Ceren KENAR
Arap Devrimleri sonrası dönemi bundan daha iyi özetleyen bir ifade var mı, bilemiyorum. Devrim sürecindeki aşırı iyimserliğin, siyasi krizler ile yerini aşırı kötümserliğe bıraktığı bir dönemde, büyük genellemelere teslim olmamak için yerinde bir uyarı.
Türkiye’nin 1980 sonrası yaşadığı, on yıllar süren, birçok siyasi ve ekonomik kriz eskiten bir dönüşümü Arap dünyası yoğunlaştırılmış ve hızlandırılmış bir devrim macerası ile tecrübe etmeye talip oldu. Eski ölmüştü, statükoya inanç kalmamıştı, resmî ideoloji artık kitleler için “mış gibi” yaptıkları bir tekerlemeye dönüşmüştü. Tek tek devrilen liderler için dökülecek çok da gözyaşı yoktu.
Fakat Türkiye’nin aksine Arap deneyiminde yaşanan, ani bir çöküş ve bu çöküşe eşlik eden alternatiflerin olmaması idi. Kemalizm, 1990’larda bir yandan en güçlü ve popüler zamanlarını yaşarken, diğer yandan hegemonyasını kaybediyordu. İlginç bir şekilde hegemonyasını yitirirken Kemalizm, ideolojik rakipleri ile kaybediyordu. 1990’lar boyunca Kemalist devlet için en büyük tehdidi oluşturan “Siyasal İslam” ve Kürt milliyetçiliği, 2000’lerin başı ile kaybetmiş iki siyasi proje idi.
AK Parti’nin kurucu kadrosu bu durumun farkındaydı. Bu nedenle siyaseten köklü bir revizyona gitme ihtiyacı duyuldu. Kemalizm siyaseten kaybetmesine rağmen, çözümün reformda olduğunu göremedi. Aksine Kemalizm için bile arkaik bir söyleme sığındı. 1940 yılı için dönüştürücü olan Köy Enstitülerinin müfredatını, 2000’lerde siyasi vizyon olarak benimserken gerçeklikle temasını kaybettiğini idrak edemedi. Gittikçe daha lümpenleşti, parodi hâline geldi.
AK Parti cephesinde hakim olan anlayış ise farklıydı. “Siyasi İslam” ile arasına net bir sınır çizmekle kalmadı, Siyasi İslam’ı karşısına da aldı. Örneğin, eski talebelerini Siyonizme hizmet etmek ile suçlarken Erbakan, bu kırılmanın ne kadar büyük olduğunu vurguluyordu.
AK Parti deneyimi bu anlamda “Siyasal İslam”ın Türkiye’de çöküşü ile mümkün olan ve bu çöküşü simgeleyen bir siyasi gelişme idi. Ne parti programında İslam vurgusu olan, ne de icraatlarında İslami bir siyasi düzen kurmayı hedeflediğini gösteren bir unsur bulunmayan bir siyasi hareketi, “Siyasi İslam”ın temsilcisi olarak görmek mümkün değildir. İlginç fakat kendi içinde bir uyum gösteren bir senteze borçluydu AK Parti başarısını. Siyaseten bazen liberal demokrat, bazen ataerkil muhafazakâr, ekonomik olarak bazen neo-liberal bazen sosyal demokrat, sosyal olarak ise muhafazakâr sembolleri taşıyan ancak özünde oldukça dönüştürücü bir hareket sunuyordu AK Parti. Dış politikada ise dünyaya entegre olmayı amaçlayan, zaman zaman ideolojik saiklerin ancak çoğu zaman pragmatizmin rotasını belirlediği bir yol izledi. Dolayısıyla AK Parti’nin olası bir siyasi başarısızlığı, Siyasi İslam’ın değil, farklı alanlarda uyguladığı farklı ideolojik pozisyonların sorgulanmasına sebebiyet verecektir.
Gülen Hareketi de bu anlamda pek farklı değildi. Dev bir ekonomik ve devlet içi kadrolaşmanın getirdiği siyasi gücün üst yapısını oluşturan ideolojik çerçeve Siyasi İslam değildi. Örneğin Amerikan misyoner okullarının bile kuruluşunda olan dinî vurgu, Gülen okullarında olmadı. Bu nedenle mevcut çatışma Siyasi İslam’ın farklı taşıyıcıları arasındaki bir müsabakadan ziyade, özünde epey seküler bir siyasi mücadeleye tekabül etmektedir.
Mısır’da yaşanan kriz ile Türkiye siyasetini bu yüzden birlikte okumak mümkün değildir. Siyasi İslam’ın Mısır’daki serüveni ise yarınki yazının konusu.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017