Hilâl KAPLAN
Türkiye'de her yıl bin civarında kadın kocaları, eski kocaları, babaları, erkek kardeşleri/akrabaları, nişanlıları veya sevgilileri tarafından öldürülüyor ya da intihara sürükleniyor. Maktüllerin çoğunluğunu zorla evlendirilmeye veya dayak yemeye direnen ya da boşanmak isteyen veya boşanmış kadınlar oluşturuyor. Evlilik dışı ilişki yaşadığı veya sevdiği kişiye kaçtığı için öldürülen kadınlar da var. Sebep ne olursa olsun, sonuç değişmiyor ve bu zulmün adı "namus cinayeti" olarak konuyor.
Namus, kadim Yunancada "yasa" anlamına gelen "nomos" kelimesiyle irtibatı olduğu düşünülen kıymetli bir kelime. Ancak günümüzde namusa, "ırz" kelimesine indirgenerek önce kadına ve kadın üzerinden erkeğe ait olan bir kavram muamelesi yapılıyor. Böyle olunca da İslâm'ın öngördüğü anlamından oldukça uzaklaştırılmış bir biçimde anlaşılıyor.
İslâm dini, ırzı kulun kendisinin koruması gereken bir nitelik olarak anlatıyor. Örneğin Nur suresinde önce erkeklere sonra da kadınlara seslenerek şöyle hitap ediliyor:
Mü'min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. (...) Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (...) Ey mü'minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz! (Nûr, 30-1)
Ayetlerden anlaşılacağı gibi, namusuna veya ırzına sahip çıkmak kadın veya erkek tüm müminlerin görevidir. Kadının namusu, erkeğin namusundan daha az veya daha fazla önemli değildir. Kadının namusu üzerinden erkeğin, erkeğin namusu üzerinden kadının namusu 'kirlenmez'. Kadın veya erkek tüm kullar yapıp ettiklerinden sadece kendileri sorumludurlar.
İslâm'a göre bir kulun namusu, diğerininki üzerinden tanımlanmaz veya etkilenmez. Ancak günümüz toplumunda bazı erkekler bu kelimeyi zulümlerine paravan yaparak namuslarını kanla 'temizliyorlar'. Kadın-erkek pek çok kişinin paylaştığı bu gayri-İslâmî anlayış bana cahiliye dönemi uygulamalarını hatırlatıyor. Malumunuz cahiliye döneminde kız çocuk, pek çok baba için yüzlerinin kapkara kesilmesine ve öfkesinden yutkunmasına sebep olan kötü bir haberdi (Zuhruf-17). Babalar, kız çocuklarını belli bir yaşa geldiklerinde geçimlerini sağlayamamak ya da iffetlerini "kirletmeleri" korkusuyla diri diri gömerlerdi.
Erkeği, kadının her türlü hareketinden sorumlu kılan bu cahiliye zihniyetinin sebep olduğu pek çok toplumsal kötülük var:
1. Erkeklerin zina gibi ağır günâhlara bulaşmasını da tahfif ediyor. Kadını, erkeğin "elinin kiri" olarak konumlandıran algı, bu kirli zihniyetten neşet ediyor.
2. Boşanma gibi arzu edilmese de İslâm'ın "son çare" olarak ruhsat verdiği bir seçeneğe din dışıymış gibi muamele edilmesine sebep oluyor. Pek çok adın, kendi ailesi tarafından bile kendine zulmeden kocasına mahkûm ediliyor. "Gelinliğinle girdin, kefeninle çıkarsın" anlayışı öylesine yaygın ki pek çok kadın bu sebeple hakikaten kefeniyle o evden çıkmak zorunda bırakılıyor.
3. Erkeğin, kadının üzerindeki otoritesini kötüye kullanmasını haklılaştırıp, tüm keyfî uygulamalara kapı aralıyor. Dolayısıyla toplumun da kocası tarafından zulüm gören kadına sağlayabileceği tüm sosyal destek mekanizmalarını kapatıyor. Erkeğin zulmünün sürmesine "Kocadır/ babadır; döver de sever de" algısı sayesinde gerekçe sağlıyor. Böylelikle, komşusu açken tok yatan olmamakla öğütlenmiş bir toplumun üyeleri, komşusu zulüm görürken kulağının üzerine yatmayı vazifesi sayabiliyor.
4. Cinayet gibi en büyük günâhlardan birisi sanki İslâmî bir zemine sahipmiş gibi yansıtıldığından hem dine hakaret edilmiş oluyor hem de "bütün insanlığı öldürmüş" sayılan bir katilin işlediği günahın hafifleştirilmesine vesile oluyor.
Ben bu yazıyı yazarken haber sitelerine yeni bir "namus cinayeti" haberi düşmüştü bile. "Öz kızını boğrarak öldürdü" başlıklı haberde şöyle deniyor:
"Alınan bilgilere göre, aslen Gaziantep'in Nizip ilçesinden olduğu öğrenilen V.Y. (43), sabah saatlerinde kızı Y.Y. (16) ile namus meselesi yüzünden tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkeli baba kızını boğarak öldürdü."
"Namus" gibi kıymetli bir kelimeyi kullanarak gencecik kadınların hayatlarının beş satırlık bir haberdeki baş harflere indirgenmesinde devletin üstlenmesi gereken sorumluluk kadar önemli olan, bu katillerin toplum nezdinde de lanetlenmesidir. Bu minvalde "namus"u İslâm'ın öngördüğü asıl anlamına rücu ettirmenin elzem olduğunu düşünüyorum. Çünkü namus da insan hayatı gibi cahillerin eline oyuncak edilmeyecek kadar kıymetlidir.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019