Elif ÇAKIR
Mısır Valisi Kavalalı İbrahim Paşa’nın oğlu olan Mustafa Fazıl Paşa’nın 1867 yılında Sultan Abdülaziz’e yazdığı meşhur bir mektup vardır. Mektup önce Fransızca olarak Paris’te “Liberte” gazetesinde yayımlanır. Bir süre sonra da Fransızca’dan tercümesi yapılarak İstanbul’da 18 sayfalık bir kitapçık halinde 50 bin adet olarak basılır ve dağıtılır.
Şu kadarını söyleyebilirim. Yıl 1867. Ve yıl 2017.
Aradan geçmiş 150 küsur yıl.
Mustafa Fazıl Paşa’nın Sultan Abdülaziz’e yazdığı mektubu okuduğunuzda, iç politikadan dış politikaya, siyasetçilerin etrafını saran dalkavuklardan toplumun yozlaşmasına neden olan hususlara, eğitimden sağlığa varıncaya kadar ele alınan hususlara baktığınızda, düşündüğünüz tek şey şu oluyor: Bir arpa boyu olsun hiç mi yol alınmaz, hiç mi bir şey değişmez, tarih bu kadar mı tekerrür eder de en azından bir meselede olsun ders çıkartılmaz. Bizim toplumlarımızın kaderi midir “Benim oğlum bina okur döner döner yine okur” anlayışına mahkûm olmak.
Hadi daha açık yazayım: Mektubun yazıldığı tarihi, hitap edildiği dönemin yöneticisinin ve mektubu yazan kişinin ismini silin ve okuyun.
150 küsur yıl önce kaleme alınmış mektubun, bugün kaleme alınmış kadar güncel olduğunu göreceksiniz.
***
Mustafa Fazıl Paşa mektubuna “Saraya en güç giren şey, doğruluktur” diye başlar.
“Onların çevresini sarmış bulunan kimseler, doğruluğu kendilerinden bile saklarlar. Çünkü, bunlar, gözlerini olanca hırslarıyla hükmetme ve hükümette bulunma lezzeti içinde yaşadıklarından bulundukları yerleri kaybetmek istemezler. Sizin taşımakta olduğunuz büyük ve sonsuz güçten yararlanarak, yapılmaması gereken her şeyi yapmaya cesaret etmektedirler. Bunların yaptıkları ettikleri sizin tarafınızdan hiçbir zaman öğrenilemez.”
“Onları sizin yüce katınıza şikayet etmeye kalkışılacak olsa, kendilerine derhal asi ve edepsiz damgası vurulacaktır.”
“Türkiye’de bir kamuoyu, halkta ortak bir duygu ve fikir birliği bulunmadığı için, birçok küçük memurlar, yolsuz tutum ve davranışlarından dolayı hiçbir zaman sorumlu tutulmazlar. Durum böyle olunca, bu çeşit memurları istediklerini yapmaktan kim alıkoyabilir.”

“Belki yakın bir zamanda göreceğimiz geleceğin kötü gelişmeleri konusunda beni en çok korkutan şey, toplumda belirtileri görülmeye başlanan ahlak düşkünlüğüdür ki, bu her gün daha fazla artmakta, derinleşmekte ve yayılmaktadır.”
“Gerçi, şu dünyada iyi ahlâk, milletlerin nazarında her zaman ve başlı başına geçerli bir kuvvet değildir; kötülükler de zaman zaman hüküm ve fermanlarını yürütürse de, şurası unutulmalıdır ki, asıl ve esas olan ahlâktır ve devletlerin onsuz ayakta durabilmesi kabil değildir.”
“Avrupa’da bütün hükümetler aynı zamanda halklarının eğitimiyle de meşguldürler. Bu konuda orta derecedeki devletler bile büyük çabalar gösterirler. Avrupa devletleri halklarının eğitimiyle bu kadar fedakarlıklar göstererek ilerlerken, biz niçin olduğumuz yerde kalmaya hatta gerilemeye razı oluyoruz. Bir milletin bütün hakları, kendisini yöneten devletin garantisi altında olursa o millet her fırsatta iyiyi ve doğruyu arar, bilgi ve kültür sahibi olmaya gayret gösterir. İngiltere devleti ki, kendisini etmekte olan hükümet, geniş yetki ve imtiyazlarını azar azar da olsa terk etmek konusunda gayet ağır davrandığı halde, halkına onları eğitecek ve işe yarar hale getirecek bilgiler kazandırmak konusunda büyük gayretler gösterdi. Prusya’nın Sadova muharebesini kazanışının en büyük sebebi, Prusya halkının Avusturya halkından daha bilgili oluşudur.
Padişahım; oraya hakir çocuklardan başka kimsenin rağbet etmeyeceği bir takım kalitesiz okulları yer yer çoğaltma işinin ülkenizde ilim yaymaya yararlı bir yol olduğunu sanacak ve buna inanacak mısınız?”
“Eğitimsiz kalan toplumların alçağı da haini de çok olur.”
Bir de kahramanı çok olur. İtaat kültürü ön plandadır. Eğitimsiz toplumlar sürekli bir kurtarıcı kahraman beklentisi içinde olurlar. Bireyler yetişmez, daima kitleler vardır. Çünkü daima hayallere kapılır, önüne konulan hayallere inanır. Olayları objektif olarak değerlendirme kabiliyeti gösteremezler. Analiz yetenekleri gelişmez.
“Sadece ıslahat yapmak yetmez. Özgür bir düzenin kurulması, insanları, içinde yaşadıkları ortamda huzura ve rahata kavuşturan, şahsi özgürlüklerin garanti altına alındığı bir düzenin inşa edilmesi gerekir. Özgür düzen, kısa bir zaman içinde, Avrupa milletleriyle olan her türlü ilişkilerimizde de gelişme ve düzelmeler sağlar.”
“On iki yıl önce bize daha müsait görünen Avrupa kamuoyu, bugün maalesef bütünüyle aleyhimize dönmeye yüz tutmuş, Avrupa bize sırtını dönmüştür. Onların keramet gösterircesine bizimle ilgili ortaya atmakta oldukları haberleri yalanlayalım, güçlü bir kalkınma ve gelişmeyi öngören değişikliklere gidelim. Bize düşmanlık beslemekte olan kamuoyunu kendi tarafımıza çekmeye gayret gösterelim ki, bunlar bize düşman olacaklarına dost olsunlar.”
***
Bugün bunları “içeride ve dışarıda dostları çoğaltma, düşmanları azaltma” stratejisi olarak konuşuyoruz. Ancak siyasi söylem olarak kaldığını üzülerek söylemeliyim.
Mustafa Fazıl Paşa’nın devlet yönetiminin mutlak surette evrensel adalet anlayışıyla temellendirilmesi gerektiğini dile getiren, zira adalet anlayışının dinlere, inançlara göre değişmeyeceğini ifade ettiği, hukukun üstünlüğünü vurguladığı mektubu oldukça önemli. Bulabiliyorsanız mektubun tamamını bulunuz ve okuyunuz. Özellikle de siyasetçilerimiz. Mutlaka okumalılar.

BİZİM ÜLKEMİZDE TECRÜBE DEDİĞİN ŞEY...
Kendisine ne zaman “Siz tecrübeli bir siyasetçiniz’ diyerek söze girip, bir şey soracak olsanız anında “Bu ülkede en kıymetsiz ve en işe yaramayan şey tecrübedir. Bu ülkede tecrübe mağazası açsanız kirasını dahi çıkartamaz anında iflas ederseniz” cevabını veren Cemil Çiçek’in kulaklarını çınlatmadan geçemeyeceğim.
Bir devlet adamı olan Cemil Çiçek “şöyle anlatayım” diyerek devamında da şunları söyler:
“Siyasetin laboratuvarı tarihtir. Tarihte tecrübelerin bir yekunudur. Bizler tarihiyle ancak övünen fakat tarihini okumayan ve tarihi tecrübelerden ders çıkartmayan bir toplumuz. Bizim ülkemizde ‘tecrübe’ sözü ancak devir teslim törenlerinde söylenen kelamı rüşvet kabilinden bir sözdür. Bugüne kadar da tecrübelerden istifade edildiği hiç görülmemiştir. Eğer tecrübelerden istifade edilmiş olsaydı ülkemiz bugün birçok sıkıntıyı bugün de, dün de, gelecekte de yaşamazdı.”

Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları






























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025