Hilâl KAPLAN
Agos’un, “Bu dava ‘paralel’e sığmaz!” şeklinde iki kez manşet atmasını eleştirdiğim yazıma, gazetenin genel yayın yönetmeni Rober Koptaş’tan cevap geldi. Koptaş’ın paralel yapıyı savunmadıklarını canhıraş anlattığı yazısını ertesi günkü Taraf’ın ilk sayfadan görmesi ne kadar ‘haklı’ olduğunu kanıtlar nitelikteydi... Ardından Koptaş, Agos’un tavrını eleştirmemizi Hrant Dink cinayetinin gerçekten aydınlatılmasını istemediğimize bağlayan başka bir yazı yazdı. Ona da geçen yazımızda değinip, bazı net sorular sormuştuk. Koptaş, hiçbir soruya cevap verme gereği duymadan, bu kez adımı da vererek, gayet aşağılayıcı bir cevap yazmış. Aynı ucuz dile teslim olmadan cevap verelim.
Koptaş şöyle diyor:
“Anladığımız, bizlerin aksine Hilal Kaplan’ın bu davanın Paralel’e sığacağını düşündüğü... Kaplan, Veli Küçük’lerin, Kerinçsiz’lerin, Tekin’lerin, Öz’lerin, Güler’lerin, Cerrah’ların, Dink’i Valilik’te tehdit eden MİT’çilerin, ona Agos’un önünde “Artık hedefimizsin!” diye bağıran ülkücülerin ya tümden masum ya da tümden Paralel’ci olduğuna inanıyor demektir.”
Davayla ilgili adı bir şekilde geçen herkesi aynı paragrafa doluşturmak, faili meçhulleştirmekten başka neye yarar? Mesela Celalettin Cerrah’ın ‘milliyetçi duygularla işlenmiş bir cinayet’ sözünden nefret etmek hakkımız ama bu Cerrah’ın, Dink’in öldürüleceğine dair 17 kez istihbarat gelmesine rağmen önlem almayan Akyürek’le eşit derecede sorumlu olduğu anlamına mı gelir? Ya da Genelkurmay Başkanlığı’nın ricasıyla (!) Dink’e had bildirmeye kalkan MİT’çilere hayır diyemeyen Güler ile Ali Fuat Yılmazer, eşit derecede mi suçludur ki aynı torbaya hepsi doluşturulmuştur? Üstelik Valilikteki ‘uyarı’ toplantısı 2004’te gerçekleşmesine rağmen, Koptaş Mayıs 2010’da MİT’in başına gelen Hakan Fidan’ı da yazının bir yerine iliştirmeyi becermiş. Emre Uslu bile bu kadarını başaramamıştı, tebrik ediyorum.
Davanın aydınlanmasını isteyen, sorumluluk noktasında ismi geçenleri tek tek ele alır. Aralarındaki farkları flulaştırıp yok ederek ‘esas faili’, yani tetiği çekenle teması olanları örtmeye çabalamaz. Samast çocuk mahkemesine gönderildiğinde “Sen git, abilerin gelsin” deme sebebimiz de buydu. Ancak söz konusu abiler badem bıyıklı çıkınca ve Gezi’de deviremediğiniz Erdoğan’a kelepçe takmaya yeltenince, Agos eskisi kadar yüksek sesle onları anmamaya başladı. Evet, Yılmazer ve Akyürek’e ilişkin iddialar daha önce Agos’ta yer aldı. Sorduğum, tam da bu isimlerin soruşturulduğu ve tutuklandığı bu bir yıl içinde, söz konusu sorgulamanın geri plana itilip, ‘paralel’e sığmaz’ söylemi hakim kılınarak âdeta bir koruma kalkanı çekilmesi zaten.
Abileri görmek için, filmi başa sarıp, Erhan Tuncel’in, sonradan bombayı temin eden kişi olduğu ortaya çıkmasına rağmen, McDonalds bombalamasından sadece bir ay sonra, o davada korunup, Ramazan Akyürek’in imzasıyla polis muhbiri yapılmasından başlamak gerekebilir.
