Hilâl KAPLAN
Serin bir Mayıs sabahıydı. Mevsim bahardan yaza, vakit seherden fecre doğru ilerlemekteydi. Ehli Kitap duadaydı. Müminler namazlarını edâ etmiş, nöbeti diğerlerine devretmeye hazırlanıyordu.
Geminin dış dünyayla olan iletişimini kesmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Saatlerdir dünyaya "İsrail bize saldırabilir" diye seslenmek fayda etmemişti. Uluslararası sulardayken cesaret edemeyeceklerini düşünenler vardı ama öyle olmadı. Önce hücum botları karanlığı yırtarak göründü. Ardından helikopterlerden ateş edilmeye başlandı. Bu yüzden o sırada güvertede bulunan iki kişi şehadet makamına erişmişti bile. Gerçek kurşun kullanıldığı ancak o sırada fark edildi. Zaten Netanyahu da gemi hareket etmeden önce yaptığı basın toplantısında "Vururuz" diye tehdit etmemiş miydi? Ağır silahlı komandolar güverteye ayak bastı. Ve İsrail devleti, gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Sonuç 9 şehit ve onlarca yaralıydı. Beyaz gömlekler sallansa da ateş edilmeye devam edildi. Sağlık hizmeti sunanlara engel olundu, kiminin elleri bağlandı. Gemi ele geçirildikten sonra bile kötü muamele son bulmadı. Mavi Marmara'lılar susuz bırakıldı, tuvalet ihtiyaçlarını bile karşılamalarına izin verilmedi, içlerinden 'one minute' denilerek dayak yiyenler oldu.
Kan akıtmaya gelmişlerdi, istedikleri oldu. Kan akıtarak gözdağı vermeye gelmişlerdi, olmadı.
Türkiye hükümet yetkilileri, İsrail'in suçunu uluslararası alanda tescil ettirmeyi başardı. Gazze ablukasının gayri hukukî ve gayri insanî olduğunun önce Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca kabul edilmesine vesile oldu.
Çarşamba günüyse, ulusal hukuk çerçevesindeki hak arayışı başladı; bugün üçüncü celse devam ediyor. Türkiyeli avukatların yanı sıra Güney Afrika'dan Belçika'ya, Bahreyn'den Endonezya'ya kadar pek çok avukatın takip ettiği, onlarca farklı milletten müştekinin hakkını aradığı bir davadan söz ediyoruz.
Kimilerinin değersizleştirmeye çalıştığı bu dava sonucu kasten adam öldürme, hırsızlık ve yağma, adam yaralama suçlarından yargılanan ve haklarında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet istenen İsrail Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı ve İstihbarat Başkanı ceza almaları hâlinde Interpoll vasıtasıyla herhangi bir ülkede yakalanıp, cezalandırılabilecek. Ayrıca tazminat davalarının kazanılması durumunda, İsrail'in Türkiye'de bulunan mal varlıklarına tedbir konulup, icra edilmesi de mümkün.
Mavi Marmara davasının açılmaması için İsrail, Türkiye'ye ve mağdurlara yönelik yaptığı tekliflerin hiçbirinden sonuç alamadı. Ulusal basının bu davaya yönelik haberlerini sansürleme uğraşı devam etse de İsrail halkının Türkiye'den özür dilenmesi ve suçun kabul edilmesi yönündeki kanaati gün geçtikçe güçleniyor. Netanyahu, komutan ve askerlerine dava sebebiyle İsrail'den ayrılmamaları talimatı verdiği için 'firari sanık' konumuna düşen bir İsrailli asker, belki de ömür boyu ülkesinden çıkamayacağından ötürü İsrail devletine 200.000 dolarlık tazminat davası bile açmış.
Bu daha başlangıç. Türkiye, pek çok alanda olduğu gibi Mavi Marmara davası sebebiyle de zalime zalim demeye ve hesap sormaya devam ediyor. Mavi Marmara davası, sadece bu ülkenin veya ümmetin değil; insanlığın 'namus davası' ve ona sahip çıkmak hepimizin boynunun borcu...
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019