Figen Çalıkuşu
Bolu’da hayatını kaybedenlerin cansız bedenlerini bir kızarmış tavuk resimleri ile kaplı TIR dorsesinde taşıdılar. Hayatını kaybeden vatandaşların cansız bedenlerini, yakınları bir TIR’ın dorsesinde teşhis edip teslim aldı.”
Utanma zamanı… Utanma ve başını önüne eğme zamanı.
Ama biz ilk andan itibaren ne gördük; siyasetin birbirine yönelik sorumluluk suçlamalarını… Bu nasıl bir utanmazlık… Bu facianın sorumlusu, yereli geneli hep birlikte siyaset kurumu.
Sorumlular cezalandırılacakmış…
Ülkeyi “kolay ölümlerin” ülkesi haline getiren sistem, sorumluları bulup cezalandıracakmış… Hadi canım siz de.
Diğer yandan da “heybede olduğu söylenen turpun” gölgesi altında devam eden soruşturmalar, gözaltılar.
İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan bu yana epey zaman geçti… Hukuk baba mesleğiydi… Mezun olur olmaz ben de mesleğimi yapmaya başladım.
Hukuk nedir, hukuk felsefesi nedir, adalet nedir, kamu vicdanı nedir, Türkiye’de yargı nedir ve çok daha fazlasını bizzat yaşadım.
Sistemin inişlerini çıkışlarını, gerçek hakimleri, meslektaş gibi duran ama hukuka ihanet etmeye yatkın olanları, gözünü kırpmadan sürekli ihaneti refleks haline getirenleri, kısacası Türkiye’nin yakın geçmişindeki bütün halleri gördüm.
Ama kitabını da yazarak belgelemek istediğim “15 Temmuz Yargısı” gibisini hiç görmedim.
Şimdi bu hukuk faciası dört bir yanı sarıyor.
CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı’nın deve mi, kuş mu anlaşılmayan bir garabetle zorla savcılığa getirilmesi, eleştirisel konuşması sonrası daha kürsüden 15 adım atmadan İmamoğlu’na bir 15 Temmuz Yargı klasiği olarak anında resen soruşturma açılması, ardından konuşmayı paylaşan Manisalı iki CHP üyesinin gözaltına alınması derken, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Antalya’da yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı’nı eleştirdiği iddiasıyla Ankara’da yemek yediği lokantadan alınarak İstanbul’a getirilmesi ve tüm geceyi nezarette geçirmesi, ertesi gün de halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla tutuklanması.
Bu gelişmelerin hepsinin altında İstanbul Başsavcılığı’nın imzası olduğu için başsavcı da gittikçe ağırlaşan siyasal eleştirilerin muhatabı ve hedefi oldu.
Muhalefet, sahadaki hukukçuların yıllardır feryat figan anlatmaya çalıştığı bir yargı mekanizmasını, şimdi prosedürleri rafa kaldırmış gözüken bir başsavcı üzerinden ilk sıraya koymuş gözüküyor.
Hukuksuzluk kendi kapılarını çalınca ancak fark edebildiler durumu.
Ne var ki üzerinde durulması gereken ilk soru şu:
Siyasetin sensörleri neden böylesine geç çalışıyor? Niye yaşanan gerçeği yıllarca göremediler? Niye umursamadılar?
Mevcut yargı sistemi bir tek başsavcıdan ibaret değil ki…
“Partili adalet” anlayışı ve “partili yargı” sistemi bütün devlete yerleşti.
Biz hukukçuların çığlık çığlığa şikayetçi olduğu “15 Temmuz yargısı” ancak 9 yıl sonra tam boy gündeme gelmeye başlıyorsa, bu gecikmenin bir nedeni olmalı.
Muhalefetin statüko ile gereken demokratik mücadeleyi rölantide çalıştırmasından mı, ağır kişisel tehlikeleri üzerine çekmek istemeyen temkinli yaklaşımlarından mı, kolayca izah edilemeyen kişisel zafiyetlerden dolayı mı siyaset, “sensörlerini” bir erken uyarı sistemi özeni ile çalıştırmıyor?
Oysa halkın sensörleri çok daha açık ve hızlı çalışıyor.
İnsanlar ceplerindeki parayla, mutfaklarındaki yemekle, çocuklarının geleceğiyle hukuk arasındaki bağı gördüler.
Hukuktan kopuk yargı kararlarının, bunun meydana getirdiği hukuksuzluğun ülke ekonomisini çökerttiği ilk defa çok geniş halk kitleleri tarafından anlaşıldı.
Halk demokrasi ve hukuk istiyor.
Kuvvetler ayrılığının yok olduğu tek adam sisteminde bu mümkün mü?
Tüm kuşatmanın, tüm bu derinleşen yoksulluğun, tüm bu kuralsızlığın, tüm bu yolsuzluğun, tüm bu çürümenin sebebi bu sistem değil mi?
O zaman siyaset, halkın desteği ve rüzgârı ile yelkenlerini doldurmalı ve “bu oyunu artık oynamıyoruz” demeli.
Piyonları değil kötülük üreten “sistemi” hedef almanın tam zamanıdır…
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine son verme bir demokratik kampanyaya, yeniden dirilişe ve yürüyüşe dönüştürülmeli.
Çalıştırın artık şu sensörleri…
Hukuka sahip çıkın… Hukuka sahip çıkarsanız ülkenize, halkınıza ve kendinize de sahip çıkmış olacaksınız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025