Elif ÇAKIR
AK Partin’in, CHP tarafından Meclis’e sunulan “Siyasi Etik Kanun Teklifi”ne yaklaşımının nasıl olacağını merak ediyordum.
Biliyorsunuz CHP “Belediye başkanlarının yakınlarını, akrabalarını belediyelere atamalarını ve belediye başkanlarının belediye iştiraklerinden ikinci bir maaş almalarını” ve yine “Milletvekillerinin ve bakanların kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlarda ve sendikalarda yönetim kurullarında görev almalarını” engelleyen iki ayrı kanun teklifi vermişti.
***
MYK toplantısı sonrasında açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gazetecilerin “CHP’nin Siyasi Etik Kanun Teklifini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu şöyle cevapladı:
“Herhangi bir odağın, partinin, kurumun siyasi etikle ilgili laf etmesi için kendi siyasetindeki toksinleri atması lazım. Bunun başlangıcı olarak CHP önce İş Bankası hisselerini Hazine’ye devretsin ve biz de siyasi etikle ilgili söylediklerini ciddiye alalım. Önce herkes kendi evinin önünü süpürsün.” (7 Temmuz)
Doğrusunu söylemek gerekirse Sayın Çelik’in verdiği cevabı oldukça garipsedim, tuhaf buldum.
Neden yadırgadım?
Çünkü AK Parti’nin 2001 tarihli ve halen geçerli olan parti programında şunlar yazıyor:
“Siyasetin ve siyasetçinin yeniden saygın ve güven veren bir konuma getirilmesini hedefliyoruz. Siyasetin dürüst ve liyakati esas ana bir yapıya kavuşturulması, siyasi finansmanın denetlenebilir ve şeffaf olması ülkemizdeki siyaset kurumunun en temel ihtiyacıdır. Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır. Siyaset bir rant aracı görüntüsünden kurtarılacaktır.”
Topluma “ilkeli ve ahlaklı bir siyasi faaliyet yürütmeyi vaat eder” diyen ve “siyasetin kirlenmesini önleyecek yasal düzenlenmeler” yapacağını taahhüt eden bir partinin bu meseleye yaklaşımı böyle mi olmalıdır?
AK Parti’nin, on sekiz yıllık iktidarları döneminde Siyasi Etik Kanununu” çoktan çıkartmış olması gerekmez miydi?
* 6 Nisan 2006 tarihinde dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin’i yanına alarak bir basın açıklaması yaptı. Sayın Çiçek dedi ki:
“Siyasi Etik Yasası hakkında iki ayrı teklif hazırladık. Temiz siyaseti hedefliyoruz. Temel meselemiz budur. Meclis’ten çıkartmak zor olmayacaktır. Askıda bırakmayı arzu etmiyoruz.”
Sayın Çiçek’in açıklamaları medyada hatırı sayılır bir şekilde haber ve televizyon programlarına tartışma konusu oldu. Ancak sonrasında ses seda çıkmadı. Yanlış hatırlamıyorsam hazırlanan “Siyasi Etik Yasası Teklifi” basın açıklamasıyla sınırlı kaldı Meclis’e gitmedi.
AK Parti’nin Meclis’te çoğunlukta olduğu 2006 yılında “Siyasi Etik” yasalaşmış olsaydı bugün “Siyasi Etik Yasamız” 13’üncü yaşında olabilirdi.
* 2007 yılında AK Parti milletvekili ve dönemin Anayasa Komisyonu Başkanvekili olan Ayhan Sefer Üstün’ün öncülüğünde (ilk imzacı) 20 milletvekili tarafından TBMM Başkanlığına “Açıklık, saydamlık, hesap verilebilirlik, tarafsızlık, dürüstlük, objektiflik ilkeleri teminat altına alındığında ve kamu yararına uygun işlediğinde tüm hizmetler daha etkili ve verimli olacaktır. Siyasette de dürüst, güvenilir ve adil hizmetler siyasete olan güveni artırır” diyerek “Siyasi Etik Komisyonunun” kurulması için kanun teklifi sunuldu. (19 Ocak 2007)
2007 yılında AK Partili milletvekillerinin TBMM Başkanlığı’na sundukları teklif orada kaldı.
* 1 Nisan 2016 tarihinde Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde yine Ayhan Sefer Üstün ve Naci Bostancı’nın öncülüğünde (ilk imzacılar) AK Partili 97 milletvekilinin imzasıyla yasalaşması için TBMM Başkanlığı’na “Siyasi Etik Kanun Teklifi” sunuldu. Teklifin gerekçesinde şu sözlere dikkatlice okuyalım.
“AB Bakanlığı temsilcisi; Siyasi Etik Kanununun yasalaşmasının Vize Serbestisi Diyaloğu açısından önem arz ettiğini, yolsuzlukların önlenmesine ilişkin olarak Vize Muafiyeti Yol Haritası kapsamında yer alan “Yolsuzlukla Mücadeleye İlişkin Ulusal Strateji ve Eylem Planı ile GRECO tavsiyelerinin uygulanmaya devam edilmesi” yükümlülüğü çerçevesinde bu teklifin AB’ye katılım sürecinde ülkede temiz siyaset ortamının sağlanması için gerekli aşamalardan birisi olduğunu ve bu teklife katıldıklarını ve kanunlaşmasını desteklediklerini vurgulamıştır.”
TBMM kanun teklifinin görüşülmesi için alt komisyonlara sevk etti ve sevk edildiği yerde kaldı. Sonrası malum.
2016 yılında Meclis’ten geçmiş ve yasalaşmış olsaydı bugün üç yıldır sahip olduğumuz bir “Siyasi Etik” kanunumuz olacaktı.
Ve bugün siyasal yozlaşmaya sebep olan “Nepotizm” hastalığı gündemimizde olmayacaktı.
2007 ve 2016 yılında TBMM Başkanlığı’na AK Partili milletvekilleri tarafından sunulan “Siyasi Etik Kanun” teklifleri ile bugün CHP’nin belediye başkanlarını da kapsayan kanun teklifleri metninde yer alan maddeleri arasında çok büyük farklılıklar olmadığını söyleyebilirim.
Bunu neden söylüyorum CHP’nin hazırladığı kanun teklifinde yazan maddeleri AK Partililerin rahatlıkla imzalarını atabilecekleri destekleyebilecekleri bir metin.
Dolayısıyla AK Parti ve MHP iktidar ortağı olarak “Siyasi Etik Kanun Teklifi”nikimin hazırladığına bakmadan CHP’nin hazırlamış olduğu ve Meclis’e sunduğu kanun teklifine katkıda bulunmaları gerekir.
Değilse kamunun yararına olan bir meseleye neden destek vermediğini topluma anlatamaz. Töhmet altında kalır.
Kaldı ki AK Parti “vizesiz muafiyetini” sağlamak istiyorsa bir an önce “Siyasi Etik” kanununu Meclis’ten çıkartması gerekiyor.
Bunu şundan söylüyorum.
Çok değil, iki hafta önce iktidara yakın medyada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB’nin Türkiye’den “Vizesiz Avrupa” için istediği 6 kriterin yerine getirilmesi için kurmaylarına talimat verdiği, Ekim ayında açılacak Meclis’in bir numaralı gündem maddesinin bu kriterlerinin olacağı haberleri yer aldı. (29 Temmuz 2019)
Dolayısıyla sadece bu sebeple bile CHP’nin hazırlayıp Meclis’e sunduğu teklif AK Parti iktidarı için büyük bir şans.
AK Parti, daha önce kendisinin hazırlayıp yasalaştırmadığı tekliflerle birlikte CHP’nin teklifini alarak partiler arası bir çözüm geliştirmelidir. Yoksa yolsuzlukla mücadele etmeyen, etik kuralları engelleyen bir parti eleştirisine maruz kalmaktan kurtulamaz.
AK Parti temiz toplumu hedefleyen bu konuda kendisine yakışan yerde konumlanmalıdır.
Temiz toplum idealine ulaşmak, ancak ve ancak siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin şeffaflık ve etik ilkeler çerçevesinde çalışmalarıyla mümkündür.
Bu yönde gereken yasalar çıksın, bütün siyaset kurumları kendi evlerinin içini ve önünü temizlesinler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024