Elif ÇAKIR
2019’un “yargıya güven” yılı olmasını hedefleyen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül geçen hafta gazetecilere şu açıklamayı yapmıştı:
“Türk yargı sisteminde bir ilk olarak tüm hâkim ve savcılarımızın bağlayıcı bir şekilde uyacakları etik ilkeleri belirledik. Her hâkim ve savcı arkadaşımız bu etik ilkelere ve mesleki kurallara elbette azami bir şekilde zaten uyuyorlardı. Ama biz bu etik kuralları daha ete kemiğe büründürdük. Bu Türk yargısına, yargı mensuplarına güveni daha da artıracaktır.” (6 Mart)
Adalet Bakanı Sayın Gül, Hakimler ve Savcılar Kurulu’yla nihai halini verdikleri “Türk Yargı Etiği Bildirgesi”ni evvelsi gün açıkladı. (11 Mart)
Güvenilir bir yargı, ekmek kadar, su kadar, nefes almak kadar önemlidir. Çünkü bir devleti ayakta tutan, güçlü kılan adalettir. Adaletin tecellisi ise yargıçlar ve yargı kurumlarıyla mümkündür.
Yani yargıya güvensizlik sadece yargıya olan güvensizlik değildir.
Vatandaşının devlete olan güvensizliğidir. Yargıya güvenin bittiği yerde kaos başlar.
Dolayısıyla yargıya olan güvensizlik sadece hukuk kurumlarını etkilemez.
Bütün ülkeyi derinden sarsar.
Sayın Gül, bir ülkede insanların yargıya olan güven duygularının zedelendiğinde bunun ülkeye ve topluma maliyetinin neler olacağının farkında olan bir isim.
Gül, medyanın Ankara temsilcilerine şöyle demişti:
“Ekonomi hayatı aslında hukuk hayatı ile iç içedir. Hukuki öngörülebilirlik ve güvence yoksa kimse o ülkeye yatırım yapmaz. Yani bir ülkenin ekonomik gelişimi hukuku gelişimine bağlıdır.” (7 Ocak 2019)
Neymiş?
Yargıya güven önemliymiş.
Yargıya güven neden önemliymiş? Çünkü, bir ülkede hukuki öngörülebilirliğin olmaması, yargıya güvenin olmaması o ülkenin ekonomik gelişimini direk etkiliyormuş.
Gördünüz mü?
Sormaya devam edelim...
Peki, ülkemizde yargıya güvenin ve inancın neredeyse yok denecek kadar azalmasının sorumluları kimlerdir?
Sağlık bakanlığı çalışanları olmadığı gibi tarım bakanlığı çalışanları da değil...
***
İşte tam da bu yüzden, hukuka güvenin düşmesinin sorumlusu olan yargı mensuplarının uyması gereken etik kurallar gerçekten çok önemli.
Yargı etiği kurallarının açıklanması ne anlama geliyor?
Şu anlama...
Artık, hakimler mesnetsiz delillerle tutuklama kararları veremeyecekler, yargıçlar görevlerini kötüye kullanamayacaklar.
Artık, savcılar kes kopyala usulü ve delilsiz iddianameler hazırlayamayacaklar, sanıktan delile gidemeyecekler, delilden suçluya gidecekler.
Artık, hakimlerin önlerindeki adalet terazisi şaşmayacak.
Artık, yargı kurumu vatandaşına “pardon” diyemeyecek. Terör suçuyla yüzlerce insan hakkında tutuklama kararı verip, aylarca iddianame hazırlamadan cezaevlerinde bekletip sonra yüz kişiden 99’unu “suçlu değilmiş” kararıyla tahliye edemeyecekler.
Etik kuralların yazılı olmasına gerek var mı, diye sorabilirsiniz...
Sadullah Ergin’in adalet bakanlığı döneminde yargı reformu kapsamında düzenlenen Yargı Etiği Paneli’nin açılış konuşmasında şimdi tutuklu olan, dönemin HSYK Başkanı İbrahim Okur’un şu sözleri bu soruya cevap veriyor:
“Etik kodların oluşturulması önemli midir, yazılı olması önemli midir? Bu ayrı bir tartışma konusu. Etik kodların mutlaka yazılı olmasına gerek yok. Ancak yazılı etik kodların olması, bunların uygulanabilirliğini görmek açısından çok daha kolay olacaktır. 1869 tarihli Mecelle’de aslında hâkim davranışları, hakim tanımı ve etik kodlara ilişkin ciddi düzenlemeler bulunuyor.” (2012)
Dolayısıyla, yargıya güven duygusunun neredeyse bitme noktasına geldiği bu dönemde, Sayın Gül’ün yargıya güvenin artırılmasını sağlayacak bu çabalarını elbette takdirle karşılıyorum.
Ancak Sayın Gül’ün “Her hâkim ve savcı arkadaşımız bu etik ilkelere ve mesleki kurallara zaten azami bir şekilde uyuyorlar” sözüne itirazım var:
Sayın Gül, madem ki hakimler ve savcılar zaten uymaları gereken etik ilkelere uyuyorlardıysa o zaman neden “Yargı Etiği Bildirgesi”ni açıkladınız?
Neden, hakimleri ve savcıları “yargısal tasarrufların” orantısız bir şekilde kullanılmamaları için uyarmıştınız? Neden, temel hak ve özgürlüklere yapılan orantısız müdahalelerin yargıya olan güveni zedelediği hususunda ikaz da bulunmuştunuz?
Neden, hakimleri ve savcıları, uzun soruşturmaların, açılmayan davaların yargının meşruiyetine zarar verdiği konusunda uyarmıştınız? (29 Kasım 2018)
***
Canımızı yaksa da sorunun adını doğru koyarak başlayalım:
Demek ki, hakimlerimiz ve savcılarımız zaten var olan, mesleki etik ilkelere uymamışlar...
Ancak doğruya doğru, yargıya güven sorunu da bugünün sorunu değil. Hiçbir dönem yargıya güven arzu edilen seviyede olmadı.
Yargı etiği ilkeleri bu bağlamda oldukça önemlidir ve umarım kâğıt üzerinde kalmaz.
Benim bu bağlam da dile getirmek istediğim asıl husus, ilk kez Ergenekon, Balyoz, KCK, Askeri Casusluk gibi davalarda ortaya çıkan “gizli tanık” meselesi.
Biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı döneminde Binali Yıldırım gizli tanıklık için “vahşice kullanıldı” demişti. (2015)
Toplumun “vesayetçilerle” mücadele edildiğini zannettiği ancak Fetullahçı terör örgütünün yargıyı kullanarak devleti ele geçirme operasyonu olduğu anlaşılan Ergenekon, Balyoz, KCK, Askeri Casusluk, Zirve Yayınevi gibi davaların temel unsurlarından birisiydi, gizli tanıklık. 5 Ocak 2008’de Meclis’te gizli tanıklık uygulamasına izin veren yasa kabul edildi ve 17 gün sonra da Ergenekon operasyonu başladı.
Fetullahçı terör örgütünden miras kalan “gizli tanıklık” ülkemizin hukuk devleti ilkesine ciddi zararlar verdiği bilinmesine rağmen bugün hala davaların temel unsuru olmaya devam ediyor.
Yarına “gizli tanık” meselesini detaylıca yazacağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024