Ahmet TAŞGETİREN
“Amerika Fethullah Gülen'i iade eder mi?”diye merak ederken, Alman dış istihbarat örgütü başkanı Bruno Kahl, der Spiegel dergisine verdiği mülakatta “Türk hükümetinin 15 Temmuz darbe girişiminin ardında Fethullah Gülen hareketi olduğu konusunda kendilerini inandıramadığını” söyleyiverdi. Kahl'a göre bu yapı, “dini ve laik eğitim sağlayan sivil bir dernekleşme” idi.
Nerden çıkmıştı şimdi bu?
“Bayram değil seyran değil”cinsinden bir iş miydi Alman istihbaratçının çıkışı?
Yıllardır FETÖ okullarının Amerikan istihbaratının dünyadaki -özellikle İslam dünyasındaki- kamuflaj örgütleri olarak kullanıldığına inanmamış mıydık? “Her okulda mutlaka bir CIA ajanı bulunduğu” değerlendirmesi yok muydu?
Şimdi Almanlar neyi oynuyordu?
Acaba FETÖ, Amerikan istihbaratından Alman istihbaratına devir – teslim mi ediliyordu?
Amerika'da kayda değer bir FETÖ yapılanması vardı. Onların iade edilip edilmemesi meselesi etrafında Türk - Amerikan ilişkilerini nasıl etkileyeceği önemli bir meseleydi.
Almanya'ya da 15 Temmuz'un peşinden askeri - diplomatik ilticalar olmuştu. Ergenekon davalarının tanınmış savcı - yargıçları “FETÖ şüphelisi” olarak Almanya'da idi.
Almanya “himaye”ye mi soyunmuştu?
Önemli soru şu idi:
- Alman istihbarat başkanının açıklaması, kendince “doğru bir istihbarat”ı mı yansıtıyordu yoksa “doğru” ne olursa olsun, Almanya'nın çıkarı böyle bir bakışı mı gerektiriyordu?
Bu çerçevede şu soruların da akla gelmesi normaldir:
- Almanya'nın çıkarı FETÖ'yü korumaksa bile, bunu açıklamanın ne tür bir gerekçesi olabilirdi?
-Almanya FETÖ'nün dünyadaki ağını kullanacaksa bile bunu gizli olarak sürdüremez miydi?
- Bunu açıklamanın Türkiye'yi rahatsız edeceği açık. Almanya bundan sonra Türkiye'yi rahatsız etmeyi göze mi aldı?
- İstihbarat Başkanı bu açıklamayı Hükümetinden habersiz mi yaptı, habersiz yaptı ise Alman hükümetinin ona yönelik bir yaptırımı olacak mı?
Çok önemli bir soru da şu:
- Bu açıklama, bundan sonra Almanya'nın FETÖ'ye kol - kanat gereceği anlamına geliyorsa, bunun Almanya'nın, FETÖ'nün etkin olduğu ve 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin girişimleri ile kuşku ile bakılır hale geldiği ülkelerle ilişkisi de problemli hale gelmeyecek mi?
Türkiye'nin özellikle Batı ile ilişkilerinin yeniden harmanlandığı bir süreci yaşıyoruz. Yapılanlara (Mülteciler, PKK militanlarına çalışma zemini sunmak, PYD-YPG'ye alan açmak ve FETÖ'ye sığınma izni vermek) bakıp, haklı olarak müttefikliği sorguluyoruz.
Buna karşılık FETÖ, belki PKK lobisi, belki Ermeni lobisi... Türkiye'nin bütün dünya ile ilişkilerini zehirlemeye çalışıyor.
Bu çalışmaların, Batı'da “Fobi”lerle başlayıp, Erdoğan'ın şahsından hareketle Türkiye'ye karşı negatif reflekslerin harekete geçtiği bir zamana denk gelmesi “çarpan etkisi” görüntüsü oluşturuyor.
Alman istihbarat başkanının açıklaması akıl alır gibi değil. Yani, darbe girişimi gibi bir hadiseyi yok farz etmediklerine, hatta bunun bir “Hükümet kurgusu” olduğu tezini reddettiklerine göre, diyelim kendilerinin “FETÖ'den başka” bir odağın eylemine ilişkin güvenilir bulduğu bilgi varsa, bunu Türk hükümeti ile özel olarak paylaşabilirlerdi. Ya da ne bileyim Hükümetimiz, Almanya'ya refleksif tepkinin yanında, istihbarat başkanının “böyle bir kanaate nasıl vardığını” ondan da öte, bunu neden kamuoyu ile paylaşma gereği duyduklarını sorabilir.
Yargılar önemli, tepkiler önemli, ama stratejik hesabı anlamak çok daha önemli.
O SÖZ!
Sözü İlhan Kesici üretmiş. “Bu yetkiler evliyaya verilse onu bozar.” Baykal onu önce CNNTürk'te, sonra meydanda “Bu yetkiler peygambere verilse onu bozar” şekline çevirince haklı olarak kıyamet koptu. Baykal'ı CNNTürk'te dinlerken bunu duyunca “İşte CHP'nin Türkiyeli olamayışının tipik sebebi” dedim kendi kendime. İlhan Kesici bu nüansı bilir, Baykal bütün politik tecrübesine rağmen din-kültür alanında sınıfta kalıyor. Türkiye'yi daha çok okumak lazım çok! Ve bir fırın ekmek yemek lazım.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025