Fehmi KORU

Anayasayı bu defa halk yazacak
8.06.2011
1978

Bir partinin anayasayı tek başına ve referanduma gitmeksizin değiştirecek bir çoğunlukla seçimden çıkmasını imkânsız görenlerdenim; böyle bir sonuç, MHP'nin baraja takılması ve o partinin yüzde 60'a yakın oy almasıyla gerçekleşebileceği için...

'Economist' dergisinin başlattığı furyada pek çok yabancı yayın organının "Ak Parti tek başına anayasayı değiştirecek çoğunluğu bulabilir, oyunuzu CHP'ye verin" müdahalesi dünya seçkinlerinin benimle aynı görüşte olmadığını düşündürüyor.

Dünya seçkinlerinin içimizdeki uzantıları "CHP birinci parti olacak" diye iddiaya giriyorsa da, dışarıdan bakana Türkiye besbelli farklı görünüyor. Öyle olmasa, bu kadar çok sayıda yabancı gazete, dergi ve ajans, kendi güvenilirliklerini riske atma pahasına, böylesine yalvar-yakar olur muydu?

Herhalde olmazdı.

Yabancıların derdini anlamakta yine de zorlanıyorum. Ak Parti'nin sekiz yıllık iktidarı sırasında gerçekleşenleri küçümsemiyor; tam tersine "CHP'ye oy verin" tavsiyesinde bulundukları yazılarda bile iktidar partisini övmekten kendilerini alamıyorlar. Daha çok üzerinde durdukları ve karşı çıktıkları konu, 'anayasa değişikliği'...

Seçimden 367'den fazla milletvekiliyle çıkarsa, Ak Parti'nin, 'otokratik' özellikli bir anayasa hazırlayacağına inanıyor yabancılar... Hepsi de sözbirliği etmişcesine, "Bu olmamalı" diyorlar...

Bizi bizden fazla düşündükleri için hepsine teşekkür etmeliyiz. Gerçekten de 'yeni Türkiye'nin en az ihtiyacı olan, devletin ve devleti temsil edenlerin elinin daha da güçlendirildiği bir anayasadır. Yetkilerin mümkün olduğu kadar çok ele yaygınlaştırıldığı, yerelde yerinden yönetim ilkesini benimsemiş, hak ve özgürlüklerin genişletilip tahkim edildiği, dünyayla uyumlu bir anayasa yerine, bunun tam tersi bir anlayışı yansıtan bir anayasa aramaya gerek de yok...

Gerek yok, çünkü değiştirilmesi istenilen 1982 Anayasası öyle bir anayasa zaten... Şimdilerde savcıların "Neden demokrasiye müdahale ettiniz?" sorusuna muhatap edilen darbeci generaller kendileri yönetimden gittikten sonra bile gölgelerini siviller üzerinde hissettirecek bir metin hazırlatıp oylatmışlardı.

1982 Anayasası, sonradan gerçekleştirilen değişikliklere rağmen, üzerine sinmiş baskıcı özellikleri sırıtan bir anayasadır. Beklediğimiz, seçim sonrasında oluşacak yeni Meclis'in, bütün renkleriyle elele vererek, daha demokrat, daha özgürlükçü ve daha katılımcı bir anayasa hazırlamasıdır.

Kampanya sırasında yaptığı bütün konuşmalarda, Başbakan Tayyip Erdoğan, tam da öyle bir anayasa vaadinde bulunuyor. Aksi zaten düşünülemez; bugünün dünyasında Türkiye'nin hak ettiği konuma yükselmesi ve kendisinden beklenen rolleri oynayabilmesi için, insanlarının daha özgür, sisteminin daha demokrat ve anayasasının da hukuku üstün tutan bir mantığı yansıtır olması şarttır.

"Anayasayı değiştireceğiz" vaadine olumlu tepki veren seçmenlerin hemen hepsi, bunu, çağdaş bir anayasa beklentisiyle yapıyor. En az 367 milletvekilli bir Meclis grubu, iktidar partisine, halka gitmeden de anayasayı değiştirme imkânı sağlıyor; ama doğru olan, Meclis'te nasıl bir çoğunluk desteğiyle hazırlanırsa hazırlansın, yeni anayasayı halkoyuna sunmaktır.

Merak edilmesin, öyle de olacaktır.
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar