Berat ÖZİPEK
Orantısız ırkçı mizah” diye verdi Serbestiyet. CHP’li belediye başkanlarının, Suriyelilerin ülkelerine dönüşüyle ilgili paylaşımlarından söz ediyordu.
Keçiören Belediye Başkanı Özarslan, “Vatanına dön! Taşınma hizmetin bizden” demiş.
Kilis Belediye Başkanı Bilecen,“Bu coşkuya kayıtsız kalamadık ve sizi daha iyi koşullarda uğurlamak için Öncüpınar Sınır Kapısı’nda her türlü hizmeti sunmaya hazırız” şeklinde bir “espri” yapmış.
Torbalı Belediye Başkanı Demir’in paylaşımı ise “Öncelikle çocuklu aileler olmak üzere size bir yılbaşı sürprizi yapmak istiyoruz. Tek yön otobüs biletleriniz için halkla ilişkiler birimimize başvurabilirsiniz” şeklinde.
Bunlarla sınırlı değil elbette. CHP Kayseri İl Başkan Yardımcısı Ünalmış da Belediyeden “Suriye’ye tek taraflı otobüs seferleri” düzenlemesini istemiş.
Neler yaşadıklarını bildikleri halde…
Baas Rejiminin yıkılmasıyla beraber Suriyelilerin ne şartlarda ülkelerini terk ettikleri de daha net görülmeye başlandı. Sedanya Hapishanesi, işkence, tecavüz ve katliamlarla, baştan aşağıya sağlam bina kalmamacasına uçaklarla bombalanmış şehirlere dair görüntüler, orada yaşananın ne olduğunu gösterdi. Daha önce de bilmiyor değillerdi aslında. Ama şimdi göz göre göre, ortaya dökülen sayısız belgeyle sivil halkın can havliyle göç yoluna düşmesine sebebiyet veren dehşet gözler önüne serildiği halde yapıyorlar bu paylaşımları.
Sınırdan çıkıp gitmekte olanların bile canını acıtmaya çalışmak nasıl bir ruh halini ifade eder? Bu nefretin, hoyratlığın rasyonel bir izahı olabilir mi? Nedir bu dalga geçmelerin anlamı?
Aşağıdaki resim bir müzayede evinin sitesinden. Bir zamanlar Almanya’da da kullanılmıştı “tek yönlü bilet” “esprisi.”

Üzerinde “Kudüs’e tek yön” yazılı bu antisemitik görsel,1930’larda Almanya’da Yahudilere yönelik olarak hazırlanmış. Altında da “Kudüs’e ücretsiz bilet, herhangi bir Alman tren istasyonunda geçerli, devredilmez, geri dönüşü olmayan tek yön, dördüncü sınıf” yazıyor. Bkz. https://dynasty-auctions.com/en/items/one-way-ticket-to-jerusalem-antisemitic-train-ticket-handed-out-at-train-stations-in-germany/ )
CHP Torbalı Belediye Başkanı bu “espriyi” bilerek kullanıyorsa kaynak göstermeli, aynı kalıbı Nazilerden haberdar olmadan tekrarlıyorlarsa da bu zihniyet benzerliği üzerine düşünmeli.
Sadece bilet değil
Sadece “tek yönlü bilet” değil. Çünkü CHP’li belediyelerin sığınmacılarla ilgili bir dizi uygulaması da aynı çakışmayı yansıyor.
Kâğıt toplayan Suriyelilerin çekçeklerinin toplanmasından aşevlerinde yemek verilmemesine, mezar yeri verilmemesinden plaj yasağına kadar uzanan bir dizi ayrımcı uygulama da tıpatıp aynı şekilde Naziler tarafından Yahudilere ve Romanlara yönelik olarak yapılanların Suriyeliler üzerinden birebir tekrarlanması anlamını taşıyor (Görselleriyle beraber bir zihniyetin izdüşümünü görmek için bkz. Bekir Berat Özipek, CHP ve Suriyeli Sığınmacılar: Ayrımcılık, Ötekileştirme ve Nefret Üretiminin Politik Dili, Rapor, 2021, https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2021/06/chp-raporu-bekir-berat-o%CC%88zipek-1.pdf).
Ama düşünmesi gereken sadece Torbalı Belediye Başkanı değil. CHP Genel Başkanı da partisi üstüne düşünmeli.
Sığınmacılar söz konusu olduğunda Nazi Dönemi ırkçı uygulamalarını birebir tekrarlama anlamına gelen uygulamalar ve propagandalar neden CHP’nin normalini ifade ediyor? Acaba CHP 1930’ların Almanya’sındaki ve o dönemde Nazi işgali altındaki ülkelerdeki uygulama ve söylemleri “mizah”ına kadar neden aynı şekilde tekrarlıyor?
