Fehmi KORU
Seçimden hemen önceydi sanıyorum: Televizyon kanalları arasında gezinirken, ‘A9’ adlı olanında, Adnan Oktar’ın ‘siyasi’ ağırlıklı bir konuşmasına denk geldim. Programda üzerine düşülen nottan, konuşmanın aslında yeni değil iki yıl öncesine ait olduğu duyuruluyordu.
’A9’ yalnızca uydudan alınan bir kanal. Dünya Kupası maçları olmasa uydu yerine bir platform üzerinden televizyon izleyeceğim için o konuşmayı kaçıracaktım.
İyi ki kaçırmamışım. Eski bir konuşmanın bugünlerde yeniden yayınlanmasının uyandırdığı hisle, etrafıma dönüp ‘‘Hayrola’’ dediğimi hatırlıyorum.
‘‘Hayrola, bir şeylerden mi nem kaptılar?’’hissiyle…
Adnan Hoca lakaplı Adnan Oktar, karşısında oturan kadınlı-erkekli yakınları önünde, ülkemizde yedi düvele karşı bir beka mücadelesi verildiğini, herkese düşen görevin bu mücadeleyi sürdüren kadroların lideri olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tam itaat olduğunu döne döne anlatıyordu.
Üzerindeki nota rağmen, nedense, konuşmanın şu yakınlarda yapılmış olabileceğini düşündüğümü de hatırlıyorum.
Konuşmanın sebebini operasyon başlayınca anladım: Başlarına geleceği öngörmüş olmalılar…
Nedir bu grup, nedir gerçekten?
Ülkenin öndegelen ailelerinin gençleriyle ilgilenen bir din hocası görüntüsüyle başlayan, her haliyle bir grup ürünü olduğunu belli eden ‘Harun Yahya’ imzalı ‘masonluk ve yahudilik’ ve ‘evrim teorisi karşıtlığı’ üzerine kitaplarla devam edip İsrail muhipliği ve ‘kedicikler’ ile karşılıklı göbek atmaya kadar evrilen bir yapı…
Nereden nereye?
Ben kaçırmışım, dün Kemal Öztürk Yeni Şafak’ta yazdı da ondan öğrendim.
En iyisi birlikte okuyalım:
‘‘Yıllar sonra (2014) canlı yayında, bir törenle kendisine 33. Derece Masonluk Büyük Üstat belgesi verdiler. Bunu büyük bir şerefle kabul ettiğini söyledi Oktar. Övgüler havada uçuştu, Mason locasının büyük üstadı Adnan Oktar’ı göklere çıkardı.’’
Yabancı basını yakından izlediğim için, Jerusalem Post gazetesinde, grup üyelerinin siyonist örgütlerin davetiyle İsrail’i ziyaret edip Knesset’te (İsrail millet meclisi) görüşmelere katıldıkları haberiyle karşılaştığımda çok şaşırmıştım.
Şaşkınlığımı o zaman bünyesinde yer aldığım gazetedeki bir yazıma da yansıtmaktan geri durmadım. Sanıyorum, hassas kamuoyu İsrail bağlantısını ilk benim o ve onu takip eden yazılarımdan öğrenmiştir (Sözgelimi, ‘Adnan Hoca: ‘İsrail Türkiye’nin doğal müttefiki’başlıklı yazım, Star, 1 Nisan 2013).
İsrail ilişkisinin boyutlarının genişlediğini, Dünya Siyonist Örgütü yöneticisi Dov Lipman’ı bir grup İsrailli milletvekili ile ülkemize getirip çeşitli yerlerle temas kurmalarını sağladıklarını da bu sitede yazmıştım. (24 Haziran 2016; ‘Siyonist İsrailli milletvekili bugün İstanbul’da ne yapıyordu?’ başlıklı yazım.)
Çok rahatsız olduklarını sonraki günlerde sergiledikleri tavırlardan biliyorum.
Arkası geldi o ilk ziyaretin. Grubun Türkiye’de düzenlediği çeşitli davetlere Knesset’ten önemli isimler de katılmaya başladı.
Ünlülerin de katıldığı davetleriyle ünlü bir gruptur bu. Şimdilerde operasyondan cesaret alarak grup aleyhine yazıp çizenlerin bir kısmının da koşa koşa gittiği ve sonrasında karşılaştıkları hoş muameleyi anlata anlata bitiremedikleri davetlerde masalarda tek eksiğin kuş sütü olduğunu biliyorum.
Hayır, katıldığım için değil -ne onlar o etkinliklere beni davet ettiler, ne de ben ‘hadi gidelim’ diyenlere kapılıp kendiliğimden gittim- katılanların yazdıklarından ve o davetlerden medyaya sızan görüntülerden bunu biliyorum.
Bildiğim bir şey daha var: Hemen her ülkede bu gruba benzer -bir bölümü ezoterik- yapılanmalar bulunuyor. Sistemler sınırları aşmadıkları sürece onları genellikle görmezden geliyorlar.
Anladığım kadarıyla, bizde bu grubun sınırları fazlasıyla aştığı görülmüş ve operasyon da bu yüzden başlatılmış…
Operasyon için ilgililer uzun bir zamandır hazırlanıyorlarmış, grubun bütün hareketleri yakından izleniyormuş…
Medyamızdan iki isim
Çok önceleri bu gruba karşı tavır alan ve bunu ısrarla sürdüren medyadan iki ismi hatırlıyorum: Yavuz Gökmen ile Ali Bayramoğlu…
İkisi de benim yakın dostlarım.
Ertuğrul Özkök son iki gündür Yavuz Gökmen’in o dönemde yazdıklarını hatırlayıp gazetesine pay çıkarıyor.
Oysa Yavuz o günlerde kendisini gazetesinin bile yalnız bıraktığını hissediyordu.
[Burada bir köşeli parantez açmam gerekiyor: Ertuğrul Özkök gazetesinin köşe yazarı Yavuz Gökmen’in kadrini vefatından sonra bildi. Genç yaşta kaybettik şövalye ruhlu yazarı; öldüğü gece evindeki dini törene geldiğinde Ertuğrul Özkök’ün çok şaşırdığı belli oluyordu. ‘‘Evi burası mı?’’ diye sordu, evin mütevazı havasının etkisiyle… Hürriyet’in en az maaş alan yazarı konumunda olduğunu hatırlatmadan edemedim. Kendisiyle uğraşan yazarlar büroda geniş ofislere sahipken, Yavuz’a tuvaletin yanındaki oda tahsis edilmişti. Gazetenin yayın yönetmeni o zaman Ertuğrul Özkök’tü.]
Grup hakkında çok yönlü iddialar var ve devletin ilgili birimlerinin o iddiaları ispatlamaya hazır olduğu anlaşılıyor. Grup içerisinde yer alanların aileleri ile gruptan ayrıldıktan sonra tezvirata uğrayanlar mutlu görünüyor.
O gece tesadüfen rastladığım televizyon konuşmasına rağmen böyle bir operasyonun yapılması kararlılığı gösteriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025