Ceren KENAR
Geçen hafta yayımlanan ve Lübnan Hizbullah’ı lideri Nasrallah’ın artık Sünni sokağına seslenmekten vazgeçtiği temalı yazımı kaleme alırken, Pakistan’dan felaket haberleri geliyordu.Şiileri hedef alan bir bombalı saldırının sonucu 70 kişi hayatını kaybetti. Pakistan’da geçen aynı yine sivil Şiileri hedef alan bir saldırı sonucu 92 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırılardan Taliban bağlantılı bir örgüt sorumlu. Pakistan Şiileri uzun zamandır sistematik bir şiddet kampanyasının hedefinde ve haklı olarak Şiiler Pakistan devletini bu kampanyanın suç ortağı olmakla suçluyorlar. Zira 1999 yılından beri öldürülen 1000’in üzerinde kişi için henüz bir kişi bile yakalanıp, yargı karşısına getirilmiş değil.
Şiiler sadece Pakistan’da böylesi bir muamele ile karşı karşıya kalmıyor. Bahreyn’de barışçı Şii göstericilerin talepleri demir yumrukla bastırıldı. Körfez ülkelerinde yaşayan Şiiler bıçak sırtında yaşıyor. Bununla beraber Sünniler arasında Şii karşıtı, şiddetli retorikleri ile bilinen bazı din adamları teveccüh kazanıyor. Örneğin şu an İslam dünyasının en popüler âlimlerinden olan, epey saygı gören ve Müslüman Kardeşler hareketi üzerinde de tesiri bilinen, Yusuf el-Karadavi, Şiileri kâfir ilan etmekle kalmıyor, üstüne Şiileri Sünni ülkeleri ele geçirmekle itham ediyor.
Şii-Sünni meselesi İslam tarihi kadar eski olsa da, belli dönemlerde yüzüstüne çıkan ve görünür hâle gelen bir ihtilaf konusu. Farklı dönemlerde, farklı çelişkilerin siyaset mekanizmasını domine etmesi toplumların değişkenliğine işaret ediyor. Bununla beraber bu çelişkilerin kendilerinin bizzat bir problem olmadığını, fakat dönem dönem başka sorunları örten semptomlar olabileceğini de gösteriyor.
Bugün Şiilerin uğradığı sistematik ayrımcılığa zımnen onay veren modern Pakistan devletinin kurucusu ve ulusun babası olarak bilinen Muhammed Ali Cinnah, köken olarak Şii idi.
Şüphesiz bundan çıkarılacak çok dersler var. Bu derslerden muhtemelen en önemlisi Sünni-Şii ihtilafının kaçınılmaz bir kader olmadığı ve uzun tarihsel kökenine rağmen belli dönemlerde toplumsal ayrışmaları belirlemediği olacaktır.
Mezheplerin rejim savaşları ile yeniden tanımlanması
İran devrimi ile başlayan Şiiliğin politikleşmesi döneminde, Şiilik bir siyasi proje olarak yeniden tanımlandı. Bir tür “mezhep ihracı” Şiiliğin siyasileşmesine eşlik etti. Türkiye’de yaygın olarak Nusayrişeklinde tanımlanan, Suriyeli Alevilerin Şii olduğu yönünde fetvalar verildi, Lübnan’da Hizbullah hareketi cömertçe desteklendi. Ve bir Şii ekseni yaratıldı. Buna Sünni cepheden yanıt gecikmedi. Körfez, Irak-İran savaşı boyunca Saddam Hüseyin’i destekledi. İran’ın bölgesel etkisinden rahatsız Suudi Arabistan, Şiiliğe karşı son derece sekter tavrı ile bilinen eğilimlerin öncülüğünü yaptı.
Devletler konjonktürel siyasetler güdebilir ancak bu politikalardan toplumsal bir karşılık yoksa verim alınamaz. İran ve Suudi Arabistan arasındaki güç oyununun kök bulması için bölgede uygun bir hava da vardı. Kimlik siyasetinin ve siyasal İslamcılığın eş zamanlı yükselişte olduğu bir dönemde ise mezhep faktörünün bölgede popüler bir kimlik kurucu hâline gelmesi kolaylaştı. Bununla beraber bölgede demokratik bir vatandaşlık algısının yaygın olmaması, kaynakların Şii ve Sünni gruplar arasında adil paylaşılmaması ve elbette vekâlet savaşları mezhepsel ayrımların derinleşmesine neden oldu.
Bugün geldiğimiz noktada ise özellikle Suriye meselesi üzerinden bu ayrım derinleşiyor. Soğuk savaş kutuplaşması ile mezhep ayrımının buluştuğu Suriye krizi, sadece Suriye’deki farklı mezheplerin arasındaki gerilimi arttırmıyor, bölgede safların sıkılaşmasına sebebiyet veriyor.
Ünlü yazar Vali Nasr Amerika’nın Irak müdahalesi sonrasında, Sünni Baas rejiminin yıkılıp yerine Şii bir yönetimin gelmesi sonucunda, müdahaleyi takip eden on yılın bir Şii uyanışına şahit olabileceğini söylemişti. Elbette bu hesabın içine Arap devrimleri öngörülmüyordu. Mevcut durumda ise Şii uyanışı terimi biraz demode yerini başka bir tabire bırakmış durumda. Arap devrimleri ile siyasi İslam’ın iktidara gelmesi ve Suriye’de olası bir rejim değişikliği sonucunda artık bir Sünni uyanışın bölge dinamiklerini belirleyeceği analizleri yapılıyor.
Hangi mezhebin ne kadar “uyanışa” geçeceğinden mühim olan ise bu iki mezhebi birbirine rakip ve hatta düşman gören zihin algısının bölge sokaklarına hâkim olmaya başlaması. Rejimlerin ideolojisi, dini, mezhebi değişir. Devletler pragmatik kaygılarla seri şekilde politika dümenlerini kırabilir. Ancak sokakların ruhuna işlemiş bir düşmanlık stratejik siyasetlerden daha hantal olabilir.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017