Bu durum yeni CHP yönetimini hiç rahatsız ediyor mu? Ediyorsa neden açıkça hukuka aykırı davrandığını söyleyen belediye başkanlarını yeniden aday gösterebiliyorlar?
Bakın ne diyor Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan: “Suriyelilerin iş yeri ruhsatlarını hukuksuz bir şekilde iptal ettim. İdari yargıya gitseler kazanabilirlerdi. Bunun üzerine hala Bolu’dan gitmediklerini görünce, sularına 10 kat zam yaptım. Bu da hukuksuzdu.” (Batı Bozkürk’ün haberi https://x.com/batubozkurk/status/1875549504776413629)
Daha ne desin? “Hukuksuzluk yaptım” diyor, “ben yaptım” diyor. Hepimizin bildiğini ve yıllardır söylediğini, raporlarda yazılanları söylüyor. Onu yeniden aday gösteren Kemal Kılıçdaroğlu değildi. Özcan’ın zalimane uygulamalarından dolayı “Bolu Beyi” şeklinde suçlandığını ve daha önemlisi yaptığının hukuksuzluk olduğunu yeni CHP yönetimi bilmiyor muydu?
Biliniyordu, göz yumuldu ve hukuksuzluk yapmasına rağmen yeniden aday gösterildi.
Şimdi CHP Genel Başkanı Özgür Özel iktidarı hukuk ve adalet üzerinden eleştirirken bu ironi gibi algılanmayacak mı? İnsanlar “İlahi Özgür Bey, siz çok yaşayın e mi” demeyecekler mi? Birileri “orantısız mizah bu olmalı” diye yazmayacak mı?
Yoksa o başka bu başka mı?
Geçmiş, taban ve ideoloji
Meselenin bilmemek değil bir tercih olduğunu hepimiz biliyoruz. Zor olan, partinin geçmişiyle, tabanıyla ve ideolojisiyle yüzleşmek. Ama yeni CHP yönetimi böyle bir ihtiyaç hissediyor mu?
Bazıları buna inanmak istiyor. Oysa Özgür Özel partisinin 13 yıllık politikasıyla uyumlu ama adaletle ve ülkenin iktisadi gerçekleriyle uyumsuz biçimde konuşmaya devam ediyor. Suriyeli sığınmacıların bir an önce gönderilmesini isteyenlere karşı kimsenin buna zorlanmayacağını söyleyen ve “Başımızın üstünde yerleri var” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Senin başının üstünde değil, açlarımızın aşının, işsizimizin üstünde oturuyorlar” diyor.
Kendisi de partililerini uyaracak durumda değil kısacası.
Aynada görünenler
“CHP Türkiye’nin Baas Partisidir” demişti, Liberal Düşünce Topluluğu kurucu başkanı Kazım Berzeg. Nazi benzeşimi de sadece bugünkü mesele değil. CHP’nin geçmişi, özellikle 1930’larda ve 1940’lardaki hali de bugün belediye başkanlarının söylemiyle uyumlu ne yazık ki. Bu yüzden bugün utançla müzayede konusu edilen ayrımcı görsellerin canlı örneklerini verebiliyorlar.
Demokrasilerde siyasi partilerin sadece tabanlarını yansıtma görevleri yoktur; tabanlarını eğitmeleri ve onu insan hakları ve demokrasi yönünde dönüştürmeleri de beklenir.
Bu olmadığında, geriye durumu sürekli idare etmeye yönelik bir retorik kalır; ki o da herkesi ikna etmez.
CHP göçün ilk gününden itibaren Suriyeli sığınmacıları sorun olarak etiketledi, dehümanize etti, nefret objesi olarak işaretledi ve 13 yıl boyunca sistematik biçimde onları hedef gösterdi. Nefret can almaya başladığında bile ara vermedi. Ekonomideki sorunlardan salgın hastalıklara, İstanbul’un su sorunundan emekli aylıklarının düşük olmasına kadar bütün günahları onlara yüklemeye devam etti.
Şimdi sınırdan çıkıp vedalaşıp gidenlerin bile arkasından teneke çalıyorlar hiç sıkılmadan. Nasılsa oy hakları yok, ses verecek dilleri, mecalleri de. En kolay ezilebilecek insanlar onlar.
Ama o insanların bir özelliği var ki, ayna vazifesi görüyorlar.
Onlara yapılan muamele demokrasi, insan hakları ve adalete dair tüm iddiaların turnusol testi, röntgeni, emarı, tomografisi vazifesi görüyor. Oy vermesi için ikna edilmesi gerekenler, sığınmacılara yönelik bu nefret dilinin sığınmacılarla ilgili olmayan tarafını da anlıyorlar.
CHP’nin “Tek yönlü bilet”inin götüreceği yeri de.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024
31.03.2024
25.11.2023
3.07.2023
18.05.2023