Fehmi KORU
Ara sıra göz gezdirdiğim Twitter’da “Bu mesaj silinmiştir” kaydıyla karşılaşıyor ve yazanın kendisinin onu sildiğini düşünüyordum.
Meğer gerçek farklıymış.
Twitter kendi kurallarına aykırı bulduğu mesajlara ‘yaptırım’ uygulamaktaymış. Hafif sakıncalı mesajlar uyarı içererek muhataplarına ulaştırılırken, ağır sakıncalı görülen mesajlar ise tamamen silinerek görülemez hale getirilmekteymiş…
İlginç.
Daha önce Twitter’ın ABD’nin artık ‘eskiler’ arasına katılmış olan başkanı Donald Trump’ın bazı mesajlarına ‘uyarı’ eklediğini biliyordum, ama bunun Trump’la sınırlı bir uygulama olduğunu sanmıştım. Meğer kuralsız gibi görünen Twitter bile kurallıymış…
Bu hafta ülkemizin iki önemli siyasetçisinin mesajlarına -birine uyarı, diğerine silme- yaptırımı uygulamış Twitter…
Mesajı kısıtlanan bakan “Terör örgütlerine ve sapkın LGBT’ye koruma kalkanı oluşturan Twitter, şahit oluyoruz ki, eline geçirdiği iletişim tekeliyle ülkelerin kimyasını, demokrasinin kimyasını, huzurun kimyasını bozmaya çalışmaktadır. Emperyalizmin bu oyuncağı, insanlığı teslim alamaz” tepkisini yine Twitter üzerinden verdi.
Genel başkanının “Sırtlarını ajanlara, zalimlere ve karanlık çevrelere dayamış olanlar evlat değil başı ezilmesi gereken zehirli yılanlardır. Yasadışı eylemleri diğer üniversitelere teşmil etmek için kuyruğa girenler bunun bedelini acıklı şekilde ödemelidir” mesajını sildiğinden, partisi, Twitter’a tepki gösterdi.
Twitter için “Emperyalizmin oyuncağı” denilmesi sizlerde nasıl bir etki bıraktı bilmemem elbette, ama beni gülümsettiğini söyleyebilirim. ‘Emperyalizm’ denilince kast edilen ABD olduğuna göre, ABD’nin başkanını sansürlediği bilinen bir sosyal medya uygulamasının öyle anılması bana çok tuhaf geldi de ondan gülümsedim.
Daha başka bir sıfat bulmak gerekiyor Twitter için…
Benim ilk aklıma gelen sıfatlar “Emperyalizmin oyuncağı” kadar afili ve fazla olumsuz olmadı.
[ABD’de Twitter kendisine sansür uyguladığında Trump da kızdı, öfkelendi, tepki verdi. 6 Ocak darbe girişimi sonrası başkanlığı hâlâ devam ederken Trump’ın hesabını tamamen ve sürekli olarak kapattı Twitter, mesaj vermek için kendi platformlarını kullanmasını engelledi. Bu defa Trump yanlılarından “Anayasamızın ek birinci maddesi ifade özgürlüğünün engellenemeyeceğini amir, bu yapılan anayasaya aykırı” çıkışı geldi. Anayasa uzmanları, “Özgürlükleri devlet engelleyemez, Twitter bir şirket, kendi kuralları var, onun sansürü ve hesap kapatması anayasaya aykırı olmaz” görüşünü açıkladılar.]
Devlet ifade özgürlüğünü kısıtlamaya kalkamaz, kural bu. Anayasalar bunun için var. Devlet ABD’de kısıtlama yoluna ne zaman başvursa, her defasında, Anayasa Mahkemesi (Supreme Court) Amerikan devleti aleyhinde kararlar vermiştir.
Twitter’ın sansürlediği ülkemizin önemli siyasetçilerinin kısıtlanan mesajları Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan yeni rektörü kendilerine yakıştıramadığı için tepki veren öğrenciler hakkındaydı. Öğrencilerin gösteri hakkını savunan, onlara karşı yapılan müdahaleleri orantısız güç kullanma olarak görüp kınayan yabancı kurumlar da oldu.
Birleşmiş Milletler’den, ABD dışişleri bakanlığından ve Avrupa Birliği’nin bazı ülkelerinden üst düzey tepkiler geldi.
Dostumun itirazı
AK Parti adına konuşup yazanlar ile onların etkisi altındaki kişilerin anlamakta zorlandıkları bir nokta var. Dün kendisi de üniversite hocası olan bir dostum, öğrencilerin tepkisini yanlış bulurken şu görüşünü paylaştı:
“Tek kişinin atamayı yapmasına itiraz ediliyorsa, diğer bütün üniversitelere de aynı tek kişi atama yaptı, yapıyor. Atanan kişinin iktidar partisinden milletvekili aday adayı olması itiraz konusuysa, 10 üniversitenin başında iktidar partisinden daha önce milletvekilliği yapmış rektörler bulunuyor. Neden başka üniversitelerdeki atamalara itiraz edilmedi de sıra Boğaziçi’ne geldiğinde ortalık karıştı?”
Dostum, tepkileri siyasi buluyor.
Söyledikleri üzerinde düşündüm.
Boğaziçi Üniversitesi’ni diğerlerinden ayıran özellikler pek belirgin.
Yanlışlığı fazlasıyla göze batan bir kişi rektör olarak atandı Boğaziçi Üniversitesi’ne. Bir önceki rektör de, aday olmadığı halde, hocaların büyük çoğunluğunun oyunu almış rakibi dururken atanmıştı, ama Boğaziçi’nde öğretim üyesi olduğu ve atandığı sırada rektör yardımcısı görevinde bulunduğu için şimdiki kadar itiraz gelmemişti.
Galiba bu gerekçe bile dostumun sorusuna cevap olarak yeterli. Kaldı ki, düşününce hepsi de makul daha pek çok gerekçe bulmak mümkün.
Normalde atamayı yapanın veya atanan kişinin durumu yeniden değerlendirip yanlışlıktan vazgeçmesi gerekir.
Öyle yapmak yerine yanlışta ısrar edilmesi, hiçbiri hoş olmayan farklı sebepleri akla getirir çünkü.
Dünya çoktandır küçük bir köy
Yabancıların uzaktan konuya kendilerini dahil etmelerinden rahatsızlık duyulabilir. Ben de şahsen rahatsızım. Ancak, dünya artık küçük bir köy mesabesinde; bir ülkede olanlar başka ülkelerin de ilgisini çekiyor. Myanmar’da (Burma) askeri darbe oldu, dünyanın dört bir tarafından tepkiler yükseldi. Bizde nedense resmi ağızlar konuya hiç yaklaşmıyor, fakat Çin’in ‘Sincan Özerk Bölgesi’ adını verdiği, bizde Doğu Türkistan diye bilinen bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara reva görülen muameleyi ABD başta olmak üzere kınamayan ülke kalmadı. Sırf bu yüzden Çin’e yeni yaptırımlar düşünülüyor.
Böyle bir dünyada yaşıyoruz.
Eleştiri almak istemiyorsak, gösterilerin barışçı bir ortamda, müdahale olmaksızın, güç kullanılmaya kalkışılmadan yapılabilmesini sağlamak gerekiyor. Bırakın gençler itirazlarını yapsınlar. İtirazların gerekçesi yapılanın yanlışlığını belli ettiyse onun da gereği yerine getirilmeli. Sonuçta hepsi de bu ülkenin evlatları olan gençlerden ‘başı ezilmesi gereken yılanlar’ diye söz edilmesi, onların yaptıklarının bedelini ‘en acıklı şekilde’ ödemeleri gerektiği vurgusu bu ülkenin bütün evlatlarını yaralar.
AK Parti’ye oy veren evlatlarını da…
Twitter bir şirket ve ona kafa tutmak kolay. Trump kendisine uygulanan sansürü başka bir sosyal medya platformunu (Parler) kullanarak aşma yolunu tuttu. Bizde de Türkcell’e görev verilirse, nasıl Whatsapp’a karşı BİP devreye sokulduysa Twitter’a karşı da ‘yerli ve milli’ bir başka program kotarılır.
Yabancılar yerli ve milli bir platforma da sansür uygulayacak değiller ya…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025