Yazıdan devam edelim: “Eğer bugün yaşananın tersi olsaydı ve Dink cinayeti ‘sadece’ Ergenekon örgütünün bir işi olarak sunulmaya çalışılsaydı, yapacağımız iş herhalde yine “Bu dava Ergenekon’a sığmaz” manşetini atmak olurdu.”
Pek sanmam. Öyle olsaydı, Agos’un önünde yıllarca hep beraber “Hrant’ın katili Ergenekon devleti” diye bağırmazdık. O zaman cinayetin sadece Ergenekon’un bir işi olduğundan gayet emindik üstelik. Ancak aradan geçen sekiz yılda, Ergenekon davasının geldiği nokta, kanıtların niteliği, davanın paralel yapı tarafından siyasî miadını doldurmuş olması –en son ‘bir numara’ Haberal’la Fatih Üniversitesi’nde Cuma namazı kılmaya vardı iş-, Kafes Eylem Planı gibi cinayetin Ergenekon’la ilişkisine dair sunulan tek net kanıtın üretilmiş çıkması cinayeti sadece Ergenekon’a bağlamakla hata ettiğimizi gösterir niteliktedir.
Ayrıca Koptaş, Dink cinayeti davasının Ergenekon’a bağlanmamasının altında da hükümeti bulmuş. Peki, kariyerlerini Ergenekon’u çökertmeye adadıklarını iddia eden polis şefleri ve savcılar neden bu konuda isteksizdi dersiniz? Ergenekon’a bağlandığı takdirde, Genelkurmay Başkanı’nı hapse tıktıran mahkemelerin, eski polis şeflerini ifadeye bile çağırmamalarını açıklamaları zor olur diye mi acaba? Yeri gelmişken, şüpheli kamu görevlileri dosyasını, dört yıl hiç dokunmadan elinde tutanın da 25 Aralık savcısı Muammer Akkaş olduğunu hatırlatalım. Çünkü Koptaş değinmeye bile gerek görmemiş nedense...
Kaldı ki başat sorumlu Ergenekon ise neden birçok delil, tam da Ergenekon davasını yürüten yapı tarafından (Akbank’ın cinayet günkü kamera kayıtları, Yasin Hayal’in telefon trafiği, Trabzon Emniyet’te imha edilen belgeler, vs.) karartılmıştır?
Yazıda Cumhurbaşkanı Gül’ün talimatıyla hazırlatılan DDK raporundan bahsetmememin nedenini de anında çözmüş Koptaş: “Çünkü malum, bugünlerde Abdullah Gül’ün hazırlattığı bir rapordan bahsetmek, devletin bugünkü zirvesini kızdıracağından, pek de revaçta değil!” Oysa ki yazımda “Adalet Talebimiz Var” inisiyatifi çerçevesinde Sayın Gül’ü Cumhurbaşkanı’yken ziyaret eden heyette olduğumu zaten ifade etmişim. Demek ki anlık bir unutkanlığıma denk gelmiş, devletin zirvesinden bana yönelecek kızgınlık oklarını umursamamışım. Hrant’tan yadigâr gazeteyi böylesi ergen bir üslup sahibinin yönetmesi hakikaten üzücü.
Sabri Uzun’un, Hanefi Avcı’nın, ya da hiç değilse “Hrant için, Adalet için” diyerek hapse giren Nedim Şener’in kitaplarını okuyup hâlâ paralel yapı kavramını tırnak içinde kullanan bir yayın politikasının ve yürütücüsünün kusuru Koptaş’ın iddia ettiği gibi titizlenmek ve çok şüphe etmek değildir. Aksine yeterince şüphelenmemektir. Daha net ifadeyle, Tayyip’e düşmanlığını, Hrant’ın arkadaşlığının önüne geçirmektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019