Hasan CEMAL
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’la bu üçüncü Kandil röportajım. İlkinin tarihi, demokratik açılım sürecinin başlarında, 2009’un Mayıs ayının ilk haftasındaydı. İkincisini, Oslo süreci kapanırken 2011 yılı Haziran ayı sonlarında yapmıştım.
Üçüncüsü dün gerçekleşti.
PKK’nın dağdaki bir numarası olan Murat Karayılan’la, Öcalan’ın “Silahlar sussun, fikirler konuşsun” diyerek yaptığı gerçekten tarihi çağrıdan iki gün sonra, baharın rengârenk patlamaya başladığı Kandil Dağı'nın eteklerindeki bir köy evinde, 23 Mart Cumartesi günü görüştüm.
5,5 saat konuştuk.
Karayılan’ın yanında 2011’deki görüşmemizdeki aynı ekip vardı: KCK Yürütme Konseyi üyesi ve Başkan Yardımcısı Ronahi Serhat, Yürütme Konseyi üyesi Zeki Şengali ve Ahmet Deniz, Güney Kürdistan Dış İlişkiler Temsilcisi.
Karayılan, toprak zeminli mütevazı köy evinin küçük odasında daha masaya otururken birkaç saat içinde ateşkes ilanının yapılacağını söyledi. Böylece, barış konusunda heyecan verici bir döneme adım atıldığının yeni bir işaretini Kandil’de almış olduk.
'Bizim için de bu tarihi barış sürecinin ciddi riskleri var'
Murat Karayılan uzun söyleşimizin daha başında şunları söyledi:
“Önder Apo’nun belirttiği gibi, gerçekten tarihi bir dönüm noktasındayız.”
“Başarı için elbette umutluyuz.”
“Hani Başbakan Erdoğan hep 'Büyük risk aldık' diyor ya... Bizim için de bu tarihi barış sürecinin ciddi riskleri var.”
“Barış için daha çok çalışmamız lazım.”
“Barıştan herkes kazanır.”
Murat Karayılan’a görüşmemizin en başında beş kısa soru sordum ve kendisinden beş kısa yanıt aldım.
Birincisi:
Önder Apo, “Artık silahlar sussun, fikirler konuşsun” dedi. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
Karayılan’ın yanıtı:
“Doğrudur, bize göre de silahın zamanı geçmiştir.”
İkincisi:
Önder Apo, “Yeni dönemde artık silah değil, siyaset öne çıkıyor; silahlı mücadeleden demokratik mücadeleye geçiliyor” dedi. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
Karayılan’ın yanıtı:
“Evet, böyle düşünüyorum. Ama bunun için de aşamalar var katedilmesi gereken, süreçler var geçilmesi gereken...”
'Hükümetin ve Meclis'in yapması gerekenler var'
Üçüncüsü:
Önder Apo, “Artık silahlı unsurlarımızın Türkiye sınırlarının dışına çıkma zamanıdır” dedi. Siz de böyle mi dşünüyorsunuz?
Karayılan’ın yanıtı:
“Evet, buna biz de katılıyoruz. Fakat bu sürecin pratikleşmesi, yani uygulanması için hükümetin ve Meclis'in yapması gerekenler vardır.”
Dördüncüsü:
Önder Apo, “bağımsız Kürdistan” da demedi, “federasyon” veya “özerklik” de demedi. Bu konuda kendisiyle aynı görüşte misiniz?
Karayılan’ın yanıtı:
“Önder Apo’nun mektubundaki çerçeveyi bütünüyle doğru buluyor ve katılıyoruz.”
Beşincisi:
Kısacası Önder Apo dedi ki:
“Silahın kullanım süresi doldu; artık ne yapacaksak, barışçıl siyasetle yapacağız.”
Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
Karayılan’ın yanıtı:
“Türkiye Cumhuriyeti devletinin de olumlu yaklaşması durumunda, (Burada Karayılan sanıyorum Ankara’nın ‘ev ödevleri’ni dolaylı bir dille belirtiyor) biz de Türkiye’de sorunların çözümünde silahı devre dışı kılabiliriz.”
Murat Karayılan’a, bu kısa kısalardan sonra, Öcalan’ın silahlara veda edilmesine dair yaptığı tarihi çağrısında, sınır dışına çekilme ya da silah bırakma gibi hayati konularda herhangi bir takvim öngörmediğini, tarihlere bağlanmış bir yol haritası çizmediğini belirttim ve bunun ne demek olduğunu sordum.
Karayılan özetle dedi ki:
“Bu takvim konusu biraz teknik kısma giriyor. Önder Apo çağrısında, hareketimizin yeni bakış açısını ortaya koymuştur. Tarihi, felsefi, ideolojik bağlamın çerçevesini çizmiştir. Önderlik, bu çağrısında, önümüzdeki sürece taktik değil stratejik açıdan yaklaşmıştır. Tarih, takvim gibi teknik boyutlara girmemiştir bu nedenle...”
Ateşkes ve koşulları...
Kandil’deki söyleşimizin yapıldığı saatlerde ilan edilen ateşkes konusunda da şunları söyledi Karayılan:
“Siz kaç yıldır söylüyorsunuz, parmakların tetikten çekilmesi diye... Artık 23 Mart, yani bugün itibariyle parmaklar tetikten çekiliyor. Bugünden itibaren silah kullanılmayacak. HPG’nin silahlı aktiviteleri durdurulacaktır. Ancak imha amaçlı saldırılar karşısında, meşru müdafaa çerçevesinde kendini savunma hakkı vardır, misilleme hakkı saklıdır.”
Ve arkasından ekliyor:
“Ateşkes karşılıklı olmazsa, hayata geçmez.”
Devam ediyor:
“Ama ben umuyorum ki, ateşkes karşılıklı olacak. Bu gerçeği herkes biliyor, görüyor.”
Nazik konu; çekilme ve koşulları...
Murat Karayılan’la 5,5 saatlik görüşmemizin belki de en can alıcı konusunu, PKK’nın sınır dışına çekilmesi oluşturdu.
Bu konuya girerken önce şöyle dedi:
“Önderliğimiz mektubunda diyor ki, bundan sonra tek bir insanın dahi ölmesine yol açmadan barış sürecini geliştirmek istiyoruz. Biz de buna dikkat edeceğiz.”
Siyasal iktidarın sınır dışına çekilme konusunu öteden beri ısrarla gündemde tuttuğunu belirtirken, bu açıdan 'Oslo süreci'nin bir başlangıç tarihi olarak akılda tutulabileceğini söyledi.
Oslo’nun 2008 yılı Eylül ayında heyetler arasında başladığına, bundan önceki iki yıl içinde de aracılarla götürüldüğüne dikkat çeken Karayılan, 14 Temmuz 2011 tarihli Silvan’la da sona eren süreç boyunca Ankara’nın sınır dışına çekilmeyi sürekli gündemde tuttuğunun altını çizdi.
Geri çekilmenin tamamlanması için değişen koşullar
Karayılan şöyle devam etti:
“Biz de sınır dışına çekilmeyi ilkesel olarak kabul ettik bu süreçte. Ama geri çekilmenin olması için hükümetin anayasal düzeyde bazı adımlar atması (ev ödevleri konusu - HC) lazımdır, dedik. Bu adımlar geri çekilme sürecinin sonlarına doğru da olabilir dedik. Neydi bu adımlar? Kürt kimliğini tanımak, anadilde eğitim hakkı ve benzeri alanlarda devletin adım atması...”
Ama Kandil olarak bundan daha sonra neden vazgeçildiğini de şöyle özetledi Karayılan:
“Önder Apo bu durumun süreçte bir tıkanıklığa yol açtığını görünce, ‘Hayır, devlet tarafından bu adımlar atılmadan da, temel hususlar yerine getirilmeden de, karşılıklı güven oluşursa ve geri çekilme konusunda yasal koşullar oluşursa, silahlı unsurlar hemen sınır dışına çıkabilir’ dedi."
Önder Apo'nun mektubunu Kandil'de tartışmak...
Apo’nun, yani önderliğin sınır dışına çekilme konusunda devreye girmesiyle birlikte, Kandil'le yoğun bir tartışma döneminin açıldığını şöyle özetledi Karayılan:
“Yetkili kurulları topladık. 39 kişiden oluşan ve yılda sadece bir kere toplanan PKK Meclisi’ni 5 Mart’ta olağanüstü topladık. 8 Mart’ta KCK Yürütme Konseyi ve kısa adı KJB olan Kadın Hareketi Yürütme Konseyi toplandı. Konuyu aramızda tartıştık. Önder’in bize yazdığı (ve BDP’nin bize getirdiği) mektubu tartıştık.”
'Oslo sürecinde örgütte adaptasyon sağlanamamıştı'
Karayılan şöyle devam etti:
“Bir noktayı belirtmek isterim. Direnişle, savaşla daha ileri bazı gelişmeleri yaratmamız mümkündü. Ortadoğu’nun mevcut konjonktürel durumu, Türkiye’nin içinde savaşı geliştirmemize müsaittir. Neden? Daha önce bölge devletleri arasında PKK’ye, bize karşı ittifak vardı. İran, Suriye, Türkiye ve zaman zaman Irak ittifakı... Şimdi bu devletler arasında çelişki var. Bu koşullardan yararlanmak ve devletlerden objektif - subjektif destek almak bugün mümkündür.
Direniş ve savaş konusunda ikinci bir boyut daha vardı. Oslo süreci boyunca örgütsel yapımızda bir savaş, bir barış derken gerekli adaptasyon sağlanamamıştı. Bundan kaynaklanan disiplinsizlik ve yetersizlikler söz konusuydu. Hatta bu nedenle 2011 ve 2012 kışında birtakım kayıplarımız da yaşandı. Ama 2012’de savaşın motivasyonu gelişti. Yetersizlikler giderildi. Başarılı harekâtlar yapıldı. Dolayısıyla 2013’te hem içeride, hem dışarıda yüksek bir savaşı geliştirme ağır basan ihtimaldi.
Bunun planlamasını da yapmıştık. Biz bu konuda eskiyi aşan düzeyde, Türk devlet sistemini Kürdistan’da felç etmeyi planladık ve gerçekleştirebileceğimize de inanıyorduk.”
Karayılan şunları ekledi:
“Bence Türk devleti ve hükümeti, bu izah ettiğim dış ve iç koşulların savaşa uygunluğunu gördüğü içindir ki, politika değişikliği yaptı.”
'Savaşla mı, barışla mı' tartışması ve silahlı mücadele olasılığı...
Karayılan, Kandil’de özellikle Mart ayındaki tartışma sürecinin sonunda gelinen noktayı şöyle anlattı:
“Savaşarak mı sonuca gideceğiz? Yoksa sonuç, yani barış demokratik çözüm yoluyla mı gelecek? Aramızda tartıştık ve ikincisinde karar kıldık.”
Bunu söyledikten sonra Karayılan, hemen bir sözcüğün altını kalınca çizdi:
“FAKAT...”
Şöyle devam etti:
“Silahlı mücadele olasılığını da gündemde tutmaya karar verdik. Önderliğimize (Apo’ya, İmralı’ya-HC) ilettiğimiz çekilme süreciyle ilgili kaygılarımız vardı. Zamanlama konusunda... Devletin atacağı adımlar konusunda... Bu arada Önder Apo’nun kendisinin de bu çekilme süreciyle ilgili olarak devreye girebilmesi konusunda...” (Kandil - İmralı diyaloğunun daha sık, çabuk ve verimli olmasının geri çekilme konusunu da kolaylaştıracağı kastediliyor - HC)”
'Türkiye'den koparak değil, birlikte sonuca gitme kararı aldık'
Bu konuda Karayılan sözlerini şöyle bağladı:
“Biz bu arada önderliğimizin koyduğu perspektifin daha değerli, daha stratejik olduğu noktasına geldik. Çünkü bir yön tayini, bir başka deyişle Türk - Kürt ittifakını öngördüğü için onun bu perspektifinin daha değerli olduğunda karar kıldık. Bu nedenle bazı taktik avantajları değil, stratejik ekseni öne aldık. Türkiye’den koparak değil, birlikte sonuca gitme kararı aldık. Türkiye’yle ittifak temelinde Kürt sorununu çözmek ve Kürtlerle Türkler arasında ortak yaşamı tesis etme kararıdır bu...”
Geri çekilme, ama ne zaman?
Karayılan’a şu soruyu yönelttim:
“Silahlı unsurların çekilmesi ne zaman başlar, en geç hangi tarihte tamamlanır?”
Karayılan, bir kez daha bu konunun ne kadar önemli ölduğunu vurguladıktan sonra özetle dedi ki:
”Bu konuyu ele alırken, geçmiş tecrübelerden ders almak zorundayız. Tam sekiz kez ateşkes ilan ettik. Ve 1999’daki geri çekilmeyi yaşadık... Bunlar çok acı tecrübelerdi. O yüzden geri çekilme konusunu olgunlaştırmak gerekiyor. Bunun en başında da yasal zemini oluşturmak lazım. Ta Karadeniz’den, Erzurum’dan, Dersim’den insanlar, silahlı unsurlar çekilecek. Kolay değil. Hükümetin ve Meclis’in kararı lazım. Böyle bir karar güvencedir, güçlerimizin selamet içinde can kaybına uğramadan çekilmeleri için bir güvence. “
'Yargı MİT'i de soruşturdu, demek ki yasal zemin çok önemli'
Karayılan şöyle devam etti:
“İkinci bir nokta var. Türkiye’nin 100 yıllık büyük bir sorunu çözülüyor. Bu çözümün yasadışı yöntemlerle gerçekleşmesi mümkün değil. Şu an bu çözüm projesi, Önder Apo’nun üzerinden yürütülüyor. Kim görüşüyor onunla? MİT Müsteşarı… Ama daha önceki görüşmeler dolayısıyla halef selef iki MİT Müşteşarı Emre Taner ile Hakan Fidan hakkında yargı harekete geçti, soruşturmalar yapıldı. Demek ki yasal zemini çok önemli. Bir başka deyişle, TBMM kararına ihtiyaç vardır. 1921 Koçgiri isyanında da TBMM karar aldı ve bir komisyon kurdu, isyan böylece sona erdirildi. Tabii bugün koşullar farklı, ama 30 yıldır süren bir isyan var; sona erdirilmesi konusunda sadece idare değil, parlamentonun yasal kararlarına da ihtiyaç var. Ciddiysek ve samimiysek bu adımların atılması lazılm. Başbakan Erdoğan (22 Mart'ta) 'Meclis'e gerek yok, hükümet olarak yaparız' dedi. Bu çerçeve eksik bir çerçeve. Oysa TBMM karar alabilir. Mevcut çatışmanın durdurulması ve sorunların barışçı diyalog yöntemleri ile çözülebilmesi ve PKK güçlerinin sınır dışına çekilmesi ve bir komisyon tarafından bu sürecin izlenmesi için karar alabilir.”
'Sınır dışına çekilme için birinci nokta yasal bir çerçeve'
Karayılan, geri çekilme konusunda son derece hayati gördüğü bu konuya bir kez daha şöyle değindi:
“Daha önce söylediğimiz şeyleri, yani koşulları biz bir yana bırakttık. Hiç olmazsa TBMM kararı alınsın… Sürece yönelik olarak önyargılı yaklaşımlar var hâlâ. Bizde de vardı önyargılar… Ama aramızda tartıştık ve yol aldık bu konuda. Sürecin köklü çözüm için ön yargılardan kurtulmak gerekiyor. Lütfen hükümet tarafı adım atsın. Bizim şu anda sınır dışına çekilme için istediğimiz yasal bir çerçevedir. Birinci nokta budur. ”
'Ne kadar hızlı davransak da, geri çekilme sonbahara sarkar'
Geri çekilme ile ilgili olarak Karayılan ikinci noktayı şöyle açtı:
“Bu sürecin mimarı Başkan Apo’dur. Çekilme sürecinin sağlıklı yürümesi için Başkan Apo’nun sürece bir biçimde doğrudan müdahil olması gerekir. Bu konuda açıklamasını yaptı, ama bu geniş bir çerçeveyi öngörüyor. Şimdi geri çekilme konusunda bütün güçlerin ikna edilmesi başlı başına bir sorundur. Bu açıdan mesala İmralı - Kandil hattının daha açık, daha çabuk çalışması büyük önem taşır. Bu arada çekilme sürecini takip edecek ve çıkabilecek sorunları çözecek 30 kişilik bir akil adamlar heyeti kurulabilir.”
“Çekilme ne zaman biter” sorusunu ise şöyle yanıtladı Karayılan:
“Ne kadar hızlı davransak da bize göre geri çekilme sonbahara kadar sarkar. Çekilme konusunda önce ikna gerekir. Örgütsel hazırlık gerekir. Sonra kademe kademe demin dediğim ikna süreci devreye sokulur.”
Murat Karayılan PKK’nın silahlı unsurlarının sınır dışına çekilmesini mümkün olabildiğince öne almaya çalıştıklarını belirttikten sonra şunları söyledi:
'BDP'nin 'silahlı boyut yüzde 99 bitmiştir' yaklaşımı yüzeysel'
“Önce iki yıldan söz etmiştik. Ama önderliğimizin açıklamasıyla bunu öne aldık. Ayrıca şunu da biliyoruz; ne kadar zamana yayarsak o kadar provokatif olaylar yaşanabilir. Şimdi hükümete düşen de yasal zemini hazırlamaktır. Hükümet bu çekilme olayını çok basite indirgiyor. Bu hiç kolay bir şey değildir. İnsanlar hayatını koymuş, dağa çıkmış. Şimdi onları geri çekilme konusunda ikna etmek önemli. Bu kolaycı yaklaşımlar Kürt tarafında da yok değil. Mesela BDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş geçen gün diyor ki; Kürt meselesinde silahlı boyut yüzde 99 bitmiştir. Yüzde 1 de parlamentonun kararına kalmıştır. Bu da yüzeysel bir yaklaşımdır BDP tarafından… Sürecin, geri çekilme sürecinin yeterince, bütün derinliğiyle kavranamadığını gösteriyor. Silahlı mücadelenin bütünüyle sonlanması, öyle sanıldığı gibi basit bir olay değildir.”
Karayılan yeni bir dönemin açıldığını belirttikten sonra şu noktaları özellikle vurguladı:
“Bu yeni dönemde sorunlar artık siyasal, demokratik yöntemlerle çözülecek. Ancak bu döneme gelebilmek için öncelikle yapılması gereken bazı hususlar vardır. Bu durum tarafların yüzeysel yaklaşımlarını değil, ciddi ve bütünlüklü yaklaşımlarını zorunlu kılıyor. Herkes bilmeli ki, 100 yıllık bir sorun çözülecek ve Türk - Kürt ilişkilerinde yeni tarihsel bir süreç başlayacak. Ve bu sadece Türkiye’de yaşayan Kürtler için değil, bütün bölge Kürtleri için, hatta bütün Orta Doğu açısından önemli bir gelişmedir. Bu tarihsel sorunu çözenler hiç kuşkusuz adını tarihe büyük harflerle yazdıracaktır. Bu durum Önder Apo için olduğu kadar Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan için de çok önemli tarihsel bir misyondur. Bu tarihsel olayda öncülük yapanlar elbette tarihe geçeceklerdir. Ben özellikle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Cumuhurbaşkanı ve hükümetini, konuya bir de bu açıdan bakmalarını istiyor ve kendilerinin tarihsel sorumluluklarına sahip çıkmaya ve atılması gereken cesur adımları bir an önce atmaya çağırıyorum.”
'Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Fehman Hüseyin'le görüş birliği içindeyiz'
Murat Karayılan sınır dışına çekilme konusundaki bazı tereddütlerini şöyle devam etti:
“Biz yönetim ekibi olarak örneğin Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Fehman Hüseyin gibi arkadaşların hepsi görüş birliği içindeyiz. Ve ben burada sizinle Karayılan olarak değil, hepsinin adına konuşuyorum. Biz bir ve biriz! Ve hepimiz Önder Apo’nun Nevruz çağrısındaki esasları kabul ediyoruz.”
'Özellikle orta komuta kademesinin tereddütleri var'
Karayılan konuşmasının burasında fakat sözcüğünün altını çizerek şöyle devam etti:
“Fakat sorun yönetim ekibinin içindeki birlikle bitmiyor. Özellikle orta komuta kademesi var. Bu kesimin yaşadığı çeşitli tereddütler söz konusu. Bu arkadaşları ikna etmemiz gerekir. Ben dün 250 kişi ile (savaşçı kesim ve orta kademeden oluşan) konuştum. İkna sürecinin bir parçası olarak konuştum. Bu toplantıda birçok arkadaş kaygılarını söyledi. Zor bir mesele… Diyor ki 'biz savaşmaya geldik. 10 yıldır savaşıyoruz. Sonuç alma noktasına geldik. Şimdi durun, diyorsunuz...' Bu mütereddit ve endişe ifade eden sesler örgütün otorite zaafı değildir. İşte bu noktada önder Apo’nun ikna sürecinde devreye girmesinin önemi vardır.”
2009 yılında Murat Karayılan ile Kandil’de yaptığım ilk görüşmede bana şöyle demişti:
“30 yıl önce biz dağa piknik yapmak için çıkmadık…”
Kendisine bunu hatırlattım. “Bir süreç, parmakların tetikten çekildiği ateşkesle birlikte sınır dışına çekilmek; bunu takip edecek bir süreç de silah bırakmak, yani dağdan inmek… Bu iki süreçte Ankara’nın neler yapması bekleniyor” sorusunu sorunca Karayılan şöyle dedi:
“Yeni bir anayasaya kesinlikle ihtiyaç vardır. Yeni dönemde Türkiye’nin tam demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünü de kapsayan, adeta yeni bir kuruluşu öngören yeni bir anayasal taslağa ihtiyaç vardır. Türkiye’nin demokratikleşmesi aynı zamanda gerçek barıştır, toplumsal uzlaşmadır.”
Kandil'in yeni anayasada önemsediği üç nokta ne?
Karayılan’a şunu sordum:
“Türkiye’de bazı çevreler diyorlar ki.; bu defa Kürtler Türkleri satacak ve kendi istediklerini alırken, Erdoğan’ı da başkan baba yapacaklar; yani Kürtler kendi haklarını elde ederken Türkiye’de otoriter bir rejime kapıyı açacaklar.”
Karayılan’ın yanıtı:
“Asla böyle bir durum söz konusu değildir… Tam tersidir. Kürt sorunu ile demokrasi sorunu etle tırnak gibi iç içedir. Kürt sorununun çözümü demek, Türkiye’nin demokratikleşmesi demektir. Türkiye’de yaşayan bütün etnik ve dinsel kimlikleri reddeden değil, kabul eden bir demokratik uzlaşmayı, geliştiren bir perspektifi olumlu buluyoruz biz. Ve yeni anayasada üç şey önemlidir bizim için. Yeni vatandaşlık tanımı… Kimliklerin tanımı…. Türkiye ulusunun tanımı…”
'KCK tutukluları çözüme hançer, Uludere raporu utanç belgesi'
Murat Karayılan silahların gömülmesini ya da silahlara veda edilmesini bir son aşama olarak görüyor ve bunun için “normalleşme” deyimini kullanıyor. Şu sözler Karayılan’ın:
“Silahlara veda konusu zamana da yayılabilir, kısa zamanda da bitirilebilir. Bu açıdan yol temizliği önem taşıyor. Örneğin KCK tutukluları çözüm sürecine sokulmuş bir hançerdir. Önce bu hançerin çekilmesi gerekir. Şimdi Başbakan Erdoğan diyor ki, silahları ayaklarınız altına alın ve gelin siyaset yapın. İyi güzel de siyaset yapanlar bugün hapisteler, yargılanıyorlar, ceza yiyorlar. Halbuki onların şiddetle hiçbir ilgileri yoktu. Bir yasayla bu sorunu çözmek gerekir. Yine yüzde 10 seçim barajı, Terörle Mücadele Yasası, Siyasi Partiler Yasası, bütün bu konularda bir yol temizliği yapılması gerekiyor öncelikle. Madem toplumsa uzlaşma, diyoruz, o zaman var olan kirleri niye temizlemiyoruz? Mesela faili meçhuller bir çözüme kavuşmalı. Geçmiş katliamlar ve mezar yerleri bilinmeyenler… Roboski olayı… Bu konuda TBMM’nin çıkardığı Uludere raporu tam bir utanç belgesidir. İşte bütün bu konularda bir yol temizliği yapılabilirse normalleşme süreci dediğim silahlara veda günü de çok yakınlaşır.”
Şunu da ekledi Karayılan:
“Sizinle en son 25 Haziran 2011’de yine Kandil’de görüşmüştük. Bugün yapılmakta olanlar eğer 2011’de yapılmış olsaydı bu iki yıl içinde 3 bin kişi ölmezdi.”
Türk meselesi ve Batı meselesi
Kürt sorunun çözümü konusunda Türk kamuoyunun, Türklerin, Türkiye’nin batısının ikna edilmesi konusunda da Murat Karayılan şunları söyledi:
“Türk meselesi, Batı meselesi, Türklerin ikna edilmesi, elbette önemli bir mesele. Ancak bu ülkede devletin, 1924’ten itibaren Kürtlere yönelik olarak geliştirilen ve bugün yanlışlığı artık anlaşılan politikası, Türk halkına doğru biçimde anlatılsa, Türk kamuoyundan hiçbir sorun çıkmaz ‘Türk meselesi' diye bir mesele de olmaz. Kürtlerin dili yasaklandı, kimliği inkâr edildi, horlandılar, ses çıkaranların ise kafası ezildi. Bu yaşananlar Türk halkına doğru dürüst anlatılsa, bunları önderler, siyasal liderler anlatsa hiçbir sorun kalmaz. Türk halkı da savaş istemiyor. Çözüm ve barıştan yana Türkler de. Bizler de bölünmeyi değil, Türklerle kalıcı birlikteliğin ve ortaklığın esasını oluşturmak istiyoruz. Mesela bütün Avrupa halkları kendi aralarında nasıl sınırları kaldırmış, birliktelik oluşturmuşsa biz bunu Orta Doğu’da neden yapamayalım ki…”
Apo'nun özgürlüğü
Karayılan’a soruyorum:
“Gerçek bir barışın ön koşulu da Apo’nun özgür olması mı?”
Murat Karayılan’ın yanıtı:
“Kesin olarak öyle. Kalıcı barış, Apo’nun özgürlüğünden geçiyor…”
Erdoğan'a güvenmek....
Murat Karayılan’a “Erdoğan’a güvenmek” konusunu da sordum, şöyle dedi:
“Bence siyaset güven ve güvensizlik üzerinden yapılmıyor. Son bir aydan beri 'Baldıran zehri olsa da içerim. Sonuna kadar kararlıyım, tüm provokasyonlara karşı dimdik yürüyorum' tavrı cesur tavırdır. Ancak Erdoğan’ın bir çözüm projesi gerçekten var mı? Varsa nasıl bir çözüm projesi? Daha bilmiyoruz bunları. Sadece şu var, önderliğimizle İmralı’da görüşen devlet heyetinin yaptığı görüşmeler, tartışmalar var. Ama eksik olan hükümet tarafından bir çözüm projesinin ortaya konmuş olmaması… Aşırı kendini esas alan kibirli bir tavır söz konusu. Oysa hükümetin bu sürece CHP’yi de dahil etmesidir doğru olan. Çatışmanın durması, ölümlerin olmaması, bu ülkeye hem huzur getirir, hem özgüven aşılar, hem de Türkiye her açıdan daha ileri gider. Herkes bundan kazançlı çıkar.”
Murat Karayılan’a Apo’nun Nevruz çağrısındaki şu sözlerini hatırlatıyorum:
“Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler.”
Karayılan’ın yanıtı:
“Doğrudur, Aynen katılıyorum.”
Son olarak diyorum ki Karayılan’a:
“Parmakların tetikten çekildiği, yani dağdan silah seslerinin gelmediği bir ortamda sorunu sabırla zamana yayarak ve düğümleri kolayından zoruna doğru sıraya koyarak barışa doğru yürümek mi?”
Karayılan:
“Doğru yöntem budur.”
Birand'ın anısına...
Karayılan ile cumartesi günü 5.5 saat süren bu mülakatımı Sevgili İblis Mehmet Ali Birand’ın anısına yaptım...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024