Fehmi KORU
Lâmı cimi yok, Mısır’da olanın adı, hiç kuşkusuz ‘darbe’dir... Askerlerin demokrasiye müdahale edip anayasayı askıya alarak seçilmiş kadroları tasfiyesinin her dildeki karşılığı ‘darbe’ sözcüğüdür çünkü...
Dünyanın önüne sivil birini cumhurbaşkanı olarak çıkarmaları, ellerine verilen metni ‘geçici anayasa’ ilân etmeleri zevahiri kurtarmaz; askerleri ‘demokrat’, darbelerini de ‘meşru’ kılmaz...
Türkiye’nin Mısır’da yapılana karşı çıkması, seçilmişlerin hakkını savunması, darbeyi kınayan kitlelere sempati beslediğini açıklaması ‘ilkeli’ bir tavırdır; hükümet, Ak Parti, muhalefet, bununla doğru bir duruş sergilemiştir...
Aması, maması yok... Ancak ben yine de ‘ama’ ile başlayan bir mülâhazamı sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim...
Merak etmeyin, benim ‘amalı’ cümlem, bizde bazı soytarıların da iştirak ettiği, pek çok Batılı liderin yaptığı türden, Mısır’da askerlerin müdahalesini makul göstermeye çabalayan bir hokkabazlık olmayacak... Tam tersine, onların bu beklenmedik tuhaf davranışlarının da büyüttüğü ciddi bir kaygımı dillendireceğim.
Her şey biraz da 11 Eylül (2001) uğursuz eylemleriyle başladı. Aradan geçen 12 yılda İslâm Dünyası çok farklı bir yere savruldu... Afganistan’da durum Sovyet işgali yıllarından beter; Irak etnik ve dini ayrışmanın bütün belirtilerini dışa vuruyor... Suriye bir içsavaşla yokoluşa çok yaklaştı...
Bu tabloya bir de Mısır’ın eklenmemesi gerekiyor...
Şimdi içinde ‘ama’ sözcüğü yer alan cümlemi kurabilirim: Darbelere karşı ilkeli duruşumuzu tekrarlayarak askeri müdahaleye karşı duralım, demokratik yöntemle seçilmişlerin haklarını sonuna kadar da savunalım; ama bunu yaparken, Afganistan, Irak ve Suriye’nin peşinden, Mısır’ın da, yarı veya tam ‘kaos’ içerisine düşmesine asla müsaade etmeyelim...
‘Kaos’, yani ‘anarşi’, içine sarmaladığı bir ülkenin, bir bölgenin, bir coğrafyanın ve dünyanın kimyasını bütünüyle bozar; onu yok olmanın eşiğine getirir; çoğu kez yok olmaktan da beter eder...
Zaten bu yüzden, Mısır’daki insanların büyük çoğunluğunun da kendilerini bağlı hissettikleri bilinen inanç sistemi, en kötü yönetimin bile anarşiden iyi olduğunu bildirir... İslâm âlimleri, tarih boyunca, anarşiye düşme tehlikesi konusunda toplumlara sürekli uyarılarda bulunmuşlardır...
Elbette zorbalık kabul edilmeyecek, zorbalarla en etkili biçimde mücadele edilecektir; ancak bunu yaparken insanları birbirine düşürmekten, şiddete başvurmaktan da kaçınılmalıdır...
Suriye’de o tehlikeli çizgi maalesef aşıldı ve güzelim ülke bugün ‘anarşi’nin kucağında... Irak’ta kanlı eylemle karşılaşılmayan tek bir gün yok; işgal sırasında ölenlere yakın insan işgalin sonrasında hayatını kaybetti. Mısır’da da ilk ateş açıldı ve sanki o yola girildi gibi...
Ne yapılmalı?
Galiba bu konuda görev, baştan itibaren ‘ilkeli’ davrandığı ve samimiyetini ispat ettiği için, Türkiye’ye düşüyor... Mısır’ı süratle seçime götürecek bir sürecin yolunu açmak için en üst düzeyde girişimler başlatabilir Türkiye, bunu sağlamak için de çok taraflı temaslar yürütebilir...
Mısır’da yapılana karşı çıkalım, ama Mısır’ın Afganistan, Irak ve Suriye gibi anarşinin kucağına düşürülmesine de izin vermeyelim.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025