Hilâl KAPLAN
Cuma günkü yazımızda, Diyalog Grubu İç Anadolu Bölgesi ziyaretlerimizde bazı halk kesimlerinin taşıdığı korkuları ele almıştık. Bugün de sürece kategorik bir karşıtlık içerisinde olmayan hatta destekleyen kişilerin ilettiği kuşkulardan bir kaçına değineceğiz.
Ancak önce, geçen sene ile bugün arasındaki ruh halini bir karşılaştıralım. Geçen sene, şimdiye nisbetle oldukça emin olduğumuz acı bir gerçek vardı. Sorun çözüm yoluna girmediği için, her ay 10 ile 50 arasında değişen cenazenin geleceğine dair kuşkumuz yoktu. Ne yazık ki bundan çok emindik. Fakat 90 gündür, bu meseleyle alakalı tek bir cenaze gelmiş değil. Bu da eldeki bir eminlik kaynağı olarak önümüzde duruyor. Gelelim kuşkulara...
1. Süreç boyunca yapılan İslâmî vurgu dışlayıcı değil mi?
Müslüman olmayan veya kendisini Müslüman olarak tanımlasa da, dini hayatında daha az uygulayan vatandaşlarımızdan gelen bu soru önemlidir. Otuza yakın yıldır süren çatışmanın bir iç çatışmaya dönüşmemesinin, bilakis kaynaşmanın devam etmesinin sebebi İslâm kardeşliği duygusunun tahrip edilememiş olmasıdır. Bu yüzden sürecin başarısını önemseyen kişilerin, bu gerçeği referans alması doğaldır.
GENAR'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı bir araştırmaya göre, 'Sizin için dininiz, Kürt olmanız ve T.C. Vatandaşı olmanızdan hangisi en önemlidir?' sorusuna katılımcıların %82,4'ü 'Dinim' diyerek cevap vermiştir. Asimile edilmeye çalışılmış olmasına rağmen, etnik kimlik dinî kimliğin önüne geçememiştir. Bu da İslâm'ın neden çözüm yolunda en güçlü referans olduğunu göstermektedir. O yüzden İslâm vurgusunu dışlayıcı bir öğe olarak değil, başvurulmaması imkânsız olan bir kaynak olarak görmek gerekir.
Ancak bu, meselenin çözümünün sadece dindar Müslümanları kapsayan bir çerçevede ilerleyeceği anlamına gelmez. Bilakis, çözüm için silahların gölgesinden çıkarak devleti ve sistemi demokratikleştirmek tüm vatandaşların yararına olacak bir gelişmedir. Devlet bugüne kadar zulmederken Müslüman-gayri Müslim, Alevi-Sünni, Kürt-Türk ayrımı yapmadı. Sünni hakkını isteyince laik, Alevi hakkını isteyince Sünni, gayri Müslim hakkını isteyince Müslüman kimliğini ön plana çıkarak dışladı. Devleti yeniden yapılandırırken, aynı hataya düşülmeyeceği, şayet düşülürse meseleye kökten bir çözüm getirilemeyeceği aşikârdır.
2. Üniter yapı bozulacak mı?
Devletin, idarî yapısına bugüne kadar devleti yönetenler karar verdi. Süreç başarıya ulaşır ve gerçekten demokratik bir rejim sağlamlaştırılabilirse, tüm demokrasilerde olduğu gibi bu karar artık halka sorularak alınacaktır.
İdarî yapı meselesiyle, PKK meselesini iç içe görmek bir yanılgıdır. İdari yapı, hepimizin meselesidir. Yerel yönetimlerimizin ne kadar güçlü ve etkin çalışabildiği, hayat kalitemizi belirleyen bir unsurdur. Bir belediyenin çöp toplama araçlarının sayısından, kadroya alabileceği eleman sayısına kadar pek çok ayrıntıda merkeze bağlı olması, bir günde alınabilecek kararların ancak bir yılda alınabilmesi bizim de hayatımızı zorlaştırmaktadır. Ancak bu idarî yapının çerçevesini çizecek olan yine halktır. 'Yerel yönetimler reformu gerekli midir, idarî özerklik gerekli midir, eyalet sistemi şart mıdır?' gibi soruların muhatabı ve karar alıcısı halk olacaktır.
3.'Âkil İnsanlar' ne iş yapıyor? Para alıyorlar mı?
Kamuoyuna 'Âkil İnsanlar' adıyla yansıtılan kişilerin ortaklaştığı tek bir payda vardır. O da hiçbir sorunumuzun silahla çözülemeyeceğidir. Yine GENAR'ın araştırmasına göre halkın %89.6'sı 'Terör sorununun görüşmeler ve barış yoluyla' çözülmesi gerektiğini belirtmiştir. Öyleyse halkın ezici çoğunluğu da bu görüşe katılmaktadır.
Devletin bu diyalog sürecine ilişkin hiçbir etkisi yoktur. Bazı illerde, kendisi gibi düşünmeyenleri susturarak toplantıları sabote eden kişiler, toplantıların kapısının herkese açık olduğunu göstermektedir. Heyet çalışmalarını engellemeye çalışanlar, aslında bir nevi heyet çalışmalarının sivilliğinin de kanıtıdır. Grubun öncelikli amacı, halkın görüşlerini, endişe ve kaygılarını not ederek sürecin bunları da dikkate alarak ilerlemesini sağlamaktır.
Diyalog grubu, maaş/ ücret/ harçlık kabilinden beş kuruş almamaktadır. Eğer alıyorsak, gözümüze dizimize dursundur. Karşılığını almadan parmağını bile oynatmayanlar, bizi kendileriyle karıştırmazlarsa isabet olur.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019