Hilâl KAPLAN
Geçtiğimiz hafta, Demokratik Gelişim Enstitüsü'nün (DGE) düzenlediği "Çatışma Ortamlarında Medyanın Rolü" başlıklı bir günlük bir çalışma toplantısı yapıldı. Medyanın farklı kesimlerinden pek çok isme ek olarak CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve AK Parti milletvekili Mehmet Tekelioğlu'nun da katıldığı bu toplantıda çatışma süreçlerinde medyanın nasıl bir rol ve görevi olması gerektiği hakkında istişare edildi.
Ancak bu toplantı hakkında, nezaketten oldukça yoksun, saldırgan bir üslupla bir gazetede haberler yayınlandı. Toplantı ile onu düzenleyen DGE'yi PKK ile ilişkilendirmeye çalışan oldukça zoraki bu 'gazetecilik/istihbarat çalışması'na elimden geldiğince ve elbette lisanı münasiple cevap vermek istiyorum. Cevap verirken muhatabımın Kürt meselesine ilişkin kendileri hariç kimsenin sesinin çıkmasını istemeyen 'güvenlikçi/ emniyetçi algı'nın değil, bu haberlerden dolayı suizana düşmüş olabilecek okurlarım olduğunu da belirtmem gerekiyor. Zira kendisi dışındaki herkesi kriminalize ederek alanın tek hakimi olmaya çalışanlar, aynı zamanda ikna edilmeye de açık olmadıklarını ilan etmiş oluyorlar.
DGE'nin direktörü olan Kerim Yıldız, yıllardır insan hakları alanında çalışan bir isim. Bundan önce başında olduğu sivil toplum kuruluşu, Kürt İnsan Hakları Projesi (KİHP) bağlamında Türkiye'deki insan hakları ihlalleriyle ilgili pek çok davada mağdurlara yardım amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki davalara aracılık etmiş.
Bu davalar arasında Ermenistan'ın Karabağ'da yaptığı hak ihlalleri sonucu açılan davalar da var,
Başörtüsü yasağı mağduriyeti sebebiyle açılmış olan davalar da var,
Özellikle 1990'larda devletin Kürt vatandaşlarına yönelik işlediği hukuksuzluklara karşı açılmış davalar da var.
PKK bağlantısı iddia edildiğinden söylemek durumundayım ki bu davalar içinde, o dönem PKK'yla çatışmakta olan Hizbullah'ın kaybedilmiş üyeleri de bulunuyor...
Örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak görüldüğü üzere, salt adından yola çıkarak KİHP'yi illegal bir kuruluşmuş gibi yansıtmak, verilen tüm emeklerin üstünü örtüyor. Daha da vahimi "Kürt" kelimesini yasadışı çağrışımlardan azade düşünemeyen bir zihniyetin hâlen 28 Şubatvarî fişlemelere gidebildiğini de ortaya koyuyor. Kişisel bir gözlemimse, Avrupa'daki Kürt diasporasına mensup pek çok kişi "Kürt açılımı bitti, devlet eski devlet" fikrini savunmaktayken Kerim Yıldız'ın beraber bulunduğumuz her ortamda Kürt açılımının devam eden bir süreç olduğuna ve AK Parti'nin bu hususta inisiyatif almaya devam ettiğine muhataplarını ikna çabasıdır. Böyle düşünmeseydi bile mezkûr andıçın mazur gösterilecek bir tarafı olmayacaktı elbette.
Ortaya atılan bir diğer 'kanıt' da DGE'nün danışma kurulunda bulunan Mark Muller Stuart'ın Abdullah Öcalan'ın avukatlarından birisi olması oluşturuyor. Şu anda Meclis'te bulunan iki BDP'li vekilin de Öcalan'ın avukatları arasında olduğunun farkındayız, değil mi? Ne yapmak gerekir? Onları da kriminalize edip, Meclis'ten attırmak mı, yoksa toplumdan oy alarak gelmiş bu isimlerin toplumda bir karşılığı olduğunu kabul edip 'tahammül etmek' mi? Diyalog karşıtı olmak kişisel ve meşru bir siyasî tercihtir, saygı duymak gerekir. Ancak aynısı ters istikâmette düşünenler için de geçerlidir. Meselenin çözümü bağlamında diyaloğun gerekli olduğuna inanan insanları her fırsatta yasa dışı kılmaya çalışıp, "ya sev ya terk et" söylemiyle tehdit etmek sadece siyaseten değil, ahlâken de yanlıştır.
Gelelim DGE'nin toplantısında neler konuşulduğuna... Uzun yıllardır Türkiye'de "barış gazeteciliği"nin yokluğundan yakınılır. Yanlışını doğrusundan ayırt etmeden, tamamıyla devlete ya da tamamıyla PKK'ya angaje bir gazetecilik faaliyeti yürütüldüğünden toplumsal yaralara merhem olabilecek bir medya düzeninin eksik olduğu söylenegelir. İşte DGE'nin toplantısında da Türkiye'de medya denince akla gelen pek çok kişiyle beraber bu mesele masaya yatırıldı. AK Parti ve CHP'li vekillerin yanı sıra Mustafa Karaalioğlu, Yavuz Baydar, Mahmut Övür, Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu, Bejan Matur, Cengiz Çandar gibi isimlere ek olarak konunun uzmanı üç akademisyen de vardı. Nefret söylemi üzerine çalışmalarıyla bilinen Galatasaray Üniversitesi'nden Yasemin İnceoğlu, Ünlü İngiliz gazetesi The Independen'tan Don McIntyre ve King's College Üniversitesi Öğretim Üyesi Peter Busch kendi deneyim ve birikimlerini paylaştılar. Ardından katılımcılarla beraber medyadaki mevcut durum masaya yatırıldı, herkes kendi zaviyesinden görüşlerini paylaştı. İnsanların bağlam dışına çıkartılıp alıntılanma kaygısı taşımadan, sözlerini tartmadan rahatça ifade edebilmeleri için de toplantı kapalı devre yapıldı. Toplantı daha başlamadan çıkartılan bu dezenformasyon da aslında "kapalı devre" tercihinin gayet haklı bir gerekçesi olduğunu kanıtlamış oldu. Kaldı ki akşamki bölüme medya da davetliydi ve dileyen gelip orada sorularını bizzat katılımcılara da sorabilirdi.
Anlayacağınız ne vatanı böldük, ne de kurtardık. Ama medya mensupları olarak kendi aramızda görüşlerimizi paylaştık. Türkiye bu "Ahlâksızları tanıyalım" gazeteciliğinden çok çekti. Bir benzerinin, üstelik Müslüman temsili olan bir gazete aracılığıyla devam ettirilmesi ayrıca üzücü...
DPİ'nin faliyetleri ve İstanbul'daki son toplantısıyla ilgili olarak http://www.democraticprogress.org/news.php adresinden bilgi alabilirsiniz.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019