Elif ÇAKIR
Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söylemişti:
“Anayasa Mahkemesi bu şekilde karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara sessiz kalırım ama o kararı kabul etmek durumunda değilim. Çünkü ortada bir gerçek var. Bakın bu bir beraat kararı değildir. Bu bir tahliye kararıdır. Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi.” (28 Şubat 2016)
***
Hukuk tarihimizde “bir kez” daha “bir ilk” gerçekleşti. Bu kez, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi çıktı ve Anayasa Mahkemesi’nin “yetki gaspı” yaptığını öne sürerek, gazeteci Şahin Alpay hakkında “hak ihlali yapıldığı” gerekçesi ile vermiş olduğu karara uymayacaklarını açıkladı. Hukuk tarihimizde bir kez daha bir ilk demem şu sebepledir.
Son birkaç yıldır hukuk tarihimizde gerçekleşen “tuhaf ilklere” tanıklık ediyoruz.
Hatırlayınız.
Adalet talebi ile yollara düşen hakimler ve savcılar yargı tarihimiz açısından bir ilk değil de neydi?
“Yargı mensubuyum, kendi kurumuma ben bile güvenmiyorum. Böyle düşünen sadece ben değilim. Yargımızın getirildiği içler acısı duruma bakın ki, topluma adalet dağıtacak yargıçları sokaklarda adalet talep eder duruma geldi. Yargıda öyle yanlış işler yapılıyor ki, ülkemizin hukuk anlamında itibarı zedeleniyor.” (Abbas Özden, 9 Ekim 2014)
1 Kasım seçimlerinin ardından Milliyetçi Hareket Partisi’nde başlayan kurultay tartışmasının mahkemeye taşınma sürecinde yaşananlar bir ilk değil de neydi? (Mayıs 2016)
Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin “kurultay yapılabilir” hükmüne, o akşam, o güne kadar adı sanı duyulmamış Gemerek ve Tosya Asliye Hukuk Mahkemelerinden çıkan “yürütmeyi durdurma kararı” bütün ülkeyi şaşkınlık içinde bırakmamış mıydı?
Hukuk tarihimiz açısından bir ilk değil miydi?
Yargıtay 18. Daire’nin günlerce sessizliğe gömülmesi yargı tarihimiz açısından, bir hukuk devleti açısından oldukça normal şeyler miydi?
Ve şimdi de “yargı tarihimizde ilk kez” bir yerel mahkeme Anayasa Mahkemesi’ne bir anlamda “sen kimsin” dedi.
Bakınız. Fethullah Gülen teröristleri için, 15 Temmuz gecesi eline silah alan, halkın üzerine tankları yürüten, 15 Temmuz darbesini planlayan, darbede dahli olanlar için, bu ülkede darağaçları kurulsa kimse vah etmez. Eğer FETÖ’cüleri en ağır şekilde cezalandırma konusunda yasalarımız yetersiz ise yasalarımızın değiştirilmesi konusunda el birliği yapılır. Kimse acımaz. Ancak FETÖ gibi bu ülkemizin bekasını ilgilendiren bir davada, yargıçlarımız bu davanın hukuki meşruiyetine zarar verecek kararlara imza atmamalıdır. Bu ülkenin hukuk devleti algısını bozmamalılar. İtibarını zedelememeliler.
“At izini, it izine” karıştırmayacak olan, suçsuz kişileri, tutuksuz yargılaması mümkün olanların tutuklu yargılanıyor olması FETÖ davasına zarar verir, ve uluslararası arenada Türkiye’yi zora sokar.
Ancak savcıların “adeta terör örgütüne yardım” gibi ifadelerle yazılmış, delillerden yoksun olan iddianamelerle bu iş yürümez. Bakınız 7 köşe yazısından başka hiçbir suç delili bulunmayan Şahin Alpay meselesi işte... Anayasa Mahkememiz fevkalade önemli bir karar vermiştir. Ülkemizin uluslararası arenada “hukuk devleti” itibarını artıracak bir karardır.
Zira, hukuk devleti demek, suç işlenmeyen, hak ihlallerinin yaşanmadığı ülke demek değildir. Bilakis bir ülke hukuk devletiyse, yargı, devletten bağımsız olarak, hakimler karar verirken, suçu kimin işlediğine göre değil, yargıçlar kanunlar neyi gerektiriyorsa ona göre davranır, suçun üstünü örtmez, suçluyu adil bir şekilde cezalandırır, hak ihlalleri varsa engel olur.
Hukuk devleti böyle olur, adalet böyle tecelli eder. Yargının siyasallaştığı izlenimi en çok AK Parti hükümetine zarar verir. Bu algıyı besleyecek açıklamalardan şiddetle kaçınmaları gerekiyor. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı yapmış Bekir Bozdağ’ın “AYM temyiz mahkemesi gibi davrandı sözü” mesnetsiz olduğu kadar vahimdir de. Böyle olmadığını en iyi Bozdağ’ın kendisi bilmez mi? AYM Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında “tahliye” kararı mı vermiştir? Anayasa Mahkemesi yürütülen davada, mahkemenin, “tutuklamanın hukuki olmadığını”, “kişi hak ve hürriyetleri ve güvenliği haklarının” ihlal edildiğini söylüyor.
Yani AYM zaten “tahliye” kararı veremez. Vermedi de. İhlal olup olmadığına bakar, yerel mahkemeler de bunun gereğini yaparlar. Yerel mahkemeler bu durumda gereğini yapmak durumdadır, yoksa AYM’ye senin verdiğin kararı tanımıyorum diyemez.
***
Bakınız, yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’ni tanımadığı bir ülke, dışarıya nasıl bir görüntü verir?
Yerel mahkemeler Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımadığında bunun hukuki sonuçları ne olur?
Vatandaş ne düşünür, toplum ne düşünür?
Bir ülkenin Anayasa Mahkemesi’nin itibarı bu şekilde hoyratça zedelendiğinde gerisi nasıl gelir?
BİR YARGI MERCİ BAŞKA BİR YARGI MERCİİNİ...
nayasa Mahkemesi’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan ile ilgili vermiş olduğu “ihlal var” kararı üzerine önce siyasilerden, sonra yerel mahkemeden garip tepkiler gelince...
Prof. Dr. İzzet Özgenç Hocamız sosyal medya hesabından bu tartışmaların sebep olacağı olası tehlikeye dikkat çekerek özetle şunları yazdı.
“Bu kararların içeriğine ilişkin hukuki değerlendirmelerimi, başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, ilgili kamu otoriteleri paylaşmış bulunmaktayım.”
“Türkiye’de yaşanan yargı mercilerinin itibarsızlaştırılması sürecinde, bir yargı merciinin bir başka yargı merciini itibarsızlaştırması sürecine girmiş bulunmaktayız.”
“Bu olay, Türkiye’nin hukuk kaosuna sürüklenmesi sürecinin bir parçasını oluşturmaktadır.”
İzzet Özgenç kim midir?
AK Parti hükümetlerinin 2005 yılından bu yana, terörle mücadele, ceza kanunları, terörün finanse edilmesinin önlenmesini sağlayacak yasalar ve ceza yasalarının yazılmasında başında durmuş, çalışmış, yasaların yazılmasına öncülük etmiş bir isim.
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’e bir kanun, bir yasa tasarısı getirilmeden önce mutlaka bakanlarına “Bunu İzzet Hoca gördü mü” diyerek önemsediği, İzzet Hocasız adım atmadığı bir isim. AK Parti açısından referans olan Türkiye’nin sayılı ceza hukukçularından bir isim.
Velhasıl İzzet Hoca tehlikeye dikkat çekerek diyor ki, “bir yargı kurumunun başka bir yargı kurumunu itibarsızlaştırdığı bir döneme girmiş bulunmaktayız.”
AK Parti umarım bu hususları dikkate alır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024