Hilâl KAPLAN
Başlığı görünce, İmralı'ya gidecek heyet hakkındaki anlaşmazlık üzerine yazacağını sanmış olabilirsiniz. Ancak bu kriz gibi görünen önemsiz teferruatın hafta içinde çözüleceğini umduğumdan ve sürecin bu tip efelenmelerden daha üstün tutulması noktasında tarafların hemfikir olacağına güvendiğimden daha büyük bir meseleye değinmek istiyorum.
Bahsettiğim uzlaşma, Türkiye'nin kaderini etkileyecek büyük bir uzlaşma. Yeni anayasa üzerinde uzlaşma. Haziran 2011 seçimlerinden sonra Ak Parti'nin BDP ile uzlaşması, imkânsıza yakın bir ihtimal olarak görülüyordu. Çünkü Silvan saldırısı ve aynı günkü DTK toplantısındaki demokratik özerklik ilanı, BDP ile beraber anılacak her partinin ülkenin bölünmesine hizmet edeceği algısını üstlenmesini gerektiriyordu. Doğal olarak, BDP siyaseten uzak durulması gereken bir adresti.
Bugüne gelindiğinde, BDP 'barışın ortağı' olmaya aday bir parti profili çizmeye çalışıyor. Bir yandan tabanlarını buna hazır hale getirmeye çalışırlarken, diğer yandan bu siyasî rolü üstleneceklerine dair Türkiye kamuoyunu hazırlıyorlar. Geçtiğimiz günlerde, Siirt'teki BDP İl Kongresi'nde, Siirt Milletvekili ve BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak'ın, yere düşerken partililer tarafından tutulan Türkiye bayrağı tekrar asılana kadar konuşmasına ara vermesi ve ''Bayrak asılsın devam edeyim'' demesi bunun en yakın örneklerinden birisi.
Ak Parti hükümeti, yeni bir anayasa yapmak hususundaki samimiyetini kanıtladı. Meclis'in yarısına hakim konumdayken, tüm partilerin eşit ve ortak statüde temsil edileceği Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun kurulmasını sağladı. Bu komisyona, yeni anayasa ile ilgili halktan yorum ve öneri almaları için yaklaşık bir yıl ve yeni anayasa yazımına başlanması için de yaklaşık bir yıl süre tanındı. Ancak partilerin varoluşları gereği uzlaşamadığı maddeler yüzünden, bu imkân heba edilmiş oldu.
Başbakan Erdoğan, Mart ayına kadar Uzlaşma Komisyonu'na süre tanınacağını ama sonrasında, anayasayı referanduma götürmek için çaba harcayacaklarını ilan etti. Ki yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı takvimi yaklaşmadan, yeni anayasa yapılmazsa, Türkiye'yi çok daha zor günler bekleyeceğinden bu bir zorunluluktu.
Hükümetin, yeni anayasayı halkın onayına sunmak için beş oya daha ihtiyacı var. Bu oyları da ya bir partiyi ya da belli milletvekillerini ikna ederek bulması mümkün. Haziran 2011 seçimleri sonrası genelde CHP-Ak Parti ittifakı öngörülürken de söylediğim gibi en muhtemel seçenek, BDP'nin ikna edilmesi olarak görünüyor. Çünkü yeni anayasa tahayyülleri bağlamında Ak Parti ve BDP birbirine en yakın partiler. MHP ve CHP'ninse 'yeni' bir anayasa isteği dahi yok aslında; mevcut darbe anayasasında esasa dokunmayan birkaç madde değişsin; 'yeni anayasa' imajı verilsin, onlar için yeter. Daha hâlâ, ilk üç maddede olduğu gibi, Atatürkçülüğün anayasada yer almasını savunan iki partiden söz ettiğimizi unutmamak gerekir.
BDP ise gerek kişisel hak ve özgürlükler noktasında, gerekse devletin yapısı noktasında Ak Parti'ye daha yakın duruyor. Ak Parti hükümetinin önümüzdeki zaman diliminde Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekinceleri kaldırması bekleniyor. Yine Başbakan Erdoğan, Başkanlık sisteminde valileri halkın seçmesi gerektiğini söylemişti. Ki bu açıklamadan bir yıl önce Ahmet Türk de valileri halkın seçmesinin başkanlık sistemi için gerekli olduğunu dile getirmişti. Anlaşılamayacak gibi duran tek nokta 'demokratik özerklik' projesi ki Öcalan da bunun sadece tartışılmasını istediğini, üzerinde ısrarla durmadığını kendisini ziyarete gelen Akat ve Türk'e iletmiş.
En çetrefil ama hayatî mesele anadilde eğitim hakkı olarak ortaya çıksa da Ak Parti'nin ilgili maddeyi, bu hakkın önünde bir engel teşkil etmeyecek ve zaman içerisinde tesis edilebilecek şekilde önerdiğini unutmamak gerekir.
Başbakan'ın, 'BDP'yle 330'u yakalamak için müşterek adım atabiliriz' sözleri ve
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın anayasa önerileri konusunda, 'Birebir örtüşmüyoruz ama en yakın olduğumuz parti AKP'dir' beyanatı da bu ittifakın gerçekleşebileceğini gösteriyor.
Bu işbirliği sağlanabilirse, BDP sadece barışın değil, demokratikleşme sürecinin de ortağı olmuş olacak.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019