Elif ÇAKIR
Bir kaç gündür sosyal medyada Cumhur İttifakının İstanbul Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’a ait video dolaşıma sokuldu. Sayın Yıldırım başbakanlığı döneminde yaptığı bir konuşma şöyle diyor:
“Seçim kampanyalarında söylenenle, sorumluluk omuzlarınıza yüklenince söylemleriniz hiçbir zaman aynı olmaz. Hiçbir ülkede de aynı olmaz. Bu siyasetin gereğidir, siyasetle hakikat her zaman birbiriyle örtüşmez.” (1 Aralık 2016)
Sayın Yıldırım’a katılmamak mümkün mü? Gelişmiş ülkelerde de siyasi partilerin seçim dönemlerinde hedef kitleleri etkilemek için söylemeyecekleri söz yoktur. Siyasi partiler seçim dönemlerinde yaptıkları sosyal mühendislik ile olanı olduğu gibi değil istedikleri gibi anlaşılmasını sağlarlar. Dolayısıyla algı ile gerçek hiçbir zaman birebir olarak örtüşmez.
Nitekim politikacılar hakkındaki en güzel tespiti yapan isim “Politikacılar dünyanın her yerinde aynıdır, nehir olmayan yere köprü yapacaklarına söz verirler” diyen Nikita Khrushchev olmalı değil mi?
Evet, dünyanın her yerinde politikacılar ve seçim dönemlerinde propaganda yapan siyasi partiler aynıdır. Sorun şu ki bizim gibi kimlikler, ideolojiler üzerinden siyaset yapılan ülkelerde seçmen kitlelerinin büyük bir bölümü Yıldırım’ın söylediği bu gerçeğin farkında olmazlar. Siyasetçinin her söylediğini sorgulamadan doğru kabul ederler. O yüzden de dün seçim meydanlarında gerçekleşmeyecek vaatlerde bulunan siyasetçinin yarın yine gerçekleşmeyecek vaatlerine inanırlar. Çünkü bizim gibi ülkelerde bireysellik gelişmediği için seçmenler siyasi partilere ve siyasi partilerin adaylarına sürekli bir bağlılık duygusuyla oy verirler.
Gelişmiş batılı ülkeler ile bizim gibi ülkelerin siyasetçileri arasındaki fark şudur: Bizde siyasi partiler seçim dönemlerinde yaptıkları propagandalarda algı ve gerçeklik arasındaki makasın genişlik ölçüsüne dikkat etmezler. Oysaki propaganda her ne kadar insanın aklına değil duygularına hitap eden bir unsur olsa da yine de gerçek temeller üzerine bina edilmelidir.
Dolayısıyla politikacılar şu hususa dikkat etmelidir:
Propaganda yapılırken argümanlar gerçeklik üzerine inşa edilmelidir.
***
Şimdi yazımın başlığındaki soruyu sorayım...
31 Mart seçimlerinin “beka sorunu” olduğunu iddia eden ve kendilerine verilecek her bir oyun aynı zamanda “sandıkta teröre cevap vermek” olacağını iddia eden Cumhur İttifakının, yenilenen İstanbul seçimlerinde bu argümanlardan vazgeçtiğini gören seçmen tabanı “kandırıldıklarını” düşünüyorlar mıdır acaba?
Çünkü 31 Mart yerel seçimleri gerçekten de ülkemiz için “beka” sorunu olsaydı Cumhur İttifakı bugün bu iddialarında daha da ısrarcı olurdu.
Bir hafıza tazelemesi yaparak 31 Mart seçim kampanyası sürecindeki açıklamalara bakalım:
Öncelikli olarak 31 Mart yerel seçimlerinin bir “beka seçimi” olduğunu ilk söyleyen isim MHP Lideri Devlet Bahçeli olduğunu hatırlatalım.
Sayın Bahçeli “beka” ve “zillet ittifakı” konusunda şu açıklamaları yapmıştı:
“Zillet korosu soruyor: 31 Mart seçimlerinin bekayla ne ilgisi varmış. Zillet beğenmedi, zillet sevinmedi, takdir ve tebrik etmedi diye bekamızı yok mu sayacağız. Kimin ne söylediğinin önemi yoktur: 31 Mart seçimleri bir beka seçimidir.” (24 Ocak 2019)
“Türk milleti bekasına sandıkta ve demokratik şekilde sahip çıkacaktır. Aksini iddia edenler terör sevicileri, terörist işbirlikçileri, vatana kast eden ihanet lobisidir. Bekayı hafife alıp sulandırmaya ve savsaklamaya gayret eden çürümüş siyaset akımları milli iradenin hükmüyle hezimete uğrayacaklardır.” (26 Ocak 2019)
“Beka seçimi” söylemine bir örnek de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından verelim. 3 Mart tarihinde Samsun’da vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi: “31 Mart ülkemiz için sadece belediye değil, aynı zamanda beka seçimidir. 31 Mart’ta sadece belediye başkanı seçmeyeceksiniz, bölücü terör örgütü adına siyasi tünel kazanlara sandıkta çok güçlü bir ders vereceksiniz.”
Hatırlayın... Cumhur İttifakı’nın içinde yer almayan bütün partiler “şer, zillet, terör” ittifakı olarak itham edildi. Örnek olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şu açıklamasını verebiliriz:
“Siyasette ittifak olmaz mı, elbette ki olur, ama bu alelade bir ittifak değildir. FETÖ ve PKK, bu ittifakın tam göbeğindedir.” (3 Mart 2019)
Soylu, Aydın’da Cumhur İttifakı’nın seçimleri kazanamaması halinde ise olacaklar hakkında şöyle söylüyordu: “31 Mart akşamı bir zafiyet olursa ertesi sabah 1 Nisan’da, 6 yaşındaki masum çocukların eline silah vererek, kaymakamlık ve valilikleri alt üst ederler.” (13 Mart)
Millet İttifakı içinde yer alan siyasi partilerin “zillet ittifakı” olduğunu söyleyen isimlerden birisi de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dı: “Zillet ittifakı gücünü FETÖ’den ve Kandil’den alıyor. Gücünü milletten almayan siyaset anlayışı yenilmeye mahkumdur. Zillet ittifakında olacağı gibi.” (23 Şubat 2019)
Bir örnek de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan verelim: “Ne kadar terörist varsa ne kadar terör örgütü varsa istisnasız hepsi zillet ittifakının içinde.” (11 Mart 2019)
Belediye başkanlık seçimlerini Cumhur İttifakı kazanamadığı zaman “başörtülüler sokakta gezemeyecekler” gibi korkutma ya da “AK Parti’ye oy verildiği zaman cennete girileceği” vaat açıklamalarını bir kenara koyalım.
Neler söylenmedi ki?
Ancak bu propaganda tutmadı, halkta karşılık bulmadı. Bu propagandanın halkta karşılık bulmadığını AK Parti de kabul etti ve yenilenen İstanbul seçimlerinde strateji ve söylem değişikliğine gitti. İşte bu yüzden AK Parti “beka” söylemini kullanmıyor. Kürt seçmeni teröristlikle itham etmekten ve Kürt seçmeni tedirgin edecek aşırı milliyetçi söylemlerden kaçınıyor. Hatta sahalardan İstanbul’a “mitil” atacağını söyleyen MHP lideri de uzak duruyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan da...
Bunlar doğru stratejiler elbette. Ancak geçmişin yanlış stratejilerinin yerini yeni hatalı söylemler de almıyor değil.
Örneğin Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nun adının zikredilmeyerek seçmen üzerinde oluşturulmaya çalışılan “CHP’nin adayı” algısı tutar mı tutmaz mı?
Mesela AK Parti iktidarlarında bakanlık yapmış tecrübeli isimlerden birisi olan Veysel Eroğlu’nun ciddiyetten uzak “CHP’nin İstanbul adayının ismini bile bilmiyorum” açıklaması İstanbul seçmeni üzerinde nasıl bir etki bırakır?
23 Haziran’da yenilenecek seçimlere sayılı günler kaldı artık. Yine de sayılı günler kala Cumhur İttifakı 31 Mart’ın sonuçlarını iyi analiz etmeli... AK Partili, CHP’li, MHP’li, HDP’li, İYİ Partili seçmenlerde politikacının bir oy için girmeyecekleri şekil söylemeyecekleri söz olmadığını bilmeli. En azından “beka sorunu” söyleminden gerekli dersler çıkartılmalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024