Ayhan BİLGEN
Seçim barajından kaynaklı hak mağduriyetinin Anayasa Mahkemesi dolayısı ile yeniden gündeme gelmesi, aslında hükümetin niyet ve samimiyetini de test etti.
Seçim barajını yeniden düzenleme taleplerine karşı hükümetin geliştirdiği tek argüman “istikrar” iddiasıdır. Koalisyon mutlaka kötü, tek parti yönetimi mutlaka iyidir mantığı zaten başlı başına sorunludur. Bu mantığın somut uzantısı ise ülkede tek demokrasi dinamiği olarak kendisini görme saplantısıdır.
Ben iktidarda olursam ülkede istikrar ve demokrasi var, ben yoksam onlarda yok, yaklaşımı sonuç olarak ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmayı motive etmektedir. Dolayısı ile paradoks tam burada başlamaktadır. Demokrasi ve istikrar için, adaleti, katılımı ve temsili kolayca feda edebilen bu anlayıştır. Oysa demokrasi özü itibarı ile adalet ve katılımdır. Temsilde adalet yoksa demokrasi de yoktur.
Bu genel çerçeveden sonra gelelim çözüm süreci tartışmalarına. Çözüm sürecinin en kritik noktalarından birisi demokratikleşme ve dolayısı ile seçim sistemidir. Çözüme, Kürtlere özel ayrıcalıklar sağlayacağı korkusu ile karşı çıkanların kaygılarını giderecek en güçlü referans genel demokratikleşme konseptidir. Eğer hükümet, Kürtlere müzakereler yolu ile “taviz (!)” vermiş pozisyonuna düşmekten endişeleniyor ise, seçim barajı tartışmaları tarihi bir fırsat sunmaktadır.
Bu fırsatı barış için değerlendirmek yerine, “üst akıl operasyonu”, yani iktidarına yönelik komplo ve meşhur darbe girişimlerinin bir parçası olarak görme eğilimi ile karşı karşıyayız. Diyelim ki hükümet çevreleri bu tespitlerinde haklılar. Bu durum, barajın arkasına saklanarak kendi akılsızlık ve ahlaksızlığını meşrulaştırma hakkını verebilir mi ?
Seçimle gelip seçimle gitmeyi göze almak tam da budur.
Tabi 2002 seçimlerinde neredeyse seçmenin yarısının “milli iradesinin” parlamentoda temsil edilmemesi karşılığında elde edilen iktidar ve istikrar, son derece öğreticidir.
Bu barajı biz koymadık ki biz kaldıralım savunması, aslında haksız ve adaletsiz düzenlemenin faydalanıcısı olarak kalma niyetini yansıtmaktadır.
Niyet ve samimiyet sübjektif kavramlardır. Objektif tartışma ise “tutarlılık” kavramı üzerinden yapılmalıdır. Ölçülebilir kriterler üzerinden analiz yapabilmenin yolu ise uluslar arası standartlar ile karşılaştırma yapmaktan geçer.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Putin ziyaretinde bir kez daha sergilediği tavrı, karşılaştırmayı tarihle yapma yönündedir. Tek parti döneminin “açık oy gizli sayım” uygulamasının terk edilmiş olması, demokratik bir seçim sistemine sahip olmaya “yeter” koşul olarak görülmektedir.
En utanç verici olan ise seçim barajının ne kadar faydalı ve zorunlu olduğunu savunan “demokrat” yazar ve gazetecilerin halidir. İnsana, “pes artık” dedirtecek bu tablo, aslında Türkiye’nin içine düştüğü hali ve özel olarak iktidar-aydın ilişkisinin düştüğü düzeyi ortaya koymaktadır. Galiba seçim sonuçları ile kolayca değişmeyecek olan bu yalama yapmış ilişkidir.
Berkin Elvan’ın ailesinin Yavuz Bingöl için açtığı davanın “beş kuruşluk” olması, aslında her şeyi özetliyor.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015