Beril DEDEOĞLU
Yaptırımlar İran’ın petrol ihracatını, deniz ve hava taşımacılığını, savunma sanayini ve bankacılık sektörünü hedef alıyor. Bu alanlarda İran ile ilişki sürdüren devletler, ABD ile iş yapamayacak, uluslararası para sisteminden işlem göremeyecek.
Yaptırımların hedeflerinden birisi, İran’ı ekonomik olarak çökertmek ve bozulan ekonominin toplumsal patlamalar yaratarak rejim değişikliği getirmesini ummak olabilir. Ancak bu beklentinin garantisi bulunmuyor. Zira ambargonun çeşitli şekillerde delinmesi mümkün.
Ambargo, kaçakçılık gibi yasa dışı yollarla delinebilir. Ancak buna hiç gerek olmadan Çin gibi uluslararası finans sisteminin kenarında duran bir ülke ile zaten bazı ambargolara maruz kalmış Rusya üzerinden İran pekala ekonomik faaliyetlerini sürdürebilir. Dolayısıyla ABD İran’ı hedefe koyarken aslında bir yandan da merkezinde İran’ın bulunduğu ve başta Çin olmak üzere bir dizi devletin içinde yer aldığı yeni bir ekonomik bölge oluşmasını teşvik etmiş oluyor.
Ambargonun İran’ı Rusya ile Çin’e daha fazla ittiğini, bunun da Çin ile Rusya arasında ciddi bir “rekabet” konusu olacağını da belirtmek gerekiyor.
Güney hattını korumak
İran’ı Rusya-Çin çekişmesine sunan ABD’nin başka hedefleri olduğu da anlaşılıyor. Yaptırımların petrol kısmıyla ilgili geçici muafiyet tanınan ülkelere bakıldığında, hemen hepsinin enerji hatlarının güney çizgisinde yer aldıkları görülür. Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore, Türkiye, Yunanistan ve İtalya adeta “sıcak denizler”in ABD tarafından paranteze alınmasını ima ediyor.
Yaptırımlar, petrol ihtiyacını İran’dan sağlayanların zaman içinde güney eksenine yönelmelerini ve o hattı güçlendirecek ittifaklar yapmalarını zorluyor. Bu Irak, Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan gibi üreticilerin Avrupa’nın güney ekseninden kıtaya girmelerini teşvik etmek demek. Diğer bir ifadeyle, İran yaptırımları, İran’dan daha fazla başka devletleri hedefe koyuyor.
Koskoca ABD’nin İran ile derde kalması, zaten ikili ilişkiler bağlamında değerlendirilemez. İran’ın çevrelenmesi, onunla ABD’ye rağmen ilişki sürdürenlerin cezalandırılması anlamına geliyor. Bu çerçevedeki sınavlardan biri Rusya-Çin ilişkileri olacaksa, bir diğeri kesinlikle AB-ABD ilişkileri olacak. Zira yaptırımlar en fazla İran’la yoğun ekonomik ilişkisi olan Almanya ve Fransa’yı etkileyecek.
Avrupa’yı tercihe zorlamak
AB’nin yaptırımlar karşısında birlik olarak ortak karar alması gerekiyor, ancak üyelerin etkilenme biçimleri farklı olduğundan çıkarları da ayrışıyor. Çıkış yolu olarak gündeme gelen takas ticareti ise, AB’nin temel mantığına aykırı bir durum yaratıyor. Ortak Pazar, üçüncü ülkelerle ticarette uygulanan vergiler sistemine dayanıyor. Takas sistemi, şeffaflık ve Ortak Pazar ilkelerinin dışına çıkılması anlamına geldiği gibi üye ülkeler arasındaki ilişkilerde de adil olmayan durumlara işaret ediyor. Almanya örneğin, kimyasal hammadde karşılığında İran’a makine teçhizat verecek, ama bu takasın Portekiz’e hiç bir yararı olmayacak, zira ortak Pazar mekanizması dışında bir uygulama olacak.
Trump’ın AB’nin bir yandan Rusya korkusuyla öte yandan üyeler arası anlaşmazlıkların artmasıyla ABD’ye eklemleneceği yönünde bir beklentisi var gibi. ABD-AB serbest ticaret anlaşması yoluyla AB’nin rızası alınarak gerçekleşecek eklemlenme olmayınca, mecbur bırakma yöntemi uygulandığı söylenebilir.
Yaptırımlar Trump’ın küresel sisteme imzasını atma girişimi; ama artık onun ne yapacağından çok, ona karşı ne yapılacağına bakmak gerekecek.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2019
15.02.2019
13.02.2019
25.01.2019
16.01.2019
11.01.2019
9.02.2019
4.02.2019
2.02.2019
28.12.2018