Fehmi KORU
Birbirini suçlayan suçlayana…
Altı yıla yakın bir süre rehin tutuldukları Gara mevkiindeki bir mağarada 13 canın teröristler tarafından katli, onlar henüz toprağa verilmeden karşılıklı suçlamalara yol açtı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “13 şehidin sorumlusu” ilan etti.
AK Parti ile iktidar ortağı olan MHP ise, PKK ile ilişkili olduğu ithamıyla kapatılmasını istedikleri HDP’yi ve HDP’ye kendileri gibi yaklaşmadıkları için Millet İttifakı içerisinde yer alan partileri suçlamakta.
Bu arada, henüz tazeyken Washington’dan yapılan açıklamada “PKK tarafından yapıldıysa” şartına bağlı olarak olayı kınadığı için ABD de PKK işbirlikçiliği ile suçlandı.İki ülke dışişleri bakanlarının telefon görüşmesi sonrasında, ölümlerden PKK’nın sorumluluğunu kabul eden yeni bir açıklama Washington’dan yapıldı.
ABD ile ara düzeldi, fakat partiler arasındaki görüş farklılıkları ve suçlamalar ortadan kalkmış değil.
İktidar cephesi HDP’nin kapatılması için İYİ Parti’yi karşı ittifaktan koparmak istediğini belli ediyor.
Parti kapatmak çözüm olsaydı
HDP’nin son 40 yılda siyasi hayat içerisinde yer almış ve hepsi Anayasa Mahkemesi kararlarıyla kapatılmış bir dizi partinin yerine kurulduğu unutuluyor.
Parti kapatmak var olan sorunun çözümüne yarayacak olsaydı, o partilerin kapısına kilit vurulup milletvekilleri cezaevlerine gönderilince istenen sonuç elde edilirdi.
Kapatılan her partiden sonra sorunun üzerine “Köklerini kurutacağız” cümlesinde ifadesini bulan yaklaşımla gidildiğini biliyoruz.
Sorun bugün de çözümsüzlüğünü sürdürüyor.
Yarın HDP kapatılırsa sorun ortadan kalkacak mı? Kuşkuluyum.
HDP cephesinin başta ABD’de de yankısını bulmuş kuşkulara sahip olduğu görülüyor. HDP’den gelen kuşku beyan edici açıklamalar tepki çekiyor. HDP son seçimde altı milyona yakın oy almış, o kadar insanı Meclis’te temsil eden bir parti. ABD’nin ikna edilmesine benzer bir girişimle HDP’nin de iknaya çalışılması gerekmez miydi?
Gara mevkiine yönelik operasyon hakkında bilgi aktarmak için İYİ Parti’yi ziyaret eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, benzer bir ziyareti HDP’ye de yapsa ve kuşkularını giderip onların da ABD gibi ikna olmasını sağlasa bu şık ve doğru bir davranış olurdu.
Dışlamak yerine kazanmaya çalışmak daha sonuç alıcı bir yöntemdir.
[Başından 6 Ocak günü beş kişinin hayatını kaybettiği bir darbe girişimi geçen ABD, o olay vesilesiyle, dahili terörün sürekli dışarıdan beklenen terörden daha tehlikeli olduğunu öğrenmiş oldu. Demokratik sisteme müdahaleyi ve bunun için gerekirse silah kullanmayı da göze alabilen birden fazla örgüt ve onların sayıları hiç de az olmayan militanı var ABD’de. Capitol binasına girip elde silah öldürmek üzere seçilmiş temsilciler ve senatörler arayanların üzerine gidiyor devlet kurumları, ancak geniş kitleleri rahatsız etmeden, onları kazanmaya çalışarak bunu yapıyor.]
Hep aynı şeyi yapıp farklı sonuç alınamaz
Gözü dönmüş militanlara sahip bir terör örgütüyle mücadele edilirken, demokratik sistem içerisinde bulunmayı kabul etmiş, Meclis çatısı altında yer alan insanları ve onlara temsil görevi vermiş kitleleri dışlamanın makul bir yönü yok.
Geçmişte parti kapatmayla sonuçlanmış girişimlerin de gösterdiği gibi, böyle bir yanlışlık PKK’yla mücadeleyi de zayıflatır.
Einstein’ın “Hep aynı şeyi yapıp her seferinde farklı sonuç almayı ummak akıllı bir davranış sayılmaz” diye çevrilebilecek sözünün hatırlanmasında yarar var. [Einstein’ın düpedüz “Aptallıktır” diyor, ama ben kibarlığı elden bırakmak istemedim.]
Ülkeyi yönetenler, kendilerinin her söylediğine, her yaptığına gözü kapalı onay verilmesini iç ve dış kamuoylarından bekliyorlar. Kuşku ifade eden, itirazda bulunanlara iyi gözle bakılmıyor bizim ülkemizde.
Oysa insanoğlu her doğruyu hemen kabul etmeye ayarlı değil. Karmaşık bir varlık insanoğlu. Meraklı ve kuşkucu. İkna edilmeye ihtiyacı var. Demokrasi insanoğlunun bu özelliği göz önünde tutularak oluşturulmuş bir sistem. Aksi halde tek bir parti olur, ülkeleri hep aynı kişi ve kadrolar idare ederdi. Demokratik ülkelerde partiler vatandaşlarını ikna etmeleri gerektiğini bilerek davranıyorlar.
Nedense bizde demokrasinin bu yönü görmezden geliniyor.
Her söyleneni doğru olarak kabule hazır, hatta yanlışı savunmayı da görev bilenler yanında apaçık doğrulardan bile kuşku duyabilecek insanlar olduğunu bilerek her konuya yaklaşmak ve ikna kanallarını sürekli kullanmak…
Demokrasinin gereği budur.
İktidarın ikna faaliyeti yalnızca İYİ Parti ziyaretiyle sınırlı kalırsa, bu, terör mücadelesini siyasi hesaplara alet etmek olarak yorumlanır.
Herhalde ailelerinin birer ferdini, çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini, sevdiklerini altı yıl boyunca görememiş, şimdi cenazelerini bağırlarına basmaya hazırlanan şehit ailelerinin de aydınlatılmak isteyecekleri konular, zihinlerinde taşıdıkları sorular vardır.
Onların hatırına olsun kamuoyu bilgilendirilmeli.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025