Elif ÇAKIR
FETÖ mağdurları varmış. “ByLock’un ne olduğunu bilmiyorum” diyen “telefonuma nasıl indirildi haberim yok” diyerek şiddetle itiraz eden herkese topyekun “takiyyeci kesin”, “ByLock varsa teröristtir kesin” muamelesi yapmamak gerekiyormuş.
FETÖ, örgüt içi gizli bir haberleşme amacıyla geliştirdiği ByLock’un hem çözülme ihtimaline önlem olarak hem de ByLock gibi önemli bir örgüt delilinin delil olma özelliğini kaybetmesini sağlamak amacıyla kullanıcılar arasına masum insanları da katmışlar.
Kumpaslarının adı Mor Beyin. ByLock kumpasını ortaya çıkartan ilk isim adli bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi. Aylardır, ByLock kullanıcılarının büyük bir bölümünün aslında farkında olmadan, örgüt içi haberleşme programının kullanıcısı gibi işlem gördüğünü anlatmaya çalışıyordu.
Nihayet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da sonunda MİT ve BTK uzmanlarına hazırlattığı raporlar ile Beşikçi’nin anlattıklarını doğruladı.
FETÖ ByLock kumpası ile akıllı telefonu olan herkesin yoluna çıkmış; İngilizce sözlüğe ihtiyacı olanlar, müzik programına ihtiyaç duyanlar, kıble bul programına ihtiyaç duyanlar hatta ikinci el araba arayanlar kumpasın kurbanı olmuş.
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yücel Kocaman’ın açıklaması şöyle:
“Zaman zaman şikayetlerle itirazlarla karşılaştık. Vatandaşın ByLock bağlantısı görülüyor, başka hiçbir delil yok. Bütün araştırmalara bakıyorsunuz, sosyal çevresine, diğer delillere, FETÖ ile hiçbir bağlantısı görünmüyor ama ByLock bağlantısı gözüküyor. Ortaya çıktı ki, FETÖ kendi gerçek kullanıcılarını gizlemek için bazı vatandaşları iradeleri dışında bu programa yönlendirip tuzağa düşürmüş.”
Biliyorsunuz aylar önce iki hakim işte tam da Yücel Kocaman’ın bu ifadelerini kararlarında söyledikleri için linç edildiler.
Ve devlet, dün yargının ByLock’çu diye tutukladığı, damgaladığı 11 bin 480 kişiye bugün “pardon” demek durumunda kaldı.
11 bin 480 kişi evlerine, mahallerine, kapı komşularının, akrabalarının arasına dönecekler? Emniyetin bir sabah “ByLock”çu olarak damgalayıp” kollarına kelepçe takarak götürdüğü, yargının aylardır “vatan haini, darbeci” olarak içerde tuttuğu bu insanların ruh halleri nasıl onarılacak?
Dün “ByLock’çuymuş” denilerek, kapılarını, pencerelerini yüzlerine kapatan, vatan haini muamelesi yapan komşuları, akrabaları, bundan sonra nasıl yüzlerine bakacaklar peki?
Yazık değil mi? Günah değil mi?
Ya “babası, annesi ByLock’çuymuş” diye arkalarından seslenilen ve yaşadıkları travma yüzünden okullarına gidemeyen o çocuklar?
Yazık değil mi?
Bir kişi değil, iki kişi değil on bir bin dört yüz seksen kişi. Ve muhtemeldir ki, önümüzdeki süreçte giderek bu sayı daha da artacak.
Tuncay Beşikçi kurduğu bir ekip ile 45 günlük çalışma sonrasında bu kumpası çözmüş. Peki, FETÖ ana davanın yürütüldüğü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı MİT ve BTK uzmanlarına daha önceden böyle bir çalışma yaptıramaz mıydı? Bu süreçte daha hassas davranamaz mıydı?
Tuncay Beşikçi’nin aylardır anlattığı şeylere ne diyor diye bir kulak kesilemez miydi?
“Mağduriyetlerin geniş kitlelere yayılması FETÖ’yü sevindirir”, “yargıçlar skora bakmasın, delillere baksın, hukuk, yasa, kanun ne diyor ona baksın”, “yargıçlar hevesle, coşkuyla davranmasın, adalet dağıtıcıları olduklarını unutmasınlar, bu davaya en büyük zarar yargıçlar eliyle verilir, unutulmasın”, “bu davanın bir tek mağduru olmayacak hassasiyetiyle davranılsın”, “medya, yargı kurumlarından önce kimse hakkında karara varmasın”, “yargı işini yapsın, medyaya haber sızdırıp, kendi PR’larını yapacaklarına enerjilerini dikkatlerini davalara versinler”, “yeni Zekeriya Öz’ler, yeni Ali Fuat’lar çıkmasın, yargı içinde yeni odaklaşmalar olmasın” uyarısı yapmak FETÖ koruyuculuğu, FETÖ davalarını sulandırmak değilmiş.
Bilakis FETÖ davasının meşruiyeti zarar görmesin hassasiyetiymiş, değil mi?
Başından bu yana bu yüzden şunu savundum: Birisinin FETÖ’cü olarak damgalanması, gözaltına alınması, başka suçlarla itham edilmeye benzemez. FETÖ’cülükten daha lanetli bir şey yok çünkü. O yüzden devlet kurumlarında tasfiye kararlarına imza atan yetkililer, yargıçlar, emniyet FETÖ konusunda kılı kırk yarmalıdır, olağanüstü hassas davranmalıdır.
Neden?
Yargı sistemi düzgün çalışmadığında, yargıda adalet sisteminin etkin olmadığı inancı oluşur ve yargıya güven duygusu zedelenir. Yargı düzgün çalışmadığında bunun yıkıcı sonuçları olur da ondan.
HAKİM ŞENOL DEMİR... HAKİM ZAFER YARAR...
Peki, bu isimler kulağınıza tanıdık geliyor mu?
***
Hani iktidara yakın medyanın üzerinde “ByLock’u delil saymayan iki hakim” diye, “iki hakimin sözlerini çarpıtarak” linç ettikleri, “FETÖ davasını sulandıran iki hakim” diye üzerlerinde tepindikleri iki yargıç vardı!
İşte onlar.
Hatırladınız mı?
Hakim Şenol Demir eski Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi Başkanıydı.
Hakim Zafer Yarar ise eski Gaziantep Bölge Adliyesi Mahkemesi 3. Ceza Dairesi Başkanı...
Şimdi değiller.
Şenol Demir de, Zafer Yarar da... ByLock’u delil saymadılar değil, ByLock tek başına delil sayılmasın, dediler. İkisi de birbirinden habersiz iki hakim olarak, aynı tarihlerde özetle, “Evet, ByLock kesin FETÖ delilidir. Ancak, tek başına delil sayılmamalıdır. Suç eylemler üzerinden oluşur. Ve hakimler sanık hakkında hüküm verirken, delillere, içeriğe bakar. Hakimler, kişilerin suç potansiyeli taşımasına göre karar vermez. Suç ve suç unsuru arasında kesin delillere ihtiyaç vardır. ByLock kullandığı iddia edilen sanık hakkında mahkememize sunulan deliller yetersizdir” dedikleri için, medyada linçe uğradılar. Sonra da HSYK onları, medyada “FETÖ’yü sulandırıyor, FETÖ’ye sahip çıkıyorlar” haberlerinin oluşturduğu algıya bakarak, bulundukları görevlerden düz hakimliğe atadı...
Oysa tam da Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in söylediği gibi, “duyguyla, coşkuyla, önyargıyla değil” evrensel hukuk ilkeleri neyi gerektiriyorsa öyle, hukuktan, adaletten, vicdandan yana tavır alan iki hakimdi. Türkiye’de hakimler var dedirtmişlerdi.
Ve tarih onları uzun yıllar sonra değil, aylar sonra haklı çıkarttı.
Eğer, Şenol Demir ve Zafer Yarar’ın vermiş olduğu karara diğer bütün hakimler uymuş olsalardı... Bugün devlet 11 bin 480 kişiye “pardon” demek zorunda kalmazdı..
Ne dersiniz Yargıtay “ByLock tek başına örgüt delilidir” kararını yeniden gözden mi geçirse?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024