Fehmi KORU
Dün, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, partisinin grup toplantısı konuşmasında, ‘erken seçim’ çağrısı yapıp üstelik bunun için tarih de vermesi, bazılarına ‘sürpriz’ gelmiş olabilir.
MHP’nin ‘stratejik ortak’ ilişkisi kurduğu AK Parti çevreleri sürekli “Erken seçim yok”deyip duruyordu çünkü.
Aylardan beri, onlar ne zaman “Seçimler zamanında yapılacak” dese, burada, her yeni gelişmeyi ‘erken seçim’ habercisi sayan yazılarla karşıladığım için, dünkü çıkışı derhal değerlendirip zafer çığlıkları atacağımı sananlar olduğunu biliyorum.
İnternet yazarlığı bunu sağlıyor aslında. MHP liderinin öğleden önce 11.00 sularında yaptığı açıklamayı, istesem, ânında burada değerlendirebilir, çoğu dostun beklediği türden bir yazıyla okur karşısına dün çıkabilirdim.
Bunu yapmadım.
Zamanında bir seçim eşyanın doğasına –siz bunu ‘siyasetin’ diye de okuyabilirsiniz- aykırıydı da ondan.
Bahçeli’nin yaptığı malumun ilamından ibarettir.
Tarih daha erkene de çekilebilir
Pek çok yorumcunun, tersini söyleseler ve yazsalar bile, seçimlerin erkene alınacağından en az benim kadar kuşku duymadıklarını biliyorum.
Öyle yazmaları gerekiyordu, öyle de yazdılar.
Seçimlerin Bahçeli’nin telaffuz ettiği 26 Ağustos yerine daha erken bir tarihte yapılması yolunda bir karar da gelebilir AK Parti’den….
Temmuz ayında mesela.
İktidar açısından yeni gelişmelerin seçimlerin sonucunu olumsuz etkileme ihtimali var ve o ihtimal her geçen gün biraz daha büyüyor.
Aynı zamanda AK Parti lideri de olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘stratejik ortaklık’ kurduğu MHP’nin liderinden gelen teklifi, hazır anamuhalefet partisi sözcüleri “Hodri meydan” tepkisi de vermişken, “Madem öyle, neden Ağustosu bekleyelim ki, en erken tarihi belirleyerek öyle seçimlere gidelim” cevabıyla değerlendirebilir.
Birlikte yapılması mukadder genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 3 Kasım 2019 tarihinden ve hatta 2019 yılının Mart ayında yapılması anayasa gereği olan yerel seçim tarihinden önceye alınacağı çok önceden belli olmuştu.
Devlet Bahçeli’nin son gelişmeleri öne sürerek bu teklifte bulunması kimseyi aldatmasın.
MHP lideri devreye girmeseydi AK Parti bir yolunu bulup seçimleri yine erkene alırdı.
Aksi halde ilçe ve il kongrelerinin önceden belirlenmiş tarihlerini neden aylar öncesine çekmiş olsun ki AK Parti?
İçte ve dışta birikmiş olan ve her geçen gün varlıklarını daha fazla hissettiren sorunlarla baş etmenin en kestirme yolu, onları unutturacak bir kampanyayı başlatmak olabilirdi.
Kampanyayı ilçelerde yapılan kongrelere bile katılarak çoktan başlatmış oldu AK Parti lideri Erdoğan.
Seçimlerin tarihinin erkene alınması iktidar partileri (AK Parti ve MHP) için yararlı sonuçlar getirebilir.
Tarihle oynamanın riski de vardır
Yararlı sonuçlar vermeyebilir de.
Devlet Bahçeli’nin benzer bir çıkışla zorladığı 3 Kasım 2002 seçimi MHP’nin baraja takılıp milletvekillerini Meclis’e getirememesiyle sonuçlanmıştı. Yeni kurulmuş AK Parti, CHP dışındaki bütün partiler -birkaçı kıl payı farkla- baraja takıldığı için, yüzde 35’i bulmayan bir oyla tek başına iktidarı elde etmeyi o sayede başarmıştı.
O gerçekten hareketle, seçim tarihiyle oynamanın seçmen açısından farklı davranışlara yol açabildiğini de görmemiz gerekiyor.
Vakti zamanı gelmiş olan bir değişimin kapısının seçim tarihinin erkene alınmasıyla açılmış olması mümkündür.
Burada kritik olan cumhurbaşkanlığı seçimidir.
Yerel seçim önce yapılsaydı, onun sonucu sonraki iki seçimi etkilebilecekti; erkene alındığında, cumhurbaşkanlığı seçimi sonradan yapılacak yerel seçimin sonucunu etkileyecektir.
[Üç seçim neden birleştirilmiyor ki? Partiler isterlerse kısa sürede anayasayı rötuşlayarak üç sandığın seçmenin önüne aynı gün getirilmesini de gerçekleştirebilir…]
İktidar partilerinin, gücü tartışmasız Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesini sağlaması şimdi daha kolay.
Tabii, muhalefet, denklemi zorlayacak bir aday çıkaramazsa…
Ya da şöyle söyleyeyim: ‘İlkeler platformu’ zemininde buluşmakta zorluk çekmeyen muhalefet, seçmenden kabul görebilecek bir adayla o ilkeleri toplumun önüne sunabilirse, hiç değilse çekişmeli bir cumhurbaşkanlığı seçimi yaşanabilir.
İsimlerin değil de ilkelerin tartışıldığı bir seçim ortamı yaşanabilir.
Kim olabilir o aday?
Ben böyle yazınca bazıları belli bir ismi kast ettiğimi düşünüyorlar; oysa ilkelerle uyumlu her bilinen isim pekala o beklentiyi karşılayabilir. Bugünkünden çok farklı şartlarda gidilmiş bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde, iki zıt partinin (CHP ile MHP’nin) belirlediği ortak aday (Ekmeleddin İhsanoğlu), kamuoyu tarafından bilinen bir isim olmadığı halde, yüzde 40’a yakın oy alma başarısı gösterebilmişti.
Daha fazla bilinen bir adayın ne yapabileceğini düşünün…
Ok Bahçeli’nin teklifiyle yaydan çıkmış oldu; bakalım iktidar partileri bir dört yılın daha icazetini seçmenden alarak oku hedefe isabet ettirebilecekler mi?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025