durumda ilkesizlik geçerli olduğundan bu durumda da Köşk’te oturacak kişinin statükonun temsilcisi olacağı varsayımıyla parlamento ve hükümet üzerinde bir vesayet makamı oluşturulmaya çalışıldı.
İşte bu nedenle 2007’de AKP’nin bu yetkilere sahip bir cumhurbaşkanı seçtirme isteğine karşı büyük bir direnç gösterildi. Ordu nasıl bir cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiğini belirterek e-muhtıra verdi. 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi 1. turunda toplantı yeter sayısı olan 367 sayısına ulaşılamadığı gerekçesiyle CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz başvurusu 1 Mayıs 2007 tarihinde haklı bulunarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 1. turu iptal edildi. Bu gelişmeler üzerine erken seçim kararı alındı. Seçim sonrasında oluşan meclis Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçti.
Ayrıca, askerlerin cumhurbaşkanlığı sürecine müdahil olmalarını engellemek için, Anayasa değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi TBMM’de kabul edildi. Değişiklik metnireferandum ile halkoyuna sunuldu ve yüzde 68 oy oranı ile kabul edilerek kesinleşti.
Fani insanlar olarak yüzyılları planlamaya kalkanlar kısa bir dönemde istemedikleri sonuçları görmeye başladılar. 1982’de her zaman kaleleri olacağını düşündükleri Köşk’ü yetkilerle güçlendirdiler. 2007’de bu kaleyi kaptırmamak için yaptıkları müdahalelerle de cumhurbaşkanı seçiminin baskılamayacakları bir alana kaymasına neden oldular. Artık Ağustos 2014’te önemli yetkilerle donatılmış ve halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı vardı ve bu cumhurbaşkanı var olanla yetinecek gibi değildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim meydanlarına çıkarak açıkça partisi olan AKP’yi desteklemekte, vaat ve projelerini övmekte, muhalefet partilerinin vaatlerini kıyasıya eleştirmekte. Anayasa ihlali anlamına gelen bu fiiller ülkeye ve rejime büyük zarar vermekte. Cumhurbaşkanı en yüksek norm olan anayasaya uygun davranmadığı zaman normlar hiyerarşisi çökmekte, yurttaşın ve yargının kanunlara ve hukuka uyma zorunluluğu da zaafa uğramakta. Demokratik hukuk devleti geleneği zaten zayıf olan ülkenin kısmen oluşmuş siyasi birikimleri de yok edilmekte.
Seçime, taraflılığını en açık ve en kırıcı şekilde gösteren bir cumhurbaşkanının müdahaleleriyle ve seçim sonuçlarının meşruiyetinin tartışılacağı bir atmosferde gidilmekte. Bu nedenle HDP’nin barajı aşması; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasal konumunun sınırlarına çekilmesini, AKP’nin gücünün dengelenmesini ve parti içi muhalefet yoluyla rüştünü ispat ederek kurumsallaşmasını sağlayacak.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025