Hasan CEMAL
Yeni yıl hüzünle geldi. Boğaz'a bakan çam ağaçlarının arasına hatıraların salıncağını kurdum. Bütün dünyanın avucumuzun içinde olduğunu sandığımız o yılları düşündüm. Yanılmak diye bir sözcük yazılı değildi defterimizde... Hayatta yanılmaya hakkım olduğunu henüz bilmiyordum. Bu gerçeği zamanla öğrendim. Hayal kırıklıklarıyla öğrendim.
İçimden seslenmek geliyor: Eyy Tayyip Erdoğan! Hayal kurma. Hayatı, Türkiye’yi avucunun içine alamazsın. Tek adam olamazsın bu ülkede. Bir an önce frene bas. Öylesine kötü oynamaya başladın ki, böyle giderse, sayende ve aklı evvel danışmanlarının 'katkıları'yla asker yeniden siyasete girecek, bunun işaretleri belirginleşiyor, farkında değil misin?..
Bu yıl öyle oldu.
Yeni yıl hüzünle geldi.
Kim bilir belki yıllar çok çabuk geçmeye başladığı için öyle...
Gençken hızla akıp giden zamanı düşünmez insan...
Tek bir cümle, yeni yıl hüznümü derinleştirdi:
“... Bütün dünyanın avucumuzun içinde olduğunu sanırken...” (*)
Boğaz’a tepeden bakan çam ağaçlarının arasına hatıraların salıncağını kurdum.
O yıllar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçip gitmeye başladı.
Bütün dünyanın avucumuzun içinde olduğunu sandığımız o yılları düşündüm.
Öylesine yıllardı ki, hayallerimizin son bulabileceği bir nokta aklımızın ucundan bile geçmezdi.
Yanılmak diye bir sözcük yazılı değildi defterimizde...
Eluard’ın dizeleriyle avucumuzun içindeydi dünya:
Günleri ve mevsimleri
hayallerimize göre
yeniden yaratacağız
Gençtik.
Devrimciydik.
Hayat avucumuzun içindeydi.
Türkiye’yi de, dünyayı da değiştirecektik.
Bu konuda en ufak bir kuşkumuz yoktu.
Çünkü, gerçek bizim tekelimizdeydi.
Hayata dair doğruları yalnız biz biliyorduk.
Kendimizden o kadar emindik.
Yanılma hakkını zamanla öğrendim
Romandan bir cümle daha:
“Gençken, ölümsüzmüşüz gibi yaşarız.”(s. 216)
Öylesine yıllardı ki, hayatta yanılmaya hakkım olduğunu henüz bilmiyordum.
Bu gerçeği zamanla öğrendim.
Hayal kırıklıklarıyla öğrendim.
Yaşadığım hayal kırıklıklarından çok ders çıkardım.
Hayatı avucumuzun içine almanın ne kadar imkânsız olduğunu öğrendim.
Bunu öğrenmek bir an değil, bir ‘süreç’ti.
Sürecin adı da ‘demokrasi’ydi, bugün de devam etmekte olan...
Hayatın tüm farklılıklarını, tüm renklerini aynı çatı altında ama barış ve huzur içinde yaşatabilecek daha iyi bir düzen bulunamadığına göre, demokrasiyi benimsemekten başka çare yoktu.
Hukukun üstünlüğüne, insan hakları ve özgürlüklere, kadın-erkek eşitliğine sarılmaktan başka bir çare yoktu.
Dün de yoktu, bugün de yok.
Hayatı avucunun içine alamazsın.
Dünyayı avucunun içine alamazsın.
İdeoloji adına da, din adına da alamazsın.
Almaya kalkanların insanlığa yaşattıkları acıları, trajedileri gözünüzün önüne getirin.
Dünya savaşlarını, iç savaşları, soykırımları, ihtilalleri, darbeleri, yıllar boyu süren totaliter ve otoriter rejimleri düşünün.
“Benim milliyetçiliğim seninkinden çok daha güzeldir!” diyen kafa yapılarının damgasını vurduğu, demokrasi kültüründen nasibini almamış siyasal düzenleri aklınıza getirin.
Ne kadar kan ve gözyaşı akıttılar.
Yine de hiçbiri kalıcı olamadı.
Hepsi yıkıldı gitti.
Bugün dünyada varlığını sürdürenlerin de kaderi farklı olmayacak.
Hayatı ve dünyayı avuçlarının içine alacaklarını sananların sonu hep hüsranla bitecek.
Eyy Tayyip Erdoğan! Tek adam olamazsın bu ülkede
Yeni yılın ikinci günü bu satırları yazarken elbette Türkiye’yi de düşünüyorum.
Gidiş nereye sorusu aklımı kurcalıyor.
Siyasal belirsizlikgündeme olanca ağırlığını koymuş durumda.
Önümüzü göremiyoruz.
Güven ve istikrar sözcüklerinin anlamından çok şeyler kaybettiği çok sisli bir ortamdayız.
Neden böyle?
Sorunun tek bir yanıtı var:
Tayyip Erdoğan!
Sözü uzatmak, allayıp pullamak gereksiz.
Erdoğan tek adam olmak istiyor.
Her şey iki dudağının arasında olsun istiyor.
Öylesine hırslı.
Her geçen gün de bu siyasi hırsı büyüyor.
Siyaseti, Türkiye’yi avucunun içine alabileceğini sanıyor.
Yılın son günü Millete Hizmet Yolunda konuşmasını izliyorum televizyonda.
Söylediklerinde yeni bir şey yok.
Benim dikkatimi çeken kasılmış yüz ifadesi...
Yüz hatlarındaki gerginlik...
Bakışlarına sinmiş öfke...
Göz bebeklerinde yanan rahatsız edici ışık...
Yüz hatları öyle ki, kendisi gibi düşünmeyenlere sanki düşman gibi bakıyor.
İçimden kendisine seslenmek geliyor:
Eyy Tayyip Erdoğan!
Hayal kurma.
Hayatı avucunun içine alamazsın.
Türkiye’yi avucunun içine alamazsın.
Hayatı ve dünyayı avuçlarının içine alabileceğini sananlar her zaman aldandılar.
Ama bu her zaman çok pahalıya mal oldu. Çok acı çektirdiler.
Kendinden farklı düşünenleri düşman gibi görmekten vazgeç.
Doğruları tekeline alamazsın.
Ve tek adam olamazsın bu ülkede.
Tuttuğun yol, istikrarsızlığa ve karanlığa açılıyor.
Tekrar etmekte yarar var:
Türkiye, tek bir adamın avucunun içine düşmeyecek kadar gelişti, büyüdü ve farklılaştı.
Bir an önce frene bas.
Öylesine kötü oynamaya başladın ki, böyle giderse, sayende ve aklı evvel danışmanlarının 'katkıları'yla asker yeniden siyasete girecek, bunun işaretleri gitgide belirginleşiyor, farkında değil misin?..
____________________
* Pascal Mercier’in Lizbon’a Gece Treni isimli romanı, Kırmızı Kedi, s. 205.
Twitter: @HSNCML
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
"..BDPnin ısrarla gündeme getirdiği Rojawa aslında utanılmaktan başka bir duygu uyandırmayacak bir cani Esad ve PYD işbirliğinden başka bir şey değil. Sadece Kürtler değil hiçbir haysiyet sahibi millet bu zulmü hak etmiyor.." Dogru söze söylenecek bir $ey olmaz.. Dest xa$ birêz Yasin Aktay..
Ad Soyad Giriniz...
"..BDPnin ısrarla gündeme getirdiği Rojawa aslında utanılmaktan başka bir duygu uyandırmayacak bir cani Esad ve PYD işbirliğinden başka bir şey değil. Sadece Kürtler değil hiçbir haysiyet sahibi millet bu zulmü hak etmiyor.." Dogru söze söylenecek bir $ey olmaz.. Dest xa$ birêz Yasin Aktay..