Fehmi KORU
Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin izleyeceği ekonomik politikaların tespiti amacıyla, Atatürk tarafından, 1923 yılında, İzmir’de bir iktisat kongresi düzenlenmişti.
Ekonomiye ilgisi bilinen Turgut Özal, 1980 sonrasında üstlendiği yükümlülükler yeni bir ufuk açılmasını içerdiğinde, ikinci bir iktisat kongresini bir kez daha İzmir’de toplamıştı (1982).
-Üçüncü İktisat Kongresi’ni, yabancı devlet adamları ve her eğilimden iktisatçıların katılımıyla, yine Özal topladı; ağır prostat kanseri ameliyatının nekahatı bitmeden hem de… (1992).
Yine İzmir’de ve bu defa cumhurbaşkanı sıfatıyla…
Cumhurbaşkanı Özal ile Başbakan Süleyman Demirel’in her gün birbirlerine yönlendirdikleri sert sözlerin gündemi belirlediği bir dönemdi ve kongrede yapacakları konuşmaların aralarındaki itibar yarışı için önemi oldukça yüksekti.
Kongre konuşmaları göz önünde tutulduğunda, ikili arasındaki değer yarışını, bir ay kadar önce ABD’de çetin bir ameliyat geçirdiği bilinen Özal açık ara kazandı. Konuşması bugüne bile ışık tutacak göz kamaştırıcı tespitlerle dolu.
O akşam katılımcılara verilen yemekli davette, bir grup gazeteci, Özal’ı bizimle sohbete ikna ettik.
Ameliyat yüzünden ayağa kalkamıyor, oturduğu yerde de bacaklarını battaniye ile örtüyordu Cumhurbaşkanı…
Konuşmasıyla rakibine fark attığını biliyordu. Her sorumuza o özgüvenle ayrıntılı cevaplar verdi.
Ne sorular soruldu, ne kadar ses getirecek cevaplar alındı, tahmin edemezsiniz…
Çoğu da Demirel’e, partisine ve yönetim tarzına eleştirilerdi.
Gecenin bir yarısı yanından ayrıldığımızda değişik gazetelerden dört gazeteci şunu biliyorduk: Yazıldığında gazetelerimizin manşete taşıyacağı muhakkak o açıklamaların, Özal’ın kongrede yaptığı müstesna konuşmayı gölgede bırakacağı kesindi.
Ne yapmalıydık?
Gece yarısı, ilk işimiz, gazete yönetimlerini aramak ve görüşmeyi aktarmak oldu.
Gazetelerimizde manşet, kongre ve oradaki konuşmalar değil, yakın gördüğü biz dört gazeteciye Özal’ın yaptığı siyasi ortamı sertleştirecek açıklamalar oldu.
Cumhurbaşkanı Özal’ın manşetlere çok kızdığını biliyorum.
Bizlere de…
Kızgınlığını her birimize ifade de etti Cumhurbaşkanı, ama öylesine…
Siyasiler ile gazeteciler arasında zaman zaman yaşanan çekişmelere daha sonraları da tanık oldum.
Biri daha zihnimde çakılıdır.
Refahyol dönemindeydik. Başbakan Necmettin Erbakan medyanın tavrından şikayetçiydi, fakat çoğunu uzun muhalefet yıllarından tanıdığı değişik eğilimlerden gazetecilere farklı davranmamaya çalışıyordu. 28 Şubat gelip çattığında, eski mülayim tarzının yerini sertliğe dönüşme alır gibiydi.
Bir davetiyle gittiğim basınla buluşma toplantısında, daha dar bir kadronun tercih edildiğini fark ettiğimde, bunun yanlışlığını kendisine söyleyebilmiştim.
Sonrasında eski geniş tabanlı uygulamaya dönüldü.
Kenan Evren’den Tayyip Erdoğan’a cumhurbaşkanlarının, Turgut Özal’dan Ahmet Davutoğlu’na başbakanların yurt içi ve dışındaki toplantılarına katıldım.
Evren beni son gezilerinde uçağına almadı, ama gittiği yerlerdeki basın etkinliklerinin hepsinde davetli meslektaşlarla birlikte olabildim. Yakın gözlemleyebildiğim başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Tayyip Erdoğan da sorulara tahammüllüydü.
Evren’den Davutoğlu’na kadar katıldığım siyasi ortamlarda sorulara herhangi bir kısıtlama getirildiğine tanıklık ettiğimi hatırlamıyorum.
Siyasileri kızdırmadık mı? Elbette sorulardan veya verdikleri cevapları değerlendirmemizden hoşlanmadıkları oldu; kızdırdık onları… Ancak, bir kez bile “Bu soruyu nasıl sorarsın?” tariziyle karşılaşmadığım gibi, yerde veya uçakta, “Sorunuzu öğrenebilir miyim?” merakında bir yetkili de karşıma çıkmadı.
İkisi de rahmetli olmuş sevilen siyasiler -Turgut Özal ve Necmettin Erbakan- ile ilgili eski anıları bugünlerde hatırlamamın ve uzun meslek hayatımda edindiğim tanıklıkları şimdi aktarmamın sebebi, şu sırada gündeme yerleşen yanlış bir gazeteci-siyasi uygulaması ve o uygulamaya yönelik itirazlar…
Cumhurbaşkanlığı uçağının gazeteci yolcularının soracakları sorular önceden öğrenilmek isteniyormuş; alınan sorular dışında soru kabul edilmiyormuş…
“Tekerrüre düşülmesin diye” gerekçesiyle açıklamış İletişim Başkanlığı uygulamayı…
Gazeteci neden sorulmuş soruyu sorsun ki? Cumhurbaşkanı mı tekerrüre düşecek; hadi canım siz de…
Konuyu ilk gündeme taşıyan medya ombudsmanı Faruk Bildirici, sorular bilindiği için cevaplara önceden hazırlanılması ihtimali olduğunu duyurdu.
Tuhaf buldum bu uygulamayı…
Mesleki açıdan mahzurlu olduğu kesin…
Zaten tartışma gündemine girdiğinde, uçağın bir ara davetlilerinden olan bir-iki meslektaş da -örneğin Türkiye’den Cem Küçük ve Fatih Selek-, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile partisini kollayan gazetelerinde uygulamayı beğenmediklerini belirtme ihtiyacı duydular.
Uygulamaya sahip çıkanlar da olmuş galiba; hayret…
Böyle bir tedbire neden ihtiyaç duyuluyor, gerçekten anlamak zor.
[Amerikalı meslektaşlar da endişelenmeliler; bizdeki bazı yanlış uygulamalar, bir bakmışsınız, oralara kadar ulaşıyor çünkü…]
Yazarlar
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025