Ahmet TAŞGETİREN
Önce şunu belirteyim: Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail Başbakanı Netanyahu arasında paralellik kurması siyaseten yanlıştı. Evet, yönetim üslubu açısından bir mantığı bulunduğu tartışılabilirdi ama, bir benzerlik iddiasının yönetim üslubu ile sınırlı kalmayacağı açıktı. Çünkü Netanyahu ismi Türkiye’de yönetim üslubu açısından da gündeme geliyor idiyse de, bu çok sınırlı bir kesimde biliniyor, asıl Netanyahu ise Filistin’deki, Kudüs’teki hunhar uygulamaları ile tanınıyordu.
Öyle bir benzetmeyi Meral Hanımın yapmayı düşünmeyeceğini sanıyorum. O zaman ona çekilecek bir benzetme yanlış olmuştur. Diyelim çok yanlış olmuştur.
Bunun karşılığına gelince, sayın Cumhurbaşkanı’nın bundan rahatsız olması tabiidir. Çok rahatsız olması da anlaşılabilir. Sözel tepki vermesi, daha ötede hakaret davası açması da adetten olduğu üzere beklenir. Nitekim o yola da gidilmiştir.
Peki ya grup konuşmasındaki o sözler?
“Gelin Hanım, beni Netanyahu’nun yanına koyuyor ve onun ardından da memleketim Rize’ye gidiyor. Ve gelin hanıma, memleketim Rize’de gayet güzel bir ders veriliyor. Nerede, nasıl adım atılacağını çok iyi bilmek lazım. Burası Rize. Sen Rize’nin uşağına bu şekilde hakaret edip, onu Netanyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacak olan budur. Yine dua et ki gelin hanıma çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Bu da Rizelinin edebini adabını gösterir.
İkizdere yetmedi bir de Çayeli’ne gitti. Orada da gerekeni yaptılar. Ondan sonra Trabzon’a gitmeye kalktın. Trabzon’da da hiç meydana çıkmadan hemen uçağa geçip Ankara’ya döndün. Bu daha bir. Daha neler olacak neler, daha dur bakalım. Bunlar iyi günler. Her şeyden önce bu ülkede ahde vefa denilen bir şey vardır. Eğer ahde vefa olmazsa bu millet affetmez. Biz hep bu ülkede saygıya dayalı bir siyasetin yanında olduk.”
Çok açık ki bu sözler bir Cumhurbaşkanına yakışmıyor.
Herhangi bir parti liderine, ya da herhangi bir siyasetçiye de yakışmaz bu sözler.
Hukuk devleti iddiasında olan herhangi bir ülkede de söylenmeyecek sözler bunlar.
“Burası Rize”, ne demek.
Herkes kendi memleketi adına “Burası” diye başlasa ve racon kesse ne olacak? Rize’nin girişine “Burası Rize” levhası asıp gelene gidene racon mu kesilecek orada? Bunu mu meşrulaştırıyor sayın Cumhurbaşkanı?
“Dua et ki çok ileri gitmediler” ne demek? Siz de dua etmediniz mi “memleketinizin uşakları” daha ileri gitmedikleri için? Daha ileri gitselerdi bu ülkeyi yönetme sorumluluğunda olan bir kimse olarak ne yapacaktınız? “Vah be, çok ileri gittiler” mi diyecektiniz?
“Daha dur bakalım, bunlar iyi günler” ne demek? Bunu söylediğiniz günlerde bir siyasi parti lideri siyasi tacizin ortasında kalıyor.
Ve siz, “Daha neler olacak neler” diyorsunuz. Cumhurbaşkanı olarak söylüyorsunuz bunu.
Bu sözün, bundan sonra olacak her şeyin önünü açtığını düşünmüyor olamazsınız. Nasıl bir söz bu Allah aşkına?
Bu sözleri söylerken keyiflendiğiniz anlaşılıyor. “Memleketim olan Rize’de gayet güzel ders verdiler” diyorsunuz.
“Ahde vefa olmazsa bu millet affetmez” ne demek? Bir kadın siyasetçiyi taciz etmek var mı? Çubuk’ta Kılıçdaroğlu’na yapıldığı gibi bir erkek siyasetçiyi taciz etmek var mı? Siyasetçiye sandıktan başka ders vermenin adı demokrasi mi, hukuk mu?
Bu sözler, herhangi bir ilde bir siyasetçiye karşı kaba güç kullanmayı meşrulaştırmak anlamına mı geliyor, eğer öyleyse, böyle bir siyaset zemininde kim neyden masun olabilir ki?
En son videosunda Sedat Peker, vaktiyle Rize’den yaptığı “kan banyosu” tehditlerinin korkutma amaçlı olduğunu açıkladı. Bundan, Türkiye siyasetinde tehdit ve korkutmanın da bir araç olarak kullanılıyor olduğunu, bunun için suç örgütü liderlerinin devreye girdiğini anlıyoruz.
Başka suç örgütü liderlerinin şu sıralar iktidar ortağı parti yöneticileriyle omuz omuza görüntüleri de böyle bir olguyu fotoğraflıyor olmalı.
Şimdi, sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinden sonra Meral Akşener ne yapsın? Rize’ye zinhar gitmesin. Hatta Karadeniz’in hiçbir yerine gitmesin. Hatta Bahçeli de bir güzergah belirlesin Meral Hanım için. Kılıçdaroğlu için, Davutoğlu için, Babacan için, Karamollaoğlu için…
Türkiye’nin adlandırılması söz konusu olduğunda “Erdoğan Türkiyesi” ifadesi kullanılır dış dünyada. Soralım: Muhalefette bir kadın siyasetçinin en tepeden “Daha dur bakalım” diye tehdit edildiği bir fotoğraf Türkiye adına iyi bir fotoğraf mı?
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025