Elif ÇAKIR
AK Parti önceki gün düzenlediği “Adı AK Parti” başlıklı törenle 23. Kuruluş yıldönümünü kutladı.
Bu sürenin 22 yılı tek başına iktidar olarak geçti. Hiç kuşkusuz; kurulduktan bir yıl sonra iktidara gelmek ve yaşı kadar iktidarda kalmak, çok partili hayata geçtiğimiz tarihten bu yana hiçbir siyasi partiye nasip olmayan bir şanstır.
Erdoğan 23 yıl önce “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek AK Partiyi kurduklarını açıklamıştı.
Ben mesela önceki gün 22 yıldır aralıksız Türkiye’yi yöneten Erdoğan’dan “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözünün altını dolduracak bir konuşma yapmasını beklerdim.
Eğer bu sözünün altını doldurabilseydi kesinlikle böyle bir konuşma yapardı elbette.
Haksızlık yapmak istemem, evet, Erdoğan da konuşmasında bol bol iktidarının ilk 10 yıllık dönemindeki icraatlarını saydı. AK Parti iktidara gelmeden önce kaç üniversite vardı, okul sayısı ne kadardı, kaç derslik vardı. AK Parti iktidarında bu sayılar ne oldu?
AK Parti iktidara gelmeden önce kaç kilometre yolumuz vardı, 22 yılda kaç kilometreye ulaştı. Kaç hastane vardı, şimdi ne kadar?
Erdoğan, yolların kilometresini, hastanelerin, okulların, dersliklerin sayısını 22 yıllık AK Parti iktidarının yıllarına göre dağılımıyla bütün ülkeye ezberletti.
Hakeza IMF’ye olan borç nasıl ödendi, Türkiye IMF’ye nasıl borç verme aşamasına geldi?
Elbette ki inşa ettikleri yollarla, köprülerle, havalimanlarıyla, modern hastane binalarıyla ülkenin çehresini değiştirdiler.
Yaptıkları yollarla, köprülerle, hastanelerle, okullarla, dersliklerle ne kadar övünseler yeridir. Ancak unutulmaması gereken ve Erdoğan’ın ağzına almadığı bir gerçek var; Türkiye’nin dış borçları 450 milyar doları geçti bu dönemde... Rekabetçi ihaleler olsaydı aynı kaynaklarla daha çok ve kaliteli hizmet yapılabilirdi. Bu ayı bir konu.
Erdoğan konuşmasında, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” derken vaat ettiği Türkiye tablosu bu değildi, kastettiği de yollar köprüler değildi.
O yüzden hangi konuşmayı yaparsa yapsın, sabah akşam yollardan, köprülere yaptığı icraatlarını istediği kadar anlatsın bu sloganın altını dolduramaz.
***
AK Parti iktidarının ilk 10 yılında gerçekten AK Partiydi, adındaki “adalet” ve “kalkınma” kavramlarının hakkını veriyordu, adıyla, özüyle AK Partiydi.
Ama, şimdi? Kim önerdiyse “Adı AK Parti” başlığını (duyduğumda gülümsedim) cuk diye oturmuş, “adalet” ve “kalkınma” kavramlarından eser kalmayan, özünün yok olduğu geriye sadece adı kalmış…
Bugün Erdoğan partisindeki “adalet” kavramına referansla ne söyleyebilir, nasıl bir Türkiye tablosu ortaya koyabilir?
Uluslararası Yolsuzluk Algı İndeksinde 2024 yılında 101. sıraya düşmüş olan bir iktidar artık ne kadar “Ak”tır?
İktidarının ilk 10 yılında partisinin adındaki “adalet” kavramına referans yaparak OHAL gibi DGM’ler gibi antidemokratik uygulamalara son verdiğini açıklayan Erdoğan önceki gün partisinin adındaki “adalet” kavramına referans yaparak ülkenin adalet tablosuna ilişkin hakim, savcı, adalet personeli sayısı, adliye binalarını modern yapılara kavuşturmanın ötesinde bir şey söyleyebildi mi?
Bugün mahkemelerin 22 yıl önceki Devlet Güvenlik Mahkemelerinden farkı ne?
Dün cezaevlerini verdikleri hükümlerle Devlet Güvenlik Mahkemeleri dolduruyordu, bugün yerel mahkemeler. 22 yıl önce AİHM, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yapılan yargılamalara ilişkin “adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine” karar veriyordu. Bugün AİHM yerel mahkemelerde yapılan yargılanmalarda “adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine” karar veriyor.
Dün AİHM kararlarının uygulandığı bir Türkiye vardı, bugün AİHM ve AYM kararlarının uygulanmadığı bir Türkiye var?
“Hiçbir eskisi gibi olmayacak” diyerek yola çıkan ve iktidara talip olan AK Parti’ye şu soruyu sormak hakkımız:
23 yıl önce “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek kurduğunuz partinizin 22 yıllık iktidarının neticesinde “her şeyi eskisinden daha da kötü hale” getirdiğinizin farkında mısınız?
***
El hak, haklarını teslim etmemiz gerekiyor ki, AK Parti ilk on yılında Türkiye’nin daha demokratik, daha özgür, daha müreffeh olabilmesi için devrim niteliğinde adımlar attı. Daha önceki iktidar partilerinin cesaret edemediği, ülkemizin el yakan Kürt sorunu, Alevi sorunu, başörtüsü sorunu, askeri vesayet gibi kronikleşmiş sorunlara el attı, bu sorunların çözebilmek, özgürlük alanlarını genişletebilmek için ciddi çabalar sarf etti.
Nitekim bu çabaları karşılık da buldu, reformist dönemlerinde ülkemizin entelektüel kesiminin desteğini de aldı. İdeolojik olarak asla yan yana gelmeyecek olan kesimlerin oyunu da aldı.
Şimdi ise bırakın entelektüel kesimin desteğini AK Partide siyaset yapanlar kendi çocuklarının desteğini alamıyor.
AK Parti’ye şu soruyu soralım:
Peki 22 yıllık iktidarınız döneminde çözmek için el attığınız, raflardan indirdiğiniz kaç sorunu neticelendirdiniz?
***
İlk on yıldaki büyümenin ardından, dünya ekonomisindeki payı 1980’ler seviyesine düşmüş bir Türkiye’yle övünebilir mi?
Ülkenin ekonomik durumu ortadayken Erdoğan partisinin adındaki “kalkınma” kavramına referansla ne söyleyebilir?
Söyleyemiyor nitekim. O yüzden en güzelini yapıyor, iktidarının ilk on yılında yaptığı yolları, köprüleri, hanları, hamamları anlatıyor.
Cami diyor, ezan diyor, bayrak diyor… Saldırana göz açtırmayız diyor. Sanki ülkemizde böyle bir sorun varmış gibi, olabilirmiş gibi. Bunlar hepimizin ortak değeri değilmiş gibi…
İktidarının ilk on yılında adındaki “adalet ve kalkınma” kavramlarıyla müsemma olarak kendisi AK Partiydi, kala kala geriye “Adı AK Parti” kaldı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024