Ahmet TAŞGETİREN
Ölümlerden ölüm beğen gibi bir şey… Ya da kırk katır mı kırk satır mı?
Ekrem İmamoğlu’na yönelik bu defa da “Casusluk dâvâsı…”
Diplomanın iptali yetmedi. Yolsuzluk, irtikap, bilmem ne üzerinden “Suç örgütü liderliği” yetmedi…
Şimdi de casusluk dâvâsı…
Belki de Dilek İmamoğlu’nun söylediği gibi Roma’yı da Ekrem İmamoğlu yakmıştır!
Bütün ortamlarda “Yok canım, çıkarmazlar onu artık” söylemi… Kimse hukuktan falan bahsetmiyor, başka bir şey İmamoğlu’nun çıkarılmaması işi…
İstanbul’u kazanmasaydın arkadaş!
Sen buna bir de buna Cumhurbaşkanı adayı olma günahını eklemişsin.
Özgür Özel miting meydanlarında bağırıp duruyor: “Onun suçu dört kere Tayyip Erdoğan’ı yenmek” diye…
Böyle söyleyip durursan, meydanlardaki kitleler galeyana gelir belki ama İmamoğlu da içerden çıkamaz.
Geçen gün “Yargıyı enfekte eden üç olay” diye yazdım, “dördüncü”yü hatırlatmakta haksız sayılmazsınız.
“İmamoğlu’nun İstanbul’u kazanması ya da Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’u kaybetmesi…”
Eğer siyaseten “İstanbul’u kaybetmek Türkiye’yi kaybetmek” gibi görülüyorsa, onun hesaplaşması da böyle sert olacak demektir.
Yargı bağımsız tabi.
Ama insanlar neden ilâhi adalete sığınıyorlar?
Yakında Ekrem İmamoğlu’ndan da bir “ilâhi adalet” hatırlatması duyabiliriz.
Eskiden bizim ikna odalarında kıvranan başörtülü çocuklarımız da çaresiz kalır, “ilâhi adalet”e sığınırlardı.
Şimdi “Bizimkiler”in hışmından sığınılıyor “ilahi adalet”e…
Koskoca ana muhalefetin kıvranmasına bakar mısınız?
Adamlar ipten döndüler sanki. İstanbul il başkanlığına kayyım atandı. 5 bin polisle zapt edildi il binası…“Mutlak butlan” olsa, partinin bütününe kayyım atanacaktı. Ankara’da dâvâ görülüp de “mutlak butlan konusuz kaldı, gerek yok” deninceye kadar dokuz doğurdu tüm parti…
İmamoğlu’nun Casusluk dâvâsı ile irtibatlanan Merdan Yanardağ gözaltına alındı, sahibi olduğu Tele-1 tv’ye de kayyım atandı. Kayyımlar iş başı yapar yapmaz canlı yayın kesildi ve penguen belgeseli yayınlanmaya başladı. Medyada kanun: Ya iktidarı öveceksiniz ya da pengüen belgeseli…
Şayet mutlak butlan gerçekleşip CHP’ye de kayyım atansaydı, o zaman CHP kayyımları da penguen belgeseli türü açıklamalarla Türkiye siyasetini renklendireceklerdi.
Olmadı niye ise? Acaba “Ankara’da hakimler mi var?”
Yoksa Ana muhalefeti evcilleştirmiş ya da devşirmiş bir merkezi iktidar görüntüsü, hiç mi savunulacak bir şey olarak görülmedi, kim bilir.
Ne de olsa enflasyon azgınlığı sürüyor.
Görüyorsunuz yazı darmadağınık gidiyor.
Epeyce bir zamandır, İlker Başbuğ’un 26 ay tutuklu kalmasına atıfla “Bu ülkenin genelkurmay başkanı terör örgütü liderliği suçlaması ile cezaevine girdi” cümleleri tedavül etti bu ülkede… Yargı alanındaki çarpılmalara örnek olarak…
Bu iktidarın insanları “Kumpas” diye niteledi bir dönemin (kendi dönemlerinin) yargı uygulamalarını…
Bizzat Erdoğan, Başbakan olarak, “İlker Başbuğ tutuksuz yargılansaydı…” dedi. Hayır tutuksuz yargılanmadı, 26 ay içerde kaldı “Terör örgütü lideri suçlaması” ile…
Hatırlayalım, 2019’da İstanbul’da “Sisi mi kazansın Binali Yıldırım mı?” denklemleri kuruldu. Meğer şimdi casusluk dâvâsı ile anlıyoruz ki, İsrail de işin içinde imiş! Başka başka iltisaklar bilmem neler….
Casusluk! Ekrem İmamoğılu… Acaba iktidar tabanı içinde bu denkleme inananların oranı ne kadardır?
Ama epeyce bir süre bunu konuşacağız.
Herhalde iş Ekrem İmamoğlu “Ben ettim siz etmeyin” deyip, alandan çekilinceye kadar devam edecek. İktidar cenahının beklentisi bu. Ya da iktidar değişinceye kadar. Muhalefetin beklentisi de bu.
Hani İBB soruşturmasında bazı şüphelilere, kadınlara – erkeklere, “İtirafçı ol, çocuklarına kavuş” deniyor ya… Belki Fatih Altaylı’ya da bir şeyler söylenmiştir kendi iyiliği için…
İstanbul çetin bir mücadele alanı… Kanal savaşı bizim bildiğimizin ötesinde bir içerik taşıyor olmalı.
“İstanbul’da hakimler var” denilecek bir zaman gelir mi?
“Umut fakirin ekmeği, umar ha umar…” denilmiş. Şu ana kadar dik durdu İmamoğlu – Özel ikilisi… Ama siyaset araçları eşit değil. Kurulu düzenin enstrümanlarına karşı meydanlar… Eskiden “Kurulu düzen”i temsil eden CHP için de ilginç bir deneyim. Çetin bir sınav… “El mi yaman bey mi yaman” sınavı…
Bakalım şimdi casusluk geldi heybenin öteki taraflarında hangi turplar var?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
21.10.2025
17.10.2025
16.10.2025
14.10.2025
12.10.2025
10.10.2025
9.10.2025
7.10.2025
5.10.2025