Ahmet TAŞGETİREN
Hani şu: Diyelim Ak Parti’nin şu veya bu başkanlık formülünü içeren anayasa değişiklik teklifi Meclis’e geldi. Meclis görüştü ve oyladı. İhtimal bu ya, oylamada da 330 bulunamadı. O zaman ne olacak?
İkinci bir ihtimal:
Anayasa değişikliği 330’un üzerinde bir oyla Meclis’ten geçti, halk oyuna sunuldu ama halk oyundan yüzde 50 artı 1’i bulamadı. O zaman ne olacak?
Halk oylamasının sonucu, kamuoyu yoklamaları ile öngörülebilir ama kesin olarak öngörülmesi mümkün değildir. O ihtimal, seçim sonuçları kesinleşinceye kadar mümkündür.
Birinci ihtimal ise MHP’nin tavrının ne kadar kesinlik taşıdığı ile ilgilidir. MHP şu ana kadar şöyle bir tavır sergiledi:
Bir: Şu anda sorumsuz ama etkili bir cumhurbaşkanlığı, yani fiili başkanlık, bu anayasa ihlalidir. Bu durum kabul edilemez.
İki: Konu netleşmeli, bunun için Meclis’e mevcut durumu hukuki hale getiren bir teklif gelmeli.
Üç: Meclis onu oylamalı ve halk oyuna götürülmeli.
Dört: Biz Parlamenter düzenden yanayız ama meseleye halkın karar vermesini de gerekli görüyoruz.
Buraya kadar olan çerçeve, konu başka türlü halk oyuna gidemeyeceği için, MHP’nin Meclis’te 330’u sağlayacak bir tavır sergileyeceği izlenimi çıkıyor. Ancak ilginçtir ki MHP “Oylarımız garanti değil” notunu düşmeyi ihmal etmiyor.
MHP’nin bu notu, gelecek anayasa değişikliği teklifini yönlendirme amacı taşıdığı şeklinde yorumlanıyor, üstelik bu arada, Karar’da Elif Çakır’ın Beştepe’den naklettiği bilgiye göre “Anayasa değişiklik paketi MHP ile birlikte hazırlanacak.” Yani uyum, teklif Meclis’e gelmeden önce sağlanacak. Bundan, MHP’nin başka koornidatlarda ve bir tür başkanlık formülünde uzlaşılabildiği takdirde “Başkanlığa evet” diyebileceği anlamı çıkıyor. Öyle ise iş, halk oyuna kalıyor. Meclis’te bir uyum sağlanabildiği takdirde, halk oyunun da o istikamette gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakılabilir. Meclis’te MHP’nin gerekli desteği vermemesi, 330’un bulunmaması durumu... MHP’nin Ak Parti’yi ve Beştepe’yi açık düşürmesi sonucunu doğuracak. Hani şöyle bir şey: -Tayyip Erdoğan fiili başkanlık yapıyor. Onu şu durumda kimse engelleyemiyor. Oysa sistem parlamenter sistem. Konuyu Meclis’e taşıyalım. Ak Parti’yi de Meclis kararının her şeyi belirleyici olması noktasında kamuoyu önünde bağlayalım. Meclis karar verdiğinde de ne Cumhurbaşkanı itiraz edebilsin ne Ak Parti. Yani 330 bulunacakmış gibi bir ümit oluşsun Ak Parti’de, sonra 330 bulunamasın!
Bu mudur?
MHP böyle bir oyun planı kurgulamış olabilir mi?
Tahmin etmiyorum. Bu oyun planı siyaset düzleminde olmaz değil, Beştepe’de ve Ak Parti’de derin üzüntüye de yol açar, evet ‘Meclis böyle karar verdiğine göre o herkesi bağlamalı’ gibi bir sonuç çıkarma imkanı da verir, ama...
Bir: Cumhurbaşkanı’nın halk oyu ile seçilmiş olmasının getirdiği ekstra prestij meselesini çözmez.
İki: Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti’nin tabii lideri olmasından ve Türkiye’yi Ak Parti iktidarının yönetiyor olmasından kaynaklanan Cumhurbaşkanlığı - Hükümet iç içeliği durumunu değiştirmez ve kaçınılmaz olarak bu iç içelik Cumhurbaşkanını icraatın içinde ve etkin rolde olmasını sağlar. Yani mesela Cumhurbaşkanı “Hadi Beştepe’de toplanıyoruz” diye Hükümet’i davet ettiğinde neye itiraz edilecek? Ya da MİT’ten bilgi almak istediğinde, valilere konuşmak istediğinde, açılışlara katıldığında, halka hitap ettiğinde...? Bunların tamamı, ister protokoler nitelikte olsun ister icrai boyut taşısın, olağan işlerdir.
İktidarda Ak Parti’den başka bir hükümet olsaydı, belki “fiili başkanlık” daha sorunlu olabilirdi. Ama Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın dediği gibi Cumhurbaşkanı ve Hükümet aynı partiden ve Cumhurbaşkanı iktidardaki partinin tabii lideri konumunda olunca, Cumhurbaşkanı’nın kendini sınırlaması dışında, iç içelik kaçınılmazdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Cumhurbaşkanlığını protokoler bir statü olarak görmüyor, en başta “Terleyen bir cumhurbaşkanı” olmayı vadediyor.
Şu söylenebilir: MHP’nin Meclis’te 330’un bulunmasını önleyecek bir tavrın içine girmesi, şu andaki çıkışın mantığına aykırıdır ve böyle bir hamle siyasi ustalık değil, skandal olur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025