Ahmet TAŞGETİREN
Afişler oy olsaydı İstanbul’da Murat Kurum mutlaka kazanırdı. Ya da televizyon reklamları oya dönüşseydi…
Bir direkte dört afiş. Erdoğan’lı Kurum’lu.. Erdoğan - Kurum, Erdoğan - Kurum, Erdoğan - Kurum… Boy boy. Yer gök afiş. Boğulursunuz diyeceğim ama, belli ki bu afişlemeyi yaptıranlar sandığın böyle bir boğulmanın içinden kazanılacağını planlıyorlar.
Öte yandan tv kanallarından benzeri görüntüler akıyor.
Devlet çalışıyor İstanbul’un ve 31 Mart’ın kazanılması için… Valisi, kaymakamı, jandarma komutanı, hatta din görevlisi ile…
Erdoğan’a doyulmuyor.
Bir mitingini 13 tv kanalı canlı yayınlıyor. Hem de bir günde iki şehirden peş peşe,,,
Daha çok Erdoğan, daha çok Erdoğan…
Erdoğan’a doyulmuyor.
Bu arada “Emeklilere istenen parayı verirsek kimseye para kalmaz” cümlesini bile Erdoğan söylüyor.
Erdoğan sempatisi hazmettirir diye düşünülmüş belli ki…
Bir de mesela Sivas’a, ya da Yozgat’a gelmişken oradaki et kuyruğu da ziyaret edilse ya…
Murat Bey, TOKİ mağdurları ile görüşmekten kaçınıyor. Bir de Kanal İstanbul ile ilgili sorulardan…
Kim bilir belki Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’u ilçe ilçe dolaşmaya başladığında Kanal İstanbul ile ilgili bir şeyler söyler… Ya da “Kanal İstanbul’u mutlaka yapacağız” gibi bir afişleme yapılır.
Belli ki çok zenginler. Bu kampanyaya para yetmez diyesi geliyor insanın.
Her Erdoğan – Kurum afişi yerine bir fukara evceğize çay – simit, ya da gece yarısından et kuyruğuna giren 80 yaşındaki emekliye bir kilo et gönderilse…
“Kampanyaya para var, emekliye yok” diye afiş assa bir muhalefet partisi, muhtemel ki ilçe seçim kurulu indirme kararı verirdi.
Seçime giren başka parti var mı bu memlekette acaba? Dışardan gelen birisi herhalde bu soruyu sorardı sokaklara, caddelere baktığında… Tek parti hakimiyeti yansıyor sokaklara…
Zaman zaman “Erdoğan acaba ne düşünürdü bu durumda?” sorusunu soruyorum yazılarımda. “Memlekete, sokaklarına varıncaya kadar hakimiz, işte ispatı” gibi bir duygu mu acaba? “Bizi kim yenebilir?” gibi bir duygu mu?
Erdoğan’ın zaman zaman kürsülere taşıdığı “Biz millete hakim olmak için değil, hadim olmak için varız” sözü bir siyasetçi için ne güzel bir söz-dü. Şimdilerde sokaklarda nobran “hakimiyet” fışkırıyor. Hakimiz, hakimiz, hakimiz. O “Hatay’a hizmet geldi mi?” sözü de etiyle kemiğiyle “hâkimiyet” kokuyordu. “Buyruk” sözü de öyle kendi kendine çıkmaz insanın ağzından… İçselleştirilmiş “hâkimiyet”tir onun arkasındaki ruhi zemin.
Kim bilir belki de halk böyle okunuyordur Ak Parti ve Beştepe mutfağından… “Kitleler güçten anlar, gücünüzü daha çok hissettirin, rakipleri aşağılayın, küçümseyin, böcekleştirin, halkın içine çıkamaz hale getirin, duygusal olarak ezin!“ Bunlar denmiyordur kuşkusuz ama psikolojik alt zemin öyle çalışıyordur.
Eminim, “Biz kimiz?” diye başlayan tiradın arkasına bütün bir devlet ekleniyordur. En azından ahlâken tarafsız kalması gereken üniteleri dahil devlet… Bütün bir medya âlemi… 21 yıllık bir iktidarın kendisini bu psikolojiden kurtarması için çok çetin bir iç muhasebe yaşaması gerekir.
2019’da İstanbul – Ankara gibi bir kayıp yaşandı, onun verdiği siyasi öfke, 5 yıldır beslenerek devam ediyor. “Demokratik bir yarışta geride kalmışlık” değil yaşanan. “Biz nasıl kaybederiz?” duygusu var orada. O duygu da “hâkimiyet” duygusunun parçalanmasından doğuyor.
Buradan kütlelerin duygusunun üzerine abanma hamlesi doğuyor. Yeni bir “Asabiyyet” üretimine yöneliyor herkes. Kitleleri de bununla ateşleyebilir miyiz?
Acaba afişler bu duyguyu taşır mı kitlelere?
Yoksa insanlar “Ne oluyoruz, bu kadar abanma neden?” diye mi sorarlar?
Acaba insanlar nedir, nasıl karşılık verirler?
Bir deneme de yaşıyoruz bu seçimde… Bakalım sokakları fetheden afişler sandığı da fethetmeyi başaracak mı? Erdoğan’ın 21 yılın ardından girdiği seçimi hala böyle yüksek heyecanla – merakla yaşıyor olması da önemli bir deneme…
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.12.2025
2.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
21.11.2025
20.11.2025
18.11.2025
16.11.2025