Hilâl KAPLAN
Gezi Parkı'na ilişkin itirazın kitleselleşmesi, polisin sabaha karşı barışçıl eylemcilere aşırı güç kullanması sonucu olmuştu. Bu hatanın, İçişleri Bakanlığı ve Valiliklere unutulması zor bir ders verdiğinden eminim.
Ertesi gün, olayların şiddetlenmesi üzerine, hükümet biraz geç de olsa gerekli sağduyuyu gösterip polisi Taksim'den çekti. Fakat bazı göstericiler, geri çekilen polisin üzerine taş atarak yürüyüp şiddet gösterdiler. Ardından polisin özgürce eylem yapılması için göstericilere 'emanet ettiği' Taksim'i bırakıp Beşiktaş'a yönelenler oldu. Eylemin meşruiyet kaybı da bu yönelişle başladı. Şiddetin dozu katlanarak arttı. Başbakanlık Çalışma Ofisi'ni işgal çabası devam etti. İş yerleri, özel otomobiller, halk otobüsleri ve hatta ambulanslar bile tahrip edildi. Polis memurları yaralandı. Ak Parti Çiğli ve Karşıyaka İlçe Binaları yakıldı. Başörtülü kadınlar sözle taciz edildi (Buna yalan diyene sırf kendi başıma gelenleri anlatabilirim.) Şiddetin dozu arttıkça, polisin orantısız gücüne karşın ortalığı yakıp yıkanların da bir ahlâkî üstünlük iddiası kalmadı.
CHP'nin de meydana inmesinin ardından, artık çoğunluğun sloganı 'Taksim bizimdir!' değil, 'Hükümet istifa!'ydı. Başbakan Erdoğan, yaptığı ilk konuşmadan beri defalarca 'Muhatap kim, talep edilen ne?' diye sormuştu. Muhatap sayılan Taksim Platformu ve Mimarlar Odası, Kadir Topbaş'ın görüşme davetini geri çevirdi ama şiddet ortamı hız kazanınca, daha fazla haksız konuma düşmemek kaygısıyla olsa gerek Cumhurbaşkanı Gül'le görüşmeyi kabul ettiler.
Ortak talep ise muhataplıktan bile daha önemliydi. Zira sokak eylemlerini başarıya ulaştırabilecek en önemli nokta budur. Şayet ortak talebiniz yoksa, sesiniz günler içerisinde anlaşılamadan bir kakafoniye dönüşür ve kaybolur. Gezi Parkı'ndan hükümeti düşürmeye niyetlenen ve ortak talepleri de olmayan eylemciler, sadece Ak Parti hükümetini söylem ve eylemleri üzerine düşünmeye davet etmeye yaradı diyebiliriz. Başbakan Erdoğan'ın alkol kullananları inciten sözlerinden ötürü özür dilemesi, Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç'ın kendilerini hesaba çektiklerini belirtmesi ve Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın 'Mesaj alınmıştır' sözleri buna işaret ediyor.
Alkol düzenlemesi, Başbakanın üslubu, vb. gerekçelerle sokağa inenleri anlamakta güçlük çektiğinden tüm tepkileri 'komplo' zarfına atanlar olduğunun da farkındayım. Zira başta Ak Partililer olmak üzere sokağa inmeyi tercih etmeyen kitlenin büyük çoğunluğu, Cumhuriyet kurulduğundan beri insan yerine dahi konmadı ama hep sokaktan uzak durdu. Mevcut eylemlere katılanlarınsa önemli bir çoğunluğu ne faili meçhul görmüştür, ne yaşam tarzları kamusal alandan dışlanmıştır, ne temsilcileri meclisten had bildirilerek kovulmuştur, ne Cumhurbaşkanı tarafından Suudi Arabistan'a göç yolu gösterilmiştir, ne de en temel insan hakları gasp edilmiştir. Ancak yine de, Ak Parti'nin ezici gücü karşısında beceriksiz muhalefet partileri olması sebebiyle bazı insanlar seslerinin yeterince temsil edilemediğinin de verdiği çaresizlikle tencere tava sesinden ümit bekler hale geldiler. Biliyorum, pek çoğumuz da bu eylemlerde atılan sloganlar sayesinde 28 Şubat 'flash back'leri yaşamaktayız. Ancak kitlesel gücün verdiği özgüven ve tarihsel gelenekleri itibariyle Ak Partililer başta olmak üzere, herkese düşen milletin selameti için haysiyetini suhuletle taşımaya devam etmektir.
28 Şubat'ta 'Ne darbe Şeriat' derlerdi; bu sloganın darbeye hizmet ettiğini çok net görüldü. Şimdi de birileri çıkıp 'Ne darbe, ne Erdoğan' diyor. Bunun neye hizmet ettiğini görmek için yıllarca beklemeye gerek yok. Yalnız Şeriat'ı bilmem ama Erdoğan, biraz da bu eylemler sayesinde daha uzun yıllar 'gelecek' gibi görünüyor. Sindirmeye ve toplumsal taleplerle öfkeyi kanalize edecek ara bir yol bulmaya çalışılması lazım.
Gezi'den çıkan dersleri başta hükümet yetkilileri olmak üzere, eylemcilerin de onlara katılmayanların da iyi okumasına ihtiyacımız var. Aksi takdirde hepimiz kaybederiz.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019