Hilâl KAPLAN
Nerdeyse, "Tanka topa karşı durmak daha kolaydı" diyeceğimiz günlerden geçiyoruz. Zira ekonomik müdahale ile mücadele, silahlı müdahale ile mücadeleye pek benzemiyor. Saflar karışık, kafalar ondan karışık, yorumlar iç içe, kim nerede ne yapıyor, hangi amaca hizmet ediyor, anlaması güç...
Net seçebildiğimiz gerçeklerden birisi, döviz kuru artışının Gezi sürecinden bu yana ülkemize yöneltilmiş bir silah gibi kullanıldığı. Gezi kalkışmasının başladığı gün 1.84 olan dolar kurunun, sadece 3 yıl sonra, bugün geldiği noktaya bakınca, bunu daha da berrak biçimde görmek mümkün.
Küresel sermayenin efendileri karşısında diz çökmeyen milletleri, ekonomileri üzerinden terbiye etmeye kalkıştıkları hepimizin malumu... "Faiz lobisi" de bu yapıyla bağlantılı, Türkiye'nin demokrasisini eleştiriyle baskı altına alırken, aslında neden bir 'şirketokrasi'ye dönüşmediğinden şikâyet edenleri ayırt etmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı ve hedefi 12'den vuran bir tanımdı. Günümüzde de benzer bir girişim söz konusu olabilir mi?
Görebildiğim kadarıyla döviz kurundaki dalgalanma üzerinden halkta panik havası yaratılmaya çalışılıyor. Kriz beklentisi olabildiğince yüksek tutularak, şimdiden gündelik hayat ekonomisi başta olmak üzere iktisadi durgunluğa hapsolmamız arzu ediliyor.
Bir de böyle bir ortamda, sosyal medyada yürütülen 'ülken için dolar sat' kampanyası dikkatimi çekiyor. Bu kampanya dün de 'Dövizini Türkiye için boz' şeklinde, dolardan euroya tüm değerli döviz birimlerini satmaya yönelik bir kampanyaya evrildi ve saatlerce tt'de bir numaralı gündem maddesi olarak tutuldu.
Dolar bozdurmak, belki darbe sonrasındaki ilk dönem için geçici bir önlem olabilirdi. Zira ülkemizi ilgilendiren bir kriz durumu söz konusuydu ve o ilk büyük şoku minimum sınırlarında muhafaza (contain) etmek anlaşılır bir girişimdi. Oysa bugün aynı şartlarla karşı karşıya mıyız?
Bu kampanyaların başarılı olması, ülkemizden parasını alıp çıkmak isteyen yabancı yatırımcının işini kolaylaştırmaz mı? Ülkemizin döviz rezervi eridiğinde, bunun ekonomimize geri dönüşü nasıl olacak?
15 Aralık ve sonrasındaki aylarda FED'in faiz artırımı kararını sürdürmesi, doların bir süre daha yükselme trendini sürdüreceği anlamına geliyorsa ve bu sadece ülkemizi değil, dünya ekonomisini etkileyen bir hadise ise, birileri dolar ucuzken sattırıp, pahalıyken bize satmak mı istiyor acaba?
Neden millî ekonomistler ve devlet yetkilileri halkı aydınlatacak bir açıklama dahi yapmıyorlar da ortalık sosyal medyada gündem oluşturan ne idüğü belirsiz hesaplara kalıyor?
Gelişmekte olan tüm para birimleri, şu anda dolar karşısında değer kaybediyor. Buna yönelik 'ekonomi iletişimini' yapması gerekenler, halkı bilgilendirip gündelik ekonomik hayatımıza kriz fısıltısı yaymak isteyenleri önlemesi gerekenler nerede?
Ekonomi uzmanlığı yere göğe sığdırılamayan Başbakan Yardımcımızın AB'yi övmek, Ekonomi Bakanı'nın OHAL'in sürdürülmesini eleştirmekten daha önemli ve pozisyonlarıyla alakalı işleri yok mu?
Kıt ekonomi bilgimle bana vazife olarak bu soruları sormak düşüyor. İlgililerin ve yetkililerin tatmin edici cevaplar vermesi ve artık algı yönetimini ellerine alması şart!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019