Elif ÇAKIR
Türkiye’de hukuk sisteminin adaletsizlik üretmesinin sebebi nedir? Ya da şöyle soralım. Yargının bu kadar siyasallaşmasının, yerel mahkemelerde tecelli etmeyen adaletin ancak Yargıtay’da tecelli ediyor olmasının sebebi nedir?
En son Soma Davası döndü Yargıtay’dan. Yerel mahkemeye ayrı bir dosya, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin önüne ayrı bir dosya gitmemişti tabii ki…
Yerel mahkemenin ve Yargıtay hakimlerinin önünde ayrı kanun maddeleri de yoktu.
Peki, neden böyle çok farklı sonuçlar çıkıyor?
***
Yerel mahkemelerle Yargıtay kararları arasında normalin ötesinde bu kadar büyük farkın bu kadar büyük farkların olmasının sebebi Hakimler ve Savcılar Kurulu’dur…
Adını net olarak koymamamız gerekir ki, bugün ülkemizde yargı bağımsızlığına dair yaşanan ağır sorunların karargahı, yargının bu derece siyasallaşmasının nedeni Hakimler ve Savcılar Kurulu’dur.
Ülkemizin saygın ceza hukukçularından Prof. Dr. İzzet Özgenç hocamızın, gazetemiz yazarlarından hukukçu Taha Akyol’a açıklamalar oldukça önemliydi. Okumadıysanız geriye dönüp okuyun derim.
Sayın Özgenç’in şu sözleri, yerel mahkemelerde çoğunlukta tecelli edemeyen adaletin, neden Yargıtay’da tecelli ettiğini de ortaya koyuyor:
“Bir hakimin hukuk zemininde ve vicdanının sesini dinleyerek karar verebilmesi için, verdiği karar dolayısıyla başına herhangi bir iş geleceği konusunda endişesinin olmaması gerekir…”
Gördünüz mü?
Bir hakimin başına herhangi bir iş gelmesini sağlayacak kurum neresidir? Elbette ki bu kurum Hakimler ve Savcılar Kurulu’dur.
Sayın Özgenç devamla anlatıyor:
“Hakimlerle ilgili yer değiştirme işleminin kolaylaştırılması, hakimden istenen kararın alınmasının yolunu açmış bulunmaktadır. Yer değiştirme işlemine tâbi tutulma endişesi, hakimleri, siyasetin beklentileri doğrultusunda karar vermeye itmektedir…”
***
Peki 301 insanın hayatını kaybettiği Soma Davası’nda neler yaşanmıştı? Davaya ilk bakan, dosyayı bilen, mağdur ailelerin güvenini kazanmış olan Mahkemenin Başkanı Aytaç Ballı’nın ve üye hakim Esra Dokur’un hukuka uygun karar vereceği anlaşılınca duruşmaya iki hafta kala davadan alındılar. Bir anda iktidara yakın medya organlarında Aytaç Ballı hakkında itibar zedeleyici haberler yer almaya başladı.
Sonra yerine yeni hakimler atandı. Mahkeme heyeti, Soma katliamının asıl sorumlularının tahliyesini sağlayacak şekilde “basit taksirle ölüme neden olma” suçundan 15 yıl hapis cezaları verdiler.
Bu karar Yargıtay 12. Ceza Daire’sinden döndü. Yargıtay, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a verilen cezanın yetersiz olduğuna hükmetti. 301 madencinin ölümünden sorumlu 4 sanık hakkında 301 kez “olası kastla adam öldürme” ve 162 kez “olası kastla adam yaralama” suçlarından ceza almaları gerektiğine karar verdi.
Yerel mahkemedeki hakimler suçun “basit taksirle ölüme neden olma” olduğuna hükmederken, Yargıtay’daki hakimler aynı iddianameyi okuyup da suçun “olası kastla adam öldürme” olduğuna nasıl karar verdiler?
Aynı dosya sonuçta…
Bu vesile ile Yargıtay 12. Ceza Dairesi’ni Soma kararından dolayı kutluyorum.
İktidar yerel mahkemelere etki edebiliyorken çoğu kez Yargıtay’a etki edemiyor. Bunun sebebi Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun Yargıtay’daki hakimlerin üzerinde herhangi bir yaptırım etkisinin, atama, cezalandırma yetkisinin olmamasıdır.
Yargıtay’da çoğu kez adaletin tecelli ediyor olması bu sebepledir. Yargıtay üyeleri siyasi müdahaleden korkmadan karar verebilirler. Siyasi karar verirlerse bu ancak siyasi yandaşlıktan olabilir.
Düşünün ki, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa’ya göre, “mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre” çalışmak zorundadır. (Madde 159)
Hakimler ve Savcılar Kurulu’na bakıyorsunuz, iktidarın hoşuna gitmeyen kararlar veren hakim ve savcıları anında görevden uzaklaştırıyor, iktidarın takip ettiği davaların hakimlerini karar öncesinde dosyadan alıyor, hukuk zemine uymasa da iktidarın hoşuna giden kararlar veren hakimleri yüksek yargı makamlarına atıyor.
Mahkemelerin bağımsızlığına göre çalışacak olan Hakimler ve Savcılar Kurulu böyle çalışıyor!
Hakimler için “coğrafi teminat” ilkesi işte bu yüzden hayati bir öneme sahiptir.
Adalet Bakanı Gül’ün sözlerini hatırlıyor musunuz? Şöyleydi:
“Verdiğiniz bir karar; kim okursa okusun, ‘ben de olsam aynı kararı verdirdim’ dedirtebilmelidir. Üzerine karar verdiğiniz hükümlü bile, yazdığınız gerekçeye baktığında adil yargılandığından emin olmalıdır. Akıl ve muhakemenizi kimseye kiralamayın, vicdanınızla karar verin. Çünkü adaletin yegane tecellisi, yargı mensuplarının temiz vicdanlarındır, aklıdır.”
Ama coğrafi teminat yoksa, HSK istediği hakimi o dosyadan alıp istediği yere atabiliyorsa adaletten bahseden sözler havada kalıyor.
HSK’sı böyle çalışan bir ülkede yargı bağımsızlığı sağlanabilir mi, hakimler hukuki zeminde karar verebilir mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024