Hilâl KAPLAN
Yaklaşık 20 yıl önce, Fethullah Gülen'le yapılmış bir röportajdan şu alıntıyla başlayalım:
Oral Çalışlar: Anılarınızda, 'İlk zamanlar Said Nursi'nin Kürt olduğunu öğrenince ondan uzak durdum' diyorsunuz. Siz de Ahlatlısınız ve bu yönüyle de Kürt kökenlisiniz. Zaten anılarınızda, dedenize 'Kürt' lakabı takıldığından söz ediyorsunuz.
Fethullah Gülen: İsterseniz, bu sorunuzun cevabına sonundan başlayalım. Öncelikle dedeme Kürt veya Kurt denilmesi tamamen o yöreye ait bir yakıştırmadır. Kesinlikle ırk tespiti adına söylenmiş bir söz değildir. Zaten Ahlat merkezi, özbeöz Türk'tür. Bununla beraber eğer Kürt olsaydım, bunu da çok rahatlıkla söylerdim. Zira herhangi bir ırka mensubiyetin tek başına zatî bir değer taşıdığı kanaatinde değilim. Ayrıca bu tür ayrım ifade eden kelimeleri milletim adına çok tehlikeli buluyorum. Said Nursî ile ilgili mülâhazama gelince, bu da tamamen subjektif bir meseledir. Her Erzurumlu gibi, bende de (bir dönem) milliyetçiliğin tesiri olmuş olabilir. (Cumhuriyet, 21 Ağustos 1995)
Gülen'in, 'Kürt' kelimesini kullanmayı dahi millet adına tehlikeli bulması veya 'Piri mugan, Hz. Üstad' gibi sıfatlarla andığı, yolundan gittiğini söylediği Bediüzzaman Said Nursî'ye (Said-i Kürdî mi demeli?) bile milliyetçiliğin etkisinde kalarak mesafeli yaklaştığını ve bunun 30'lu yaşlarına kadar devam ettiğini düşünürsek, kendisiyle yaşıt kuşağın Kürt meselesine önyargılı bakışıyla paralel bir öznelliği paylaştığı kanaatine varabiliriz. Elbette zaman içinde bu görüşlerinin değiştiği noktasında hüsnü zannı muhafaza ederek...
Ne var ki BBC'ye verdiği röportajda, özellikle Kürt meselesinin çözümüne ilişkin sarf ettiği bazı ifadeler, bu dönüşümün bir noktada tıkanmış olabileceğinin işareti olarak da okunabilir.
Örneğin:
'Oraya, o bölgeye sahip çıkılması lazım. Eğitim adına sahip çıkılması lazım, sağlık adına sahip çıkılması lazım, ilahiyat adına, camilerin imamları, müezzinleri adına sahip çıkılması lazım, emniyet teşkilatı adına sahip çıkılması lazım.'
Burada, uzun yıllar devletçi ve Kemalist çevrelerin savunduğu 'Halka hizmet götürürsek, cehaletlerini giderip aydınlatırsak, terör biter' anlayışının bir başka versiyonunu görüyoruz. Din faktörünün yanı sıra, bu formülasyonda Kemalistlerin orduyu koyduğu yeri 'emniyet teşkilatı'nın aldığı anlaşılıyor.
İlginç değil mi? Gülen, 'emniyet adına' diyerek halkın emniyetini ima edebilecekken, 'emniyet teşkilatı adına' diyor. Akla da ister istemez, diğer yayın organlarından farklı olarak cemaat gazetelerinin toz kondurmadığı, bilakis Büşra Ersanlı gibi isimlerin tutuklanmasını bile açıktan savunduğu, çözüm sürecinin önündeki en büyük engellerden olan ve binlerce kişinin tutuklu yargılandığı KCK operasyonları geliyor.
Mülakatın ilerleyen bölümlerinde Gülen, çözüm sürecine karşı oldukları intibaının tamamen yanlış olduğunu belirttikten sonra aba altındaki sopayı çıkarıyor:
'Örgütle müzakere yapılabilir, bir beis görmüyoruz onda. Fakat devletin, itibarı onuru korunarak yapılmalı. Öyle yaparsanız yarın tarih ona, 'paralel yapı budur' der. Yani onlarla görüşürseniz 'paralel yapı budur' der.'
Bu satırları, KCK'yı 'paralel yapı' olarak nitelendirdiği malum olan cemaatin gün geldiğinde, aynen 7 Şubat'ta Hakan Fidan'a yapıldığı gibi, çözüm sürecini ve onun başat aktörlerini kriminalize edeceğinin ilanı olarak okudum. Bugünlerde 'Erdoğan'sız da barış olur' diyenler de aslında bunun hesabı içerisindedirler. Barış sürecinin ana aktörlerinden herhangi biri tasfiye edildiği takdirde, süreç de çöker. Birinci sebep, kim olursa olsun, yerine gelecek kimsenin toplumsal karşılığı aynı olmamasıdır. İkinci olaraksa, tasfiye sonrası o koltuğa oturan, kendisini o koltuğa oturtanların kuklası olmak zorunda hissedecek ve göstermesi gereken siyasî iradeden yoksun kalacaktır.
***
Gülen cemaatinin çözüm süreciyle alakalı ana sorununun bölgede güçlü olan BDP varlığının kendi iktidarlarına bir engel teşkil etmesi olduğunu düşünüyorum. Devlet aygıtını kontrol etmek adına iktidar partisini boyunduruk altına almaya kalkışan bir yapının, BDP'nin varlığına tahammül göstermesi de mümkün değil zaten. Bu bağlamda belki de çözüm sürecinin direksiyonundaki gücün yine cemaat olmasına izin verilseydi, muhtemelen 7 Şubat'tan beri bunca kızılca kıyamet kopartılmayacaktı.
İlk 'çözüm süreci' eksenli toplantının, Ağustos 2009'da, Ankara'daki Polis Akademisi'nde yapıldığı unutulmasın...
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019