Beril DEDEOĞLU
1814 ile 1919 arasında Avusturya’ya ait olan Tirol eyaleti, 1. Dünya Savaşı sonrasında ikiye bölünmüş ve bugün Avusturyalıların Güney Tirol, İtalyanların başka bir isimle andığı bölge İtalya’ya bırakılmıştı. Mussolini döneminde bölgenin İtalyanlaştırılması faaliyeti epeyce baskıcı biçimlerde yürütülmüş, bu da uzun yıllar boyu Güney Tirollilerin ayaklanmasına yol açmıştı.
19. Yüzyıl dengelerinin dünyanın birçok yerinde bıraktığı sorunlar gibi 20. yüzyıl başlarında Avusturya ile İtalya arasında da bir Güney Tirol sorunu bırakmıştı. İtalya’ya ait topraklarda, % 70’i Almanca konuşan nüfus bulunması olarak özetlenebilecek bu sorunun çözümü için İtalya 1972’de bölgeye özerklik vermişti. AB’ye giriş sürecinde Avusturya tarafından yeniden bir sorun olarak dile getirilen konu, 1992 yılında İtalya’nın özerklik statüsünü genişletmesiyle çözüme bağlanmıştı.
Alpler’de bulunan ve geçit anlamında oldukça stratejik sayılabilecek bu bölge, her iki ülkenin milliyetçi partileri tarafından fazlasıyla kullanılan bir konu olmuş, 2012 yılından itibaren de bölgenin bağımsızlığını isteyen eğilim güçlenmişti.
Bağımsızlık değil, bağlama
Avusturya ve İtalya, Güney Tirol’ün bağımsızlığına farklı nedenlerle karşı. İtalya, ülke bütünlüğü açısından itiraz ediyor ve eğer bu konu gündeme gelecekse bugün Avusturya’da bulunan Kuzey Tirol’ün de sürece dahil olması gerektiğini savunuyor. Böylece, “benden bir parça kopacaksa, Avusturya’dan da kopmalı” tezini işliyor.
Avusturya’nın itirazı ise sadece bağımsızlığa, bu ülke Güney Tirol’de Almanca konuşanlar daha çok olduğu için buranın Avusturya’ya bağlanmasını istiyor. Tıpkı Dağlık Karabağ sorunu gibi.
Dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkan bağımsızlık eğilimlerinden birisi gibi görünen bu sorunu diğerlerinden farklı kılan ise Avusturya’nın genç ve aşırı milliyetçi başbakanının doğrudan konuya dahil olması. İktidara geldiği gün, kendisinden önceki aşırılar gibi AB karşıtı bir pozisyon almayacaklarını ifade etmiş olsa da, üç gün sonraki ilk icraatı o yönde olmadı. Yeni Avusturya kabinesi, Güney Tirol’de yaşayanlara Avusturya pasaportu vereceğini açıkladı.
İki ülke de AB üyesi, tüm yurttaşlar AB vatandaşı, iki ülke arasında sınır yok. Bu bölge ya da iki ülke vatandaşlarının pasaporta olan ihtiyaçları, sadece Schengen Bölgesi dışında.
Geçmişe dönüş
Birbirlerinin parlamentolarına milletvekili olarak seçilebilen bu vatandaşların neden ayrıca Avusturya pasaportuna ihtiyaçları olacağını anlamak kolay değil. Üstelik Güney Tirol sorunu, benzer sorunlar açısından her zaman çözüm örneği olarak gösterilir.
Anlaşılan o ki, Avusturya doğrudan AB karşıtı olmak yerine onu sabote etmeyi tercih ediyor. 19. yüzyıldaki Avusturya’yı mı özlemiş, Hitler’in Avusturyalılığından övünç payı mı çıkarmak istemiş bilinmez. Ancak Avrupa’daki aşırı milliyetçiliğin yükselişi 19. yüzyıl mitlerine ve özlemlerine dayanmaya başladıysa, durumun düşünülenden daha vahim olduğu söylenebilir.
Aynı başbakanın ilk görev haftasında Türkiye’nin AB’de yerinin olmadığını söylemesi de anlamlı. Gerekçe demokratik kriterler ve bunu söylemek Avusturya’ya kalmış ama tarihsel olarak Türklerin Avrupa dışında bırakılmasını savunan zihniyetle uyumlu. Ancak Türkiye’nin dışarıda bırakılması, Avrupa’yı bekleyen sorunları çözmeye yetmeyecek gibi. Zira Avusturya Türkiye’den çok sınır komşusuyla uğraşacak gibi gözüküyor. Dünyayı 1. Dünya Savaşı öncesi konuma döndürmek istiyor olabilir. Avusturya’nın buna gücü yetmez, ancak benzerlerini özendireceği açık. Ama Almanya özenirse ne olacağını hatırlamasını ummakta yarar var.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2019
15.02.2019
13.02.2019
25.01.2019
16.01.2019
11.01.2019
9.02.2019
4.02.2019
2.02.2019
28.12.2018