Elif ÇAKIR
Başlığa çektiğim bu sözlerin sahibi iktidarın önemli bir ismidir.
2 Aralık 2019 tarihinde yaptığı açıklamada AK Parti olarak “fevkalade mustarip” olduklarını ifade etmiş, Şehir Üniversitesi’nin kapatılacağı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyerek şöyle konuşmuştu:
“Cumhuriyet tarihinde en çok üniversite açmış, hükümet uygulamalarına imza atmış kişi cumhurbaşkanımızdır, hükümetlerimizdir. Üniversite konusuna ne kadar önem verdiğimiz biliniyor. Bir üniversiteyi yok etmek değil; biz sadece ihya ederiz, yaşatırız. Üniversitede ders veren bazı hocalarımızın yaptığı öyle açıklamalar var; sanki bu üniversite ortadan kaldırılıyor, sanki bu üniversite imha ediliyormuş gibi... Çirkin bir şekilde bir siyasal öç olarak değerlendirilmesi, hocalarımızın ve öğrencilerin hayatlarının alt üst olacağı gibisinden birtakım yaklaşımlar ortaya konulması, bu kadar üniversite açmış Cumhurbaşkanımıza ve hükümetlerimize dönük bu ithamlar yanlıştır, kınanması gereken ifadelerdir. Siyasi bir tavır ya da cezalandırma yok.”
Bu sözler AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’e aittir ve bu açıklamanın üzerinden sadece 7 ay geçti.
Ve ülkemizin en başarılı üniversitelerinden olan Şehir Üniversitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün gece yarısı yayınlanan kararıyla kapatıldı.
Ve Sayın Erdoğan çok sayıda üniversite açmanın yanında, tarihimizde ilk defa üniversite kapatan, hem de çok başarılı bir üniversiteyi kapatan Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek.
***
Sayın Çelik’in sözlerinde haklılık payı hiç mi yok? Var elbette. AK Parti’nin en çok üniversite açan iktidar olduğu doğru… Erdoğan liderliğindeki AK Parti ilk iktidar dönemlerinde bir aylık profesörleri üniversitelerin başına rektör olarak da atamıyordu. Bizden dediği doçent bile olamayacak kişileri mesela üniversitelerin başına getirmiyordu. Liyakat ve ehliyet sorunu bu kadar tavan yapmamıştı.
Kendi adamlarını bir yerlere getirmek için kanunlarla oynamıyordu. Kamu kurumlarında partizanlık, yandaşlık liyakatin önüne bu derece geçmemişti.
MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut’un şu tespiti üniversitelerdeki kaliteyi ortaya koyması açısından önemlidir:
“Yeni atanan altı rektörden dördünün endeksli dergilerde yayınlanan makale sayısı sıfır. Diğer iki rektörden biri iki, öbürü tek makale yazmış. Yardımcı doçent bile olamayacak kişiler rektör yapılıyor. Biz liyakat dedikçe makalesiz rektörler gelmeye devam ediyor.”
***
İktidar siyasetçileri elbette ki Şehir Üniversitesi’nin kapatılma kararını savunacaklar, bu kararın hukuki olduğunu söyleyecekler.
Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasının hukuki değil siyasi bir karar olduğu, üniversitenin hangi gerekçeyle kapısına kilidin vurulduğu bütün ülkenin bildiği bir gerçektir. Şehir Üniversitesi’nde deyim yerindeyse tam bir ‘kral çıplak’ durumu var.
Dün partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Bu üniversite neden kapatıldı?” diye sordu ve şöyle dedi:
“Pırıl pırıl öğrenciler, dinamik, her görüşten akademisyen vardı. Göz kamaştıran bir üniversite durumundaydı, genç bir üniversiteydi. Ama intikam almak için kapattılar. Kimden? Sayın Ahmet Davutoğlu’ndan. Niçin ayrıldın? Niçin hak hukuk diyorsun, niçin adalet diyorsun? Bu nedenle kapatıldı orası.” (30 Haziran)
Sayın Kılıçdaroğlu’nun şu sözü oldukça kıymetlidir: “Devlet kinle yönetilmez.”
Devlet elbette kinle yönetilmez. Devletin gücü muhalefeti, toplumu sindirmek için kullanılmaz.
***
DEVA Partisi lideri Ali Babacan sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Şehir Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanı kararı ile kapatıldığını öğrenmenin büyük üzüntüsünü yaşıyorum. Yaşanan süreç tamamen hukuk dışı ve iktidarın hasmane tutumundan ibarettir. Şehirli tüm arkadaşlarımın okullarını yaşatmak için gösterdikleri çabayı saygıyla selamlıyorum.” (30 Haziran)
***
Konuşmasına “Bugün benim gibi birçok insanın içi yanıyor” sözleriyle başlayan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu iktidarın ortağının 28 Şubatçılar olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi:
“Binlercesinin çocuklarının okuduğu üniversitenin kapatılmasını Cumhurbaşkanı en başta onlara açıklayamaz. Hiçbiri Erdoğan’ı üniversite kapatsın, öğrencileri ortada bıraksın diye seçmedi. Cumhurbaşkanı, AK Parti ve 28 Şubatçı ortaklarının Türkiye’sinde özgür düşünceye, bilgiye, liyakate, akla, ahlaka ve vicdana yer yok. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun ve keyfiliğin oldu bir Türkiye var maalesef.” (30 Temmuz)
Sayın Davutoğlu “Hiçbiri Erdoğan’ı üniversite kapatsın diye seçmedi” sözleriyle acı bir gerçeği ortaya koyuyor. Şehir Üniversitesi’nin kapısına vurulan kilit ile hayalleri yıkılan gençlerin birçoğu AK Partili siyasetçilerin ya evladıdır ya akrabası veya yakınıdır. Muhtemelen bu öğrencilerin çoğu referandumda “bütün yetkiler Reis’te olsun” diyen, AK Parti’ye oy vermiş gençlerdir.
Ve o gençlerin okuduğu üniversite, seçimlerde oy verdikleri, sevdikleri siyasi lider tarafından kapatıldı. Yürekleri yakan bir acı bir gerçek.
***
Ömer Dinçer hoca çok değil daha iki ay önce Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasına zemin hazırlayan teklif Meclis’ten geçtiğinde “İçim yanıyor” diye feryat etmiş, teklife imza atan AK Parti milletvekillerini asla affetmeyeceğini söylemişti. (13 Nisan, Karar TV)
Dün Ömer Hoca’yı aradım, şunları söyledi:
“Başlangıçtan beri Şehir Üniversitesi’nin kapatılacağını, bunun siyasi bir karar olduğunu söylüyordum. Çünkü işletilen süreç ortadaydı. Hukuk işlemedi. Yürürlükteki kanunlarda var olan haklar takip edilmedi. Bakın son verdikleri kararda daha bir yıl dolmadı. Hami üniversitenin yönetiminde bir yılın tamamlanması lazımdı, ancak bir yıl sonra yeni bir değerlendirme yapılabilirdi. Ama beklemediler, kapatmaya karar verdiler. Daha ortada hiçbir şey yokken Cumhurbaşkanı Bosna Hersek’te Şehir Üniversitesi’nden öğrencilere ‘üniversitenize kayyım atacağım’ dedi. Şehir üzerinden muhataplarına ders vermek istediği ortadaydı. Şunu söyleyebilirim ‘Mülk küfür ile payidar olur ile zulüm ile payidar olmaz’”
***
Evet, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Şehir Üniversitesi’ni kapattı. Ancak Şehir Üniversitesi öyle kapalı kapılar ardında boğulmaya çalışılmadı, göstere göstere boğuldu…
Dün gece yarısı Şehir Üniversitesi’nin kapatan kararın altına attığı imza ile Sayın Erdoğan tarihe nasıl bir isim mirası bırakacak?
Bütün bu hukuksuzluklara ses çıkartmayan AK Partili milletvekilleri çocuklarına, torunlarına nasıl bir isim mirası bırakmış oluyorlar?
Bir hikâyenin güzel başlaması mı önemli olan nasıl bittiği mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024