Elif ÇAKIR
Siyasette vasıflı kişilikleri harcamak, onların yerine rahatça “kumanda edilebilecek”, günün şartlarına göre “işe yarayan” adamlar getirmek maalesef bizim siyasi kültürümüzün köklü bir hastalığıdır. Bu hastalıktan arınmış siyasi bir parti ve hareket yoktur desem sanırım abartmış olmam. Bu aynı zamanda otoriter liderlerin değişmeyen ortak özelliğidir.
Önce “dava” vardır. Sonra dava başka bir şeye dönüşür. Otoriter liderler yola birlikte çıktıkları “dava arkadaşlarını” bir süre sonra dışlayarak kendi kişisel egemenliklerini kurarlar. Oysa işin ilk zorlu süreçlerinde, mücadele isteyen dönemlerinde “ortak eser”, “ortak akıl” vardır. Ancak aşılması gereken zorlu eşikler başarı ile aşıldıktan sonra “dava” yavaş yavaş şahsileşmeye, gittikçe bütün her şey tek bir ismin elinde toplanmaya başlar.
Neden böyle?
Çünkü otoriter kişiliğe sahip liderler kendi egemenliklerini kurduktan sonra birlikte yola çıktığı arkadaşlarına emir veremeyeceği, yapacağı işlerde tek başına rahat karar alamayacağı, rahat hareket edemeyeceği için emir vereceği, verdiği emirleri sorgusuz sualsiz yapacağı bir çevreye ihtiyaç duyarlar.
Böylece liderlerin etrafındaki liyakatlı kadrolar gider ve itaatkar kadrolar oluşur. Liderin yeni çevresi sadece itaatkar kadrolarla sınırlı da olmaz, liderin dost kadrosunu ise iktidarın uzun süre kalacağını anlayan geçmişin hasımları oluşturur.
***
Merhum Adnan Menderes’in Bakanlarından Samet Ağaoğlu “Demokrat Parti’nin Doğuş ve Yükseliş Sebepleri” kitabında babası Ahmet Ağaoğlu’ndan şu hatırayı nakleder:
“Babam Serbest Fırka macerasından sonra İstanbul Üniversitesi’ne -o zaman Darülfünun- profesör olarak Ankara’dan ayrılırken İnönü’ye vedaya gidiyor, ‘Paşam, diyor, ne garip tecelli, dün bizi beraberce idama, hapse, sürgüne götürenlerin bir kısmı bugün sizin yakın arkadaşlarınız. Ben ise size karşı bir insan sayılıyorum.’
İsmet Paşa babamın yüzünü okşayarak cevap veriyor:
“Siyaset budur Ahmet Bey, siyaset budur!” (Sh.26)
Evet, siyaset budur. Ancak bu kötü bir siyasettir. Kötü siyasetin ise uzun vadede ülkeye fayda sağladığı vaki değildir.
Bunun köklü bir hastalık olduğunu söylemiştik. Cumhuriyet’in ilk yıllarına gidelim mi?
Atatürk Cumhuriyet’i ilan ettikten sonra silah arkadaşlarını, Millî Mücadelenin askeri ve siyasi kadrosunu dışlamıştı. İsim mi istiyorsunuz, Millî Mücadele’nin temel direklerinden biri olan ve Atatürk’ün kariyerinin yolunu açan Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Paşa, Adnan Adıvar hatta Halide Edip Adıvar…
Bu isimler İstiklal Savaşı’nın kazanılmasından sonra ülkenin yeniden yapılandırılması için izlenecek yolun nasıl olması gerektiği konusunda farklı görüşler savundular. Yetkilerin Atatürk’te yoğunlaşmasına karşı çıktılar: İstiklal Mahkemeleri’ne, devrimlerin süratli ve çok sert bir zihniyetle gerçekleştirilmesine, Meclis’te temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaya yönelik bir yasama faaliyetinin dışlanmasına, kuvvetlerin tek bir şahısta toplanmasına itiraz ettiler.
Bu itirazları, haklı uyarıları dikkate alınmadığı için Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Bu fırka bugün hala acıları derinden hissedilen, toplumsal travmalara neden olan Tek Parti politikalarını önlemek için kurulmuştu.
İtirazları, haklı uyarıları dikkate alınsaydı hem toplumsal travmalara neden olacak baskıcı politikalar uygulanmamış olur hem de bu isimler yeni bir siyasi yol arayışına girmemiş olurdu.
Atatürk ne yaptı peki?
Bu arkadaşlarını 1927’de okuduğu Nutuk’ta hainlikle itham etti. Eski yol arkadaşlarının kendisine karşı büyük bir komplo kurduklarına inandı. Bu arkadaşlarını “İnkılaplar ilerledikçe yollarını ayırdılar” diye suçladı. Yani Atatürk’e göre ayrılanlar inkılapları tutmayan arkadaşlarıydı! Oysa bu isimlerden hiçbiri Cumhuriyete ve devrimlere karşı değildi.
İnönü, Atatürk’ün Nutkunu sonraki yıllarda okusaydı, eski arkadaşlarını böyle suçlamayabileceğini söylemiştir.
Devrim yıllarının 1920’lerdeki ateşli ortamında, Milli Mücadele’nin kahraman isimleri hele bir de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adıyla muhalefet partisi kurunca…
Başlarına gelmeyen kalmadı. Hain ilan edildiler. İstiklal Mahkemeleri’nde yargılandılar. Kimi hayatının sonuna kadar polis gözetiminde yaşadı kimi canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı.
***
Hakeza bu tablo merhum Adnan Menderes için de pek farklı değildir.
AK Parti için de bu tablo farklı değil. AK Parti’nin kurucu kadrosunda ve ilk iktidar dönemindeki başarılarında imzası olanlardan kaç kişi bugün AK Partide ve hükümette!?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vasıflı, nitelikli, liyakatli, itibarlı, tecrübe ve birikimleriyle AK Parti’ye güç ve itibar katan “yol arkadaşlarını” dışlaması iyi mi oldu kötü mü oldu?
Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Sadullah Ergin, Beşir Atalay, Nihat Ergün, Ömer Dinçer gibi isimlerin olduğu AK Parti özgürlük alanlarını genişleten, 3 Y ile mücadele eden, hukukun üstünlüğünü önemseyen, baskı ve korku politikaları uygulamayan, AB ile ilişkileri iyi olan, dışarıda dostları çoğaltan bir politika izliyordu.
***
Peki bugün nasıl bir AK Parti var? Ülke ne durumda?
Ağır adalet sorunları var. Temel hak ve özgürlük alanları nefes almayacak kadar daralmış durumda. Ülkede korku iklimi hâkim. AK Parti bugün 28 Şubat dönemiyle mukayese ediliyor ve maalesef toplumda bugün yaşananların 28 Şubat’tan daha ağır olduğu inancı pekişiyor. Bu döneme damgasını vuracak, tarihe kara bir leke olarak geçecek sayıları on binlerle ifade edilen KHK sorunu, birinci ikinci derecede yakınlarının de etkilendiği sayıları milyonlarla ifade edilen KHK mağduriyetleri var. İyi yönetilemeyen bir ekonomi var. Siyaset yargıyı kuşatmış durumda. Yargı ve kamu kurumları siyasetin elinde bir sopaya dönüşmüş gibi.
Ahmet Taşgetiren ve Yıldıray Oğur’la birlikte yaptığımız mülakatta Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu AK Parti’nin 3 Y’yi terk ettiğini ülkeyi 4 K ile yönettiğini söyledi.
4 K’nın ne olduğunu herkes biliyor. Kanun Hükmünde Kararname, Kayyum, Kamu Bankaları ve Kamu Maliyesi.
Bunun aksini söylemek mümkün mü?
Şimdi AK Parti’yi kuranlar, AK Parti’nin zahmetli günlerinin ilk yol arkadaşları AK Partiden dışlandılar. Onları dışlayan AK Parti şirazeyi kaçırdı. Onlar da omuzlarında sorumluluk hissedip yeni bir siyasi yol arayışına girdiler. Babacan partisini kurmak üzere, Ahmet Davutoğlu Gelecek Partisi’ni kurdu.
Cevap olarak Şehir Üniversitesi’ne ve Bilim ve Sanat Vakfı’na el konuldu. Tarih yine tekerrür ediyor…
Tekrar soruyorum: Erdoğan’ın eski “yol arkadaşlarını” dışlaması iyi mi oldu kötü mü oldu?
Bu isimlerin olduğu bir AK Parti iktidarında ülke KHK’lar, Kayyumlar, Kamu Bankaları, Kamu Maliyesi ile yönetilir miydi